Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bilgi herkese açık olmalı, anlaşılmaz terminoloji ve köhne, miadı dolmuş sistemler tarafından rehin tutulmamalıdır.
Benim şiirimde siyasi terminoloji aptallar içindir. Yani aptallar, siyasi terminolojide takılır kalırlar. Zeki olanlar siyasi terminolojiyi aşarlar.
Reklam
Terminoloji, Âdem’in İlâh tarafından yaratılışını tarif etmekte kullanılanlarla aynıdır. Ama Şit kesinlikle biyolojik bir süreçten geçerek Âdem’den doğmuştu;
Dolayısıyla bizim bugün Arapça, Farsça, Osmanlıca diye attığımız birtakım kelimeler, bilhassa bu tip terminoloji, bütün bankacılık terimleri, birtakım hukuk terimleri, hemen bütün ceza hukuku terimleri böyle Türk icadıdır. Kelime Arapçadır; fakat tamamıyla batılılaşma dediğimiz süreç içinde Batı hukuk müesseselerinin incelenmesi ve tercümesinden dolayı bütün Şark’a hediye ettiğimiz kelimelerdir ve Osmanlı’nın buluşudur. Batılılaşmada Türkiye, Şark’a filolojik hizmetlerde bulunmuştur.
JAMES RAY Birçok insan bedeninin sınırlı olduğunu düşünse de hu doğru değildir. Mikroskop altında hile görülen bir enerji etkinlik alanına sahipsiniz. Enerji hakkında ne bildiğimizi ise şöyle anlatalım: Bir kuantum fizikçisine gidip, "Dünyayı oluşturan nedir?" diye sorsanız, size; "Enerji" diye cevap verir. Peki enerji nedir? "O, her zaman varolmuş olan, varolan her şeydir. Biçimlerin içine girer, onlarla hareket eder, onlardan dışarı çıkar." Birine gidip; "Evren'i kim yarattı?" sorusunu sorsanız "Tanrı" diyecektir. Peki, Tanrıyı nasıl tanımlarsınız? "Daima vardı, her zaman varoldu. O, yaratılıp yok edilemez. Şimdiye kadar varolduğu gibi, biçimlerin içinde, biçimler aracılığıyla, biçimler dışında daima varolacak". Gördüğünüz gibi, terminoloji farklı olsa da, tanımlar aynı. Kendinizi ortalıkta dolaşan bir "et yığını" sanıyorsanız, yeniden düşünün. Siz spiritüel bir varlıksınız! Daha geniş bir enerji alanında işleyen bir enerji alanısınız.
Sayfa 165
Yoga, temel olarak deneyimini beş duyunun ötesine geliştirmeyi amaçlar. Senin beş duyu algının ötesinde bir boyut var. Bu boyuta, istediğin ismi verebilirsin. İstersen buna "gerçek ben" diyebilirsin. İstersen "ilahi olan" diyebilirsin. Ya da istersen, " Tanrı" olarak adlandırabilirsin. Terminoloji tamamen sana kalmış.
Reklam
+1
Her erkek onu bilir. - Hemen hemen diyelim. Her kadın onu bilir. - Bu maalesef doğru değil. Bilmeyenlerse tanımak ister. Bilenler, tekrarını ister. Bilmeyenler, muhtemel ki bir şeyler kaçırdığını sezinler. Etrafında koca bir endüstri, abartılı bir söylem gelişmiştir. Sinema ve televizyonda, gazete ve dergilerde, kitap piyasasında ve internet platformlarında boy gösterir. Biyolojik işlevi yerini epeydir muazzam bir kültür pratiğine bırakmıştır. Cinsel hazzın doruk noktasından bahsediyorum. Tüm yaşam alanlarımızda, düşüncelerimiz, hislerimiz, hayallerimizde, özlemlerimiz ve arzularımızda öylesine yer etmiştir ki yer ile gök arasındaki hemen her şey üzerine düşünen felsefenin neden ondan kaçındığı merak uyandırır. Düşünürleri çekingen kılan utanç mıdır? Konuya ilişkin ciddi metinlerin sayısının bu denli az olmasının nedeni terminoloji eksikliği midir? Giderek alenileşen kamusallığımızda mahremiyete duyulan saygı mıdır? Medyatik söylem elbette bu utancı bilmez; orada onun hakkında çokça konuşulur, haberler verilir, yazılar yazılır ve yayınlar yapılır. Niceliği ve niteliği açısından kendisini aşan bir anlam atfedilmiş gibi görünür.
