Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yeliz GÜL

Yeliz GÜL
@terapisanati
Terapi de bir sanat değil midir, sancılı bir süreci içinde barındıran, iyileştiren, yenileyen...
Uzm. Psikolog
Altınbaş Üniversitesi- Psikoloji YL, Ege Üniversitesi- PDR
İzmir
İzmir
220 okur puanı
Ekim 2019 tarihinde katıldı
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
1957 Nobel Edebiyat Ödüllü Fransız Yazar Albert Camus'un ilk ve en çok ses getiren yapıtı: "Bugün anne öldü. Belki de dün, bilmiyorum." vurucu cümlesiyle başlıyor. 1942 yılında yayımlanan eser, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yalnız Fransa'da değil, tüm dünyada kuşağının sözcüsü ve yol göstericisi olmuştur. Romanda Meursault, bir Arap'ı öldürmüş ama bu suçundan çok, gerçek duygularını dile getirdiği ve toplumun istediği kalıba girmeyi reddediği için dışlanan bir 'yabancı' ile, 20. Yy insanın içine düştüğü yabancılaşmayı anlatır bize. Ne hissettiğinden tam olarak emin olamayan karakterimizin -yaşadığı topluma, kendine, hayata, hatta ölüme bile yabancılaşarak; işlediği cinayet nedeniyle değil de, annesinin cenazesinde gözyaşı dökemeyecek kadar duygusuz görülmesinden yola çıkarak- idama nasıl mahkum edildiğini konu alır. Ötekileştirilmiştir, herkes gibi olmadığı için.. 《Yaşam ölümle bitiyor diye kapayacak mıyız gözümüzü, yüreğimizin kapılarını bu Dünya'nın güzelliklerine, bunlar yanında insanların acılarına, çaresizliklerine? Madem ki yaşıyoruz, yaşadığımız sürece mutlu olmaya, sağımızda solumuzda mutluluk yaratmaya bakmalıyız.》
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019112,1bin okunma
Reklam
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Alice Miller Polonyalı- İsviçreli bir psikolog, psikanalist, filozof ve sosyolog. Toplumsal normlar ve din sebebiyle çocukken yaşadığımız ve üstünü örttüğümüz olumsuz olaylardan dolayı ailemizi suçlayamadığımız için, bedenimizin bu bastırılmışlıklara hastalık olarak tepki verdiğinden bahsediyor kitap. Psikolojik veya fiziksel şiddet yaşayan ya da
Beden Asla Yalan Söylemez
Beden Asla Yalan SöylemezAlice Miller · Okuyan Us Yayınları · 20193,127 okunma
280 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
119 günde okudu
Unutulmaz bir başyapıt; Oscar Wilde'nin ilk ve tek romanı... Kitabı yorumlamak ve anlatmak çok zor, çünkü edebi hazzı, derinliği, felsefesi, psikolojik analizleri, sanatçı tavrı içinde bulunduğu yüzyılı ve yaşadıkları deneyimi anlamak gerçekten olağanüstü keyif vericiydi.. Kitabin birçok basımı sansürlendiği için, ben ciltli ve içinde açıklamaları da bulunan en uzun halini okumak istedim, bir ansiklopedi niteliğindeydi.. (Everest Yayınları, ciltli) Dorian Gray, tüm ailesini kaybetmiş ama ardından büyük bir mirasa sahip olan, eğitimli, kültürlü ve herkesi kendisine hayran bırakan yakışıklı ve saf bir delikanlıdır. Yakın dostu Ressam Basil'in kendisinin portresini yapmasının ardından kendi güzelliğini fark eden ve Basil'in tanışmasını istemediği Lord Henry'nin sözlerinin etkisinde kalan Dorian için dünyadaki tek gerçek gençlik ve güzelliktir artık. Sonsuza kadar genç ve yakışıklı kalmak isteyen Dorian, bunun için ruhunu satmaya hazırdır. Zaman içinde içindeki iyilik ve güzelliği kaybedince, yaptığı her kötülük portresine yansır. Dorian o kadar yakışıklıdır ki, o ne yaparsa yapsın kimse onun kötü bir şey yapabileceğine inanmaz. Çünkü topluma göre o çağda hatta günümüzde bile çirkin insanlar kötü şeyler yapabilir algısına sahibiz. İnsanın dış güzelliği ile iç güzelliğinin çatışmasını öyle güzel ele almış ki yazar.. Yazar, kitaptaki 3 karakteri şu şekilde yorumlamıştır: Basil Holward, ben olduğumu sandığım kişidir. Lord Henry, dünyanın ben sandığı kişi. Dorian Gray ise benim olmak istediğim kişidir; belki başka bir çağda..
