Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Neden ben?” Mağdurun kaderinin keyfi, tesadüfi niteliği, adil, hatta öngörülebilir bir dünya düzenine yönelik temel insan inancına kafa tutar.
Sayfa 223
Eğer ölüm kaçınılmazsa,eğer tüm yapıtlarımiz,hatta tüm güneş sistemi bir gün yok olup gidecekse,dünya tesadüfi ise ,eğer dünyayı ve o dünyanin içindeki ınsani düzeni insanlar kurmak zorundaysa,o zaman bir yaşamın ne gibi bir kalıcı anlamı olabilir?
Sayfa 21
Reklam
Siyasette hiçbir şey tesadüfi değildir. Eğer bir şeyler oluyorsa, bunun daha önce bu şekilde planlandığından emin olabilirsiniz. F.D Roosevelt
Sayfa 249 - Millî GazeteKitabı okudu
Yani tarih “Bugün ki halimizin ne doğal olduğunu ne de sonsuza dek süreceğini,” söyler. Bir zamanlar her şeyin başka olduğunu hatırlatır. Sadece bir dizi tesadüfi olay bugünün haksız dünyasını ortaya çıkarmıştır. Akıllıca davranırsak dünyayı değiştirebilir, çok daha iyi bir dünya kurabiliriz. Marksistler bu nedenle kapitalizm tarihi okur, feministler ataerkil toplumların oluşumunu çalışır ya da siyahiler köle ticaretinin dehşetini anarlar. Tarih geçmişi ebedileştirmeyi değil ondan kurtulmayı amaçlar.
Anlamını yitiren gerçeklikler
Ekonomik krizler, entegrasyon tartışmaları ve gezegendeki savaşlar saat kadar küçük ve önemsiz gelir insana, şimdi'nin şu tesadüfi emaresi, gerçekliğin ölçü birimi saat kadar önemsiz. Ölçülebilecek kadar sıkıcı olan bir gerçekliğin.
Sayfa 104Kitabı okudu
Doğayı talan etmek yerine ona şekil vermek hiçbir zaman cazip bir anlaşma gibi gözükmemişti. Çiftçilerden çok sonra krallar ortaya çıktıklarında, avcı olarak portrelerini çizdirmeleri ve modern dünyada bile avcılığın, kralların sporu olması tesadüfi değildir. Hiçbir hükümdar kendisi toprağı sürerken ya da patates kazarken tasvir ettirmemiştir. Avcının dünyası, sabanı üzerine eğilmiş ya da ağılın etrafında devriye gezen çiftçininkinden daha asil, daha yüce daha heyecanlı olarak algılanır.
Sayfa 41 - YakamozKitabı okudu
Reklam
İslâmın dünya tasavvurunda da her şeyin, her olayın, her ilişkinin, her etkinin arkasında sadece tek bir varlık var: Tanrı ve onun gücü, “la hükme illa lillah," yani Tanrı’dan başka hiçbir egemen, Tanrı’nın kudretinden başka hiçbir kudret yoktur. Peki bu aynı zamanda ateşin yakma, kılıcın kesme gücünün olmadığı anlamı­na gelmez mi? Gelir. İslâm kelamının hâkim akımı olan Eş’ariliğin do­ğayı, nedenselliği, nedenselliğe dayanan doğa yasalarını vb. reddetmesