Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türk Dil Devrimi ve Geometride "Terim" Sorunu
Aslında geometri terimlerinin gerçek mimarı Atatürk'tü. Ata­türk'ün geometri terimleri arayış sürecine bildiği Fransızcanın önemli katkısı oldu.
"Güven bana, bundan daha kötü bir hale getiremezsin. Sorunu buldum." "Neymiş?" "Arabanın beş para etmemesi." Sıcak bir soluk verdim. "Bu teknik bir terim mi?" "Öyle bir şey."
Reklam
Susan "böcek" teriminin gülünç bir kökeni olduğunu düşünmüştü hep: Bu terim, 1944 yılında Harvard Üniversitesi'ndeki bir laboratuarda yapılan ve koca bir oda büyüklüğündeki elektro-mekanik devreler yığınından oluşan dünyanın ilk bilgisayarı Mark l'de yaşanan bir olaydan sonra ortaya çıkmıştı. Bu bilgisayarda bir gün bir performans düşüşü yaşanmış, bunun nedenini de hiç kimse saptayamamıştı. Saatler süren bir araştırmanın ardından bir laboratuar asistanı en sonunda sorunu bulmuştu. Bilgisayarın devre kartlarından birine bir güve konmuş ve kısa devre olmasına yol açmıştı. O andan itibaren, bilgisayarların yanlış çalışmasına ya da hiç çalışmamasına neden olan böyle şeylere böcek denmeye başlanmıştı.
Susan "böcek" teriminin gülünç bir kökeni olduğunu düşünmüştü hep: Bu terim, 1944 yılında Harvard Üniversitesi'ndeki bir laboratuarda yapılan ve koca bir oda büyüklüğündeki elektro-mekanik devreler yığınından oluşan dünyanın ilk bilgisayarı Mark I'de yaşanan bir olaydan sonra ortaya çıkmıştı. Bu bilgisayarda bir gün bir performans düşüşü yaşanmış, bunun nedenini de hiç kimse saptayamamıştı. Saatler süren bir araştırmanın ardından bir laboratuar asistanı en sonunda sorunu bulmuştu. Bilgisayarın devre kartlarından birine bir güve konmuş ve kısa devre olmasına yol açmıştı. O andan itibaren, bilgisayarların yanlış çalışmasına ya da hiç çalışmamasına neden olan böyle şeylere böcek denmeye başlanmıştı..
Siyonizm: Doğuşu ve Gelişimi
Genel Tanım "Siyonizm" teriminin kökünü oluşturan Siyon sözcüğü Musevi tarihinin ilk çağlarından beri Kudüs ile eş anlamlı olarak kullanılagelmiştir. Bu kelimeye Filistin' deki birinci Musevi tapınağının Babilliler tarafından yıkılmasından sonra özel bir anlam verilmiş ve "Siyon" , yurtlarından kovulmuş Yahudi halkının
Başka bir ifadeyle, iktidarsızlığı (ya da bugünlerde insanların sorunu hiç şüphesiz daha antiseptik kılmak için tercih ettikleri, ancak doktorların farkında olmadan kullandığı ED kısaltmasıyla ilahi adalet sonucu oEDipus’a selam çakan bir tıbbi terim olan ‘’ereksiyon bozukluğu’’ [erectile dysfunction]) sadece kafasındadır. Çünkü yatağını paylaştığı kadını zihninde anneciğine dönüştürmüştür.
Sayfa 61 - Kolektif KitapKitabı okudu
Reklam
Yürek şimdi nerede hemen saf ve basit bir şeyi akla getiriyor. Benim gençliğimde hâlâ utanmadan telaffuz edilebilen bir sözcüktü, oysa artık kimsenin kullanmadığı bir terim oldu. Tek tük adı anılırsa o da işlenmesinden bir aksaklık olduğu içindir: O bütünlüğü içinde değil de bir koroner ya da atardamar sorunu olduğu zaman akla geliyor. Ama yüreğin insan ruhunun merkezi olduğu artık anımsanmıyor. Pek çok kez bu vefasız sürgünün nedeni hakkında kendimi sorgulamışımdır. Augusto, İncil'den alıntı yaparak, "Yüreğinin sesini dinleyen aptaldır" derdi sık sık. Neden böyle olsun? Yürek bir ateş yakma odasına benzediği için mi? Orası karanlık olduğu için mi, karanlık ve alev alev? Zihin ne kadar çağdaş bir terimse yürek de o kadar demode oldu. Yüreğine kulak veren -diye düşünülüyor bu halde- hayvan dünyasına, doğal denetim altında olmayan dünyaya daha yakındır, mantığına kulak verenler ise daha yüksek gözlemler peşindedir. Peki ya böyle olmayıp da tam tersi olsaydı? Yaşamı besinsiz, soluksuz bırakan bu mantık fazlalığı olsaydı?
Sayfa 70
Şark Meselesi (Question d'Orient, Doğu Sorunu) zamana, mekâna, devletlere veya araştırmacılara göre tanımı ve kapsamı değişen siyasi ve aynı zamanda izafi bir terimdir. Geniş anlamda bu terim, büyük devletlerin Ortaçağda din kavgası, Yeniçağda genişleme ve sömürgecilik rekabeti, Sanayi İnkılâbı’ndan sonra ise hammadde temini, enerji havzalarının kontrolü ve pazar kapma mücadelesi şeklinde tanımlanabilir. Daha spesifik anlamda ise XIX. yüzyılda Doğu medeniyetinin temsilcisi Osmanlı İmparatorluğu'nun güç kaybına paralel olarak hükmettiği geniş coğrafya üzerinde Düvel-i Muazzama’nın rekabeti ve topraklarını paylaşma mücadelesidir. Şark Meselesi'nin yol açtığı bu rekabet, tarafları sürekli değişen savaşlar ve ittifaklar, siyasi bloklar, dış baskı ve müdahaleler, uluslararası konferanslar ve kongrelerin temel motivasyonu ve ana gündem maddesi olmuştur.