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Everest Yayınları · 202073,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
136 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Psikodrama hikayeleri ile terapi
Psikodrama hikayelerini içeren bir kitap okumaya ne dersiniz? İçinde 7 farklı hikaye var. Hepsinin bizi derinlerimizde yolculuğa çıkaracağı anlatılar mevcut. Daha önce hiç takas yoluyla bir alışveriş yaptınız mı? Büyü Dükkanınızda istediğiniz, arzuladığınız, hayal ettiğiniz her şeye sahip olmanız mümkün. Ama her güzel şeyin bir bedeli var. Bu
Büyü Dükkanı
Büyü DükkanıYeşim Türköz · Epsilon Yayınları · 20233,171 okunma
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Peyami Safa'nın en bilinen eseri "Dokuzuncu Hariciye Koğuşu"nda, 15 yaşında adı bilinmeyen bir gencin, 7 yıldır iyileşemediği çaresiz bir kemik hastalığına yakalanması ve bu süreçte koğuşta yaşadığı acı dolu, sıkıntılı ve depresif tedavi süreci anlatılmaktadır. Hastalık psikolojisi ve aşık olduğu genç kıza olan hislerini öyle tasvirler ve betimlemelerle anlatmış ki hayran olmamak elde değil. Osmanlı türkçesi kelimelerle dolu eseri tek zorlaştıran kısım dili olsa da, alıştıkça ve türkçe açıklamalarını okudukça kolayca alışıyorsunuz. Türk edebiyatında "insan ruhunun derinliklerinde ve labirentlerinde dolaşan ilk roman" olması, Tanpınarın dediği gibi "acının ve ıstırabın yegani kitabi" olarak görülmesi de eserin değerini bize aktarıyor. Çektiği hastalığın ruhunda sevinç olduğunda nasıl iyileştirdiğini, karamsarlığa kapılıp üzgün hissettiğinde hastalığının nasıl ilerlediğinin yansıtılması; eserin psikolojimizin hastalıklarımızda olan etkisini gözler önüne sermektedir. Kitabın cumhuriyet döneminde yazılmış olması ve ilk kez psikolojik analizlere yer vermiş olmasıyla, Türk klasiklerinde psikolojiye yer veren ilk eserler arasında yer almıştır. Ayrıca eser yazarın çocukluk ve gençlik yıllarından esinlenerek yazılmış ve eseri yazmasına Nazım Hikmet ısrar etmiştir. Eseri 3 kez okuyan Nazım Hikmet, 30 defa daha okuyabileceğini belirtmiştir, bu yüzden sizlerin de severek okuyacağını düşünüyorum.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022102,4bin okunma
Reklam
136 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Çek Yazar Milan Kundera'nın okuduğum ikinci kitabı oldu, "Kimlik". . Kitap kimlik arayışı peşinde olan, aşklarını sorgulayan bir çiftin hikayesi. Sevgililer, ilişkilerini sorgularken bir yandan da aslında kendi kişilik analizlerini sorguladıklarının farkına varıyorlar. İlişkilerindeki yetersiz iletişimden kaynaklanan yanlış
Kimlik
KimlikMilan Kundera · Can Yayınları · 20192,002 okunma
56 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Kral Oidipus, Yunan tragedyasının en kuvvetli örneği sayılmakta ve kadercilikle savaşan insanların başında gelmektedir. Yazar Sophokles, İsa'dan önce 495 yılında Atina'da doğmuş ve 406 yılında Atina' da ölmüştür. Doksan yıla yaklaşan ömründe yüzden fazla tragedya yazmış, bunlardan yalnız yedisinin metinleri kalmış, diğerleri kaybolmuştur. Altmış yıl kadar süren tiyatro hayatında Sophokles, yirmi dört defa yarışmalara katılmış, her defasında da birinci veya ikinci olmuştur. Bu yazdığı 7 eserin yazılış sırasıyla şunlardır: "Aias, Antigone, Kral Oidipus, Elektra, Trakhis Kadınları, Philoktetes, Oidipus Kolonos'ta". Oidipus, insan yine kaderinin çizdiği yoldadır, alınyazısından kurtulamaz, ama bunu bile bile, kendini yok etmek isteyen kuvvetlerin elinden kurtulmaya çalışır, uğraşmaktan yılmaz. . . "Bu gerçekten kara bahtlı insanın hayatı Sophokles'ten sonra büyük yazarları da ilgilendirmiştir. Filozof Seneca, Corneille, Dryden, Voltaire; Oidipus'un korkunç kaderini çeşitli yönleriyle ele almıştır. Zamanımızda Gide, Cocteau aynı temayı kendi görüşleriyle işlemişlerdir. Kısacası Oidipus'un başına gelenler en eski zamanlardan beri bütün açılışıyla tiyatroyu beslemiş, üstelik çağımızda bir de psikanaliz meraklılarının eline düşmüştür." . Hikaye kahinin ona kimin oğlu olduğunu söylemez, ama babasını öldüreceğini, anasıyla evleneceğini haber verir. Kitap yunan edebiyatı ve milattan önceki dönemdeki tiyatro eserlerini sevmenizi sağlayacak, psikanalizde kullanılan Oidipus Kompleksinin kökenini anlamanıza yardımcı olacaktır. . ♡♧☆