Sayfa 11 - Tellekt -Can Yayınları Düşünce-, İstanbul,2021.Kitabı okudu
Alevilikte tasavvufi yapı
Alevilikte var olan senkretik yapıyla beraber dinî düşünce ve pratikler göz önünde bulundurulduğunda, Alevilik için tasavvufi bir yapının söz konusu olduğu görülmektedir. Nitekim, Alevilikte ilham ve keşfin (sezgi) epistemolojik anlamda temel bilgi kaynaklarından biri olarak kabul edilmesi; kişinin insan-ı kamil olarak yetiştirilmesi için gerekli
Ne zaman ki "madde" en yüce değer olarak kabul edilir, işte bu toplum, geri kalmış, İslâmî terminoloji ile cahili toplum olur.
Sayfa 104Kitabı okudu
Yeni birtakım terminoloji ile tanışıyoruz. Davranışlarımızı takviye edecek «alışma»yı arıyoruz. Böyle bir takviye için gerekli davranış şekillendirme ve düzeltmelerinin arayışı içindeyiz. Bunun için para, çan sesleri ve elektroşok tedavisi kullanıyoruz. Şekerlemeler bile kullanıyoruz bunun için. Birisi bize doğru bir karşılık verdiğinde ağzına bir şekerleme sokuyoruz.
İnkılap Kitapevi yayınları, Çeviren: Nejat Evcioğlu, SEVGİYE DOĞRU
Reklam
Doğal bir görünüm verme, gizleme, üst üste bindirme, dekorasyon. Nesneler tarafından kuşatılmış olduğumuz bir ortamda biçimin yalancı bir çözüme benzediği ve nesneye atfedilen anlamın tersini ifade ettiği görülmektedir. Uyumsuz bir görünüm sergileyen dekor, günümüzde yerini daha zarif çözümlere bırakmıştır. Ancak biçimsel söylevin bir parçası olan ve bir yananlama dönüştürülen doğadan hiçbir zaman vazgeçilememektedir. Bu doğallaştırma işlemi kendiliğinden denilebilecek bir şekilde ahlaki ve psikolojik referanslarla donatılmaktadır. Reklamlarda başvurulan sözcükler bu konuda çok aydınlatıcı olup, duygusal bir terminoloji üretildiğini göstermektedirler. Örneğin, "içtenlik", "cana yakınık", "çevreye saçılan mutluluk", "samimiyet gibi sözcükler reklam söylevlerindeki değişik biçimler ve "işlevsel stile" eşlik etmektedirler.
Sayfa 78 - KindleKitabı okudu
Örülmüş duvarlarda açılacak pencerelerle kadının kendini, yaşamı, dünyayı kadınca algılamasıı. Zira zihin hâlâ kendini, fizyolojisini, biyolojisini erkek egosuyla oluşturulan terminoloji ile ifadelendirir: Menstruasyon hastalıktır, menopoz işe yaramaz bir dönemdir...
Bizimle aynı şeyleri isteyen, aynı zevkleri yahut tüketim anlayışını paylaşan, denk bir insanla evcilleşme ve tüketim ufuklarına açılmak değil aşk. Badiou aşkı bir serüven, bir karşılaşma olarak tasavvur ediyordu. Temelde bir de terminoloji farkı var Han’la arasında. Badiou “Bir” ve “Başka” yerine, “Bir” ve “İki” diye tanımlıyor aşkı. Badiou’ya göre aşk, yani erotik karşılaşma, dünyayı ve hayatı başka açıdan görme imkânı sağlıyor bize, “Bir”in bakışıyla bakmak yerine “İki”nin bakışıyla bakmayı öğreniyoruz aşk sayesinde.
80. İlk ilkenin kendini açıklaması gereğini Spinoza görmüştü. Spinoza'nın ilk ilkesi tözdür ve tözü «kendinde olan ve kendi yoluyla kavranan: kavranması, oluştuğu başka bir şeyin kavranmasına bağımlı olmayan) diye tanımlar. (Spinoza, Ethics, Tanımlama 3.) Tözü ayrıca causa sui, kendi kendinin nedeni olarak tanımlar. Neden kelimesi bizim burada tanımladığımızdan daha geniş bir anlamda kullanılmaktadır. Çünkü ilk ilkenin herhangi çeşitten bir neden olarak ele alınamayacağını gördük. Ama bu sadece terminoloji ile ilgili bir sorun. Spinoza'nın söylemek istediği tözün kendini belirlediği ve kendini açıkladığıdır. Kendinden başka bir şey tarafından belirlenen, bu başka şeye başvurmadan anlaşılamaz ve açıklanamaz.
Sayfa 105 - PdfKitabı okudu
327 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.