Kadın sevebileceği zaman sevmiyor;ancak tahmin edilmeyen arzulara üzülüyor,kırılan benliğini tamir etmek istiyor,kaybedilen fırsatlara yanıyor ve bunlar ona aşk çehresi altında görünüyordu.
"Bazen şöyledir: Ne yapsak ne etsek olmaz. Neresinden tutsak elimizde kalır. Hiddetlensek de durmaz, yalvarsak da. Olur biter olacak olan. Akar gider zaman. Önünde yıkar duranı. Yıkar geçer, tüm iyi niyetimizle orada dimdik dursak dahi. Uyar'ın o çarpıcı mısraı gibi yok eden bizizdir her şeyi, her şeyi tamir etmek isterken üstelik: "Her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği" budur. Zorlamamalı hiçbir şeyi, hiç kimseyi."
Dün akıtan klozet musluğunu tamir etmek isterken tamamen kırdım... Her sifon çekişte damlatıyordu ancak kırıldıktan sonra şarıl şarıl yere su akmaya başladı :( Bugün gittim borumu ve İngiliz anahtarımı aldım, tamir ettim... Şu an dünyanın en güçlü kızıyım.
Ona hakikaten dargın değildim; asla kızmıyordum. Sadece müteessirdim. "Bunun böyle olmamadı lazımdı" diyordum. Demekki beni bir türlü sevemiyordu. Hakkı vardı. Beni hayatımda hiç, hiç kimse sevmemişti. Zaten kadınlar pek acayip mahluklardı. Bütün hatıralarımı toplayarak bir hüküm vermek istediğim zaman, kadınların hiçbir zaman sahiden sevemeyecekleri neticesine varıyordum. Kadın sevebileceği zaman sevmiyor, ancak tatmin edilmeyen arzulara üzülüyor, kırılan benliğini tamir etmek istiyor, kaybedilen fırsatlara yanıyor ve bunlar ona aşk çehresi altında görünüyordu.
Babasının zamanında paramparça ettiği benliğini tamir etmek istiyordu. Görünmek, fark edilmek, sevilmek, saygı görmek istiyordu. Herkes herkese nasıl davranıyorsa o kadarını bekliyordu karşısındakilerden.
Ey oğul?!
"Susarak kaçırdığın bir şeyi telafi etmek, konuşarak gücendirdiğin bir kalbi tamir etmekten daha kolaydır.
Tulumdaki suyu muhafaza etmek, ağzını sıkı bağlamakla olur."
Bir aceleciliğe kurban giden aşkların kalbini tamir etmek ne denli güçse, aceleyle cevaplanmış soruların hafızamızdaki izlerini silmek de o denli güç oluyor bazen.
Yani kapakçıkları yağlamayı boş verip evvela bu kadim beceriksizliği tamir etmek icap ediyor. Bu hususta kalbime beynelmilel mucitlerden çok güveniyordum.
Doğmak ya da doğmamak.
Tüm mesele bu değil.
İnsan hayatı üç evreden ibarettir. Doğmak, yaşamak ve ölmek. Bizim için doğmak ve ölmek arasındaki o zaman dilimi çok kıymetlidir. Kendimizi gerçekleştirmeye çalışırız. Peki ya bizi dünyaya gelmeden önce bizi birileri eğitmek isteselerdi? Nasıl bir dünyaya geldiğimizi anlama imkanımız olsaydı?