Kral Oidipus
Kral OidipusSophokles · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20198,8bin okunma
336 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Çek Yazar Milan Kundera ile tanışmam en bilinen ve felsefik romanı "Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği" oldu. Tereza, Tomas, Sabina, Franz, Marie-Claude ve Karenin (köpek) ana karakterleri etrafında dönen kitap, arka planda da Sovyetler'in Çekoslovakya'yı işgal günlerine değinmektedir. Prag baharı, komünizm konularına değinen yazar, yakın ilişkilerin döngüsü ile varoluşun yarattığı ağırlığın mı yoksa hafifliğin mi tercih edildiğinin hangi karakterlerde nasıl yansıtıldığını görmekteyiz. Aşk, ihanet, cinsellik, bağlılık, mutluluk, arayış, hayatın anlamı, aile ilişkileri, çocuklukta yaşananların şimdiki ilişkilerimize ve karakterimize olan yansımaları, toplumsal önyargılar.. . Sabina'nın evli iki erkekle olan Tomas ve Franz ile gizli ilişkisi, Tereza'nın kocasına saplantılı aşkı.. Eşlerini defalarca aldatan kocalarını asla terketmeyen kadınların döngüsel hayatlarını ve yaşam felsefelerini anlamaya itiyor sizi kitap. Benim için farklı bir deneyim oldu. Aldatmanın ve aldatılmanın neden olduğu çocukluk travmalarını derinden işlediğini düşünüyorum. Yazarın özgün kalemiyle mutlaka tanışmanızı öneririm. Sizin okuduğunuz başka hangi kitapları var, önerilerinizi bekliyorum.
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği
Varolmanın Dayanılmaz HafifliğiMilan Kundera · Can Yayınları · 201910,4bin okunma
116 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yalnızlıklar! Bir kelime daha kaç farklı şekilde anlatılabilirdi ki? Daha kaç farklı şekilde başka neye benzetilebilirdi? Yazarı önce şiirleriyle tanımak istedim ve anlatım diline hayran oldum. Şiir tarzını Oruç Aruoba'ya da benzetmedim değil, belki de bu yüzden de onu çok sevdim. Kitabı yalnızlık altınlarıyla biraz anlatmak isterim, zira şiir
Yalnızlıklar
YalnızlıklarHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20163,994 okunma
196 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Son Ada!
Livaneli ve muhteşem kalemi... Bir solukta okuyacağınız bir kitap. Yazarın en siyasi kitabım dediği, "2009'da Orhan Kemal Roman Armağanı" aldığı, küçücük bir adanın yok edilmesinin üzerinden aslında yönetenlerin bir ülkeyi demokrasi maskesi (çoğunluk diktatörlüğü) ile nasıl yok edebildiğini, sanatın öngörülerine sığınarak ne çok şeyi kazanabileceğimizi gösteren, ütopya olarak başlayıp distopyaya dönüşen harika bir roman! Yaşar Kemal'in kitabın önsözünde vurguladığı gibi: "Son Ada romanı beni vurmuştu. Bu romanı bir kere okudum. Elim değdikçe bir daha, bir daha okudum... Bu romanda insanların hepsi canlı ve yaşıyorlar. Bir de tilkiler var, bir de orman var, ormanın çamları, tilkilerin vatanı, bir de martılar. Hiç bilmediğimiz martılar. İnsanlardan bile daha güçlü anlatılmış. Zülfüce yaratılmış martılar, başka bir romanda, başka bir yerde olamazdı. Bakkalın bir sakat çocuğu var. Sakat mı değil mi romanın sonuna kadar bilmiyoruz. Bu çocuk bu romanda olmasaydı, roman bu kadar büyük olmazdı.." Bu romanı okuduktan sonra engelli çocuklara, leyleklere, tilkilere, yılanlara, en çok da martılara başka bir gözle bakacaksınız, doğanın bu olağanüstü dengesinde, hayretle!..
