Saçmalama aynaya bak!!! yüzleş Kendinle, herşeyle, dünyayla" der gibi bir kitap olmuş.
Bizim isteyip, isteyipte söyleyemediklerimizi,
cesaretimizin olmayışından kafamızı kuma gömüp saçma bulduklarımızı.
Bireysel, toplumsal, sosyal-asosyallikten, siyaset çarkının dişlerinden dem vurmuş.
İnanç, inançsızlıktan, şeytan, şeytani düşüncelerden bazen sakin, kimi zaman da zıvanadan çıkmış kelimeler tekerleme olmuş.
Kapitalizm ezilenlerini, ezilmişlerini, Nazizmin izlerini satırlara sıralamış.
Kendi düşüncelerini, aleni, açık-seçik; aslında çoğu da bizleri rahatsız eden her ne varsa onların bilemediğimiz cevabını, ya da soramadıklarımızı sormuş, sorgulamış.
İşimize gelmez bazı şeyler, ezile büzüle içimizde yaşarız da korkarız söylemeye.
Biri çıkar en yüksek perdeden çığlık çığlığa söyler pat pat yüzümüze vurur her birini. Biz de ona "Ne sivri dilliymiş" deriz. İşte Yazar böyle biri.
Az ciddi biraz alaycı. Taşı gediğine koymuş.
Sohbet eder gibi dostça, bazende azarla, dahiyane bir üslupla yazılmış kitap.
Kelimer küçük punto harflerle basılmış lebelep dolu her bir satır.
Gel gör ki; yana yakıla şaşıra aktı gitti satırlar sayfalar çevrildi merakla #okudumbitti tadında çokça düşündürebilen, iz bırakan bir okuma oldu.
Bakkala dondurma almaya giden Sadık'ı asla unutmayacağım...
Sonuna kocaman, manidar bir HİÇ bırakarak sonlandırmış yazar saçmalıkları.
Sıradaki kitabını merakla beklediğim Yazarımızın kalemine yüreğine sağlık