Sayfa 272Kitabı okudu
Berlin Antlaşmasından sonra Makedonya genel olarak Manastır, Selanik, Kosova vilayetler'i ve bağımsız Drama ve Serres sancakları için kullanılan bir terim olmuştur. Osmanlı yönetimi resmi olarak "Makedonya" sözcüğünü hiç kullanmayıp bu bölgeden "Üç Vilayet" (Vilayât-i Selâse) diye söz etmeyi uygun bulmuştur." 1903 yılına kadar vilayetler valiler tarafından ve sancaklar da kaymakamlar tarafından yönetiliyordu. Söz konusu vilayetlerin pek çoğu kendi gelir kaynaklarını kullanarak sağladıkları "özerk" sivil ve askeri yönetime sahip fiilen bağımsız birimlerdi.
Sayfa 32 - Afa YayınlarıKitabı okudu
Türk Dil Devrimi ve Geometride " Terim " Sorunu
" ... kılıcı ile ulusunu kurtaran, kalemi ile de onu yükselten ... "
Bilim -1
Reklam
Matematikçi Kemal'in Matematiksel Cümleleri
Atatürk'ü doğru anlamak isteyenlerin bilmesi gereken ilk şey, Atatürk'ün her sözünün ve davranışının arkasında bir "matematiksel akıl" olduğu gerçeğidir. Bu nedenle Hans Froemgen, Atatürk'ü "Matematikçi Kemal" diye adlandırmıştır ki, çok haklıdır. "Atatürk bir konuyu, bir sorunu işlerken matematikçi mantığı ile değişik olasılıkları ve çözümleri irdeleyip değerlendirmiştir. O, kimi düşüncelerini açıklarken niceliksel terimleri, yani matematiksel kavramları özellikle kullanmıştır. (…) Onun özgün, kısa ve özlü anlatımı matematikçi mantığına dayanmaktadır. Çünkü matematiksel bir ifadede hiçbir terim rastgele biçimde yer almaz, çıkarılmaz değiştirilemez. Nitekim onun düşüncelerinde hiçbir sözcük, hiçbir cümle rastgele kullanılmamış, belli bir matematiksel dizilim içinde bütünleşmiştir. Onun hangi konuya ilişkin olursa olsun tanımları, tıpkı geometri tanımları gibi sadece gerekli kavramları yeterli biçimde içermektedir."
Sayfa 36 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Bir kez politikacıların -ya da herhangi bir kimsenin-"yasalarla kullanmak istediği bütün terimleri tanımlamaya zorlanması" hâlinde, sözlerinin daha kısa değil, sonsuzca uzun olacağını açıkça görürüz. Çünkü kanıtlar ya da türetimler, bir yargının doğruluğunu saptayamadıkları kadar, tanımlar da bir terimin anlamını saptayamazlar; her ikisi de ancak sorunu geri atarlar. Türetim doğruluk sorununu öncüllerin doğruluğuna geri götürür, tanım da anlam sorununu tanımlayanların -yani, tanım yapmak için kullanılan terimlerin- anlamları sorununa geri götürür. Ne var ki, birçok nedenlerle bunlar da en az tanımlamaya çalıştığımız terim kadar bulanık ve kaypak anlamlı olabilirler; ne olursa olsun bu sefer onları da tanımlamak zorunda kalırız, bu da tanımlanmaları gereken yeni terimlerin ortaya çıkmasına yol açar ve bu sonsuza değin böyle gider. Görüyoruz ki, bütün terimlerimizin tanımlanmasını istemek, bütün yargılarımızın kanıtlanmasını istemek kadar savunulamaz bir istektir.
Sayfa 334 - LiberteKitabı okudu
İslam ülkeleri neden nefret ediyo ABD'den?
Günümüz dünyasında Amerika için bu tampon çıkartmasının adı, Müslüman dünyasındaki sorunlarımızın pek çoğunun kay­nağı olan "İslam" dır. Geçmişte anarşistlerle, Nazilerle, faşistlerle ve komünistlerle savaştık, şimdi sıra "radikal İslam" da. Bu terimi tırnak içerisine almamın nedeni böyle bir terimin olmaması de­ğil, aksine bunun çeşitli şekillerde ve büyüklüklerde meydana ge­len ve çok farklı karşılıklar gerektiren geniş ve karmaşık bir olgu olmasıdır. Bu terim elbette Müslüman dünyasıyla ilişkilerimiz­de yaşadığımız türden sorunlara dair kusursuz veya faydalı bir tanım sunmamaktadır. Çok daha basit, dar görüşlü analizlerde ise sorunun "radikal İslam" olmadığı, dahası İslam'ın bizzat ken­disi olduğunu da zaman zaman duymuyor değiliz. Bizden neden nefret ediyorlar, neden şiddetten yanalar, neden "demokrasiden nefret ediyorlar", Amerika'nın her sorunu çözen sihirli formülle­rini ve değerlerini neden kabul etmiyorlar, neden gerilla savaşı­na veya terörizme başvuruyorlar, Amerikan politikalarına neden karşı çıkıyorlar, Amerika'nın onların geleceğine dair hazırladığı mükemmel planları neden kabul etmiyorlar -sanırım İslam'ın bu soruların tümüne anında vereceği bir cevap var.
61 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.