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201351,5bin okunma
Reklam
72 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
İnsan ile kitap arasındaki ilişkiyi inceleyen Marcel Proust, "İnsan neden okur?" sorusunun cevabını kendine has ve felsefik bir anlatımla bize sunuyor. Proust, tarih boyunca dünyayı değiştiren yazarların kitaplarına odaklanmış, sözcüklerin okuru nasıl aydınlattığını, çileden çıkardığını, kışkırttığını ve avuttuğunu bize adeta resmediyor. Proust için yaşamın akışı, çocukluğundan beri kazanmış olduğu okuma eylemidir. Yazdıklarıyla zaten nasıl zengin bir dile sahip olduğunu, yer yer aynı satırları defalarca okuduğunuzda keşfediyorsunuz. Yazarı okumaya ve onun diline alışmak için, başlangıç eseri olabilir. Proust ile tanışmanızı şiddetle tavsiye ediyorum❣ . . 《Öyle görünüyor ki kitaplardan alınan lezzet, zeka ile kol kola gitmektedir.》 . 《Tüm iyi kitapların okunması, geçmiş yüzyıllarda bunları yazmış olan en saygın ve en ilginç kişilerle yapılan bir sohbet gibidir.》#descartes . 《Başkaları için konuşur, kendimiz için susarız.》 . 《Zihnin adabını sadece okuma ve bilgi kazandırır.》
Okuma Günleri
Okuma GünleriMarcel Proust · Aylak Adam Kültür Sanat Yayıncılık · 20141,383 okunma
80 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Dünyaca ünlü Fransız Yazar Marcel Proust'un neredeyse hiç bilinmeyen bir kitabıyla karşınızdayım. "Aşk Karşılıklı İşkencedir" aforizma kitabıyla yazarla tanıştım ve 7 ciltlik eseri "Kayıp Zamanın İzinde" serisini okumak için kendimce ön okumalar yapıyorum. Bilindiği üzre, çok üst düzey bir dili olan yazarı okumak kolay değil..
Lemoine Vakası
Lemoine VakasıMarcel Proust · Palto Yayınevi · 201761 okunma
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
1998 Nobel Edebiyat Ödüllü Portekizli Yazar Jose Saramago kitabı başladığı gibi bitiriyor: "Ertesi gün hiç kimse ölmedi." . Adı bilinmeyen bir ülkede, bir gün insanlar ölümsüzleşir, ne kadar hasta ya da yaşlı olsalar da ölmezler. Artık ölüm, kendi görevinden vazgeçmiştir. Ölüm insanları sınamak için onlara sonsuz yaşamı hediye etmiştir,
Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş
Ölüm Bir Varmış Bir YokmuşJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202011,9bin okunma
616 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Azra Kohen'e olan hayranlığım bambaşka.. Hayata ve evrene bakışı, duruşu, analizleri, aforizmaları, bilgi arayışındaki bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi, öğrendiklerini başkalarına aktarma arzusu ve yazarlığı bence muazzam. Kitapları sevebilmemin kendimce en önemli unsuru akışa kapılmamı sağlaması.. Birçok kitapta bazen zihnimiz uçuştuğunda yazılan satırları sadece gözlerimiz okur ama algımız kapanır ve başka bir düşte buluruz kendimizi. Çoğu zaman ruh halimize göre bunu yaşayıp başa sararız kitabı belki. Ama "Aeden" 580 sayfa uzunluğunda bir kitap olsa da, dikkatim hiç dağılmadan okuyabildiğim nadir kitaplardan oldu. Herkeste aynı etkiyi bırakır diye demiyorum ama işlediği fantastik kurgusu, insanlığı yerin dibine sokarcasına eleştirilerinde ne kadar kızılacak şekilde olsa da kesinlikle bende bir öfke duygusu uyandırmadı, çünkü hak verdim ona tüm kalbimle. Gerçeklerle ve insansılığımızla yüzleşmenin etkisi tokat gibi çarpmıştı yüzüme ve içim acımıştı.. . Kitabi anlatmak istemiyorum, sadece okumanızı istiyorum, özellikle de eve kapandığımız bu günlerde, kendinizi keşfetmenizin yolculuğu içinde... . . 《İlgisizliğin huzur, kavganın çözüm, yalanın yöntem, savaşın kurtuluş haline getirildiği bir gerçeklikte, belki de başka bir hayatın cehenneminde yaşıyoruz, ya da cennetinin testinde.》
Aeden
AedenAkilah Azra Kohen · Everest Yayınları · 201812,7bin okunma
126 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Genç Werther'in acıları, Alman Yazar Johann Wolfgang von Goethe tarafından yazılan mektup türünde bir romandır. Yazar ilk romanı olan bu kitabi 25 yaşında kaleme almış ve dünyaca bilinen bir üne kavuşmuştur. Kitabın intihar ile anılması ise okuyucuları derinden etkilediğinden intihar vakalarının ortaya çıkmasıyla bir dönem yasaklanmıştır. Werther'in karşılık bulamadığı aşkı ve bunun karşısında yaşadığı acıyı anlatış biçimiyle, dünya edebiyatında en önemli aşk klasikleri haline gelmiş, yürek burkan bir eserdir.
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · İndigo Yayınları · 2017121,5bin okunma
34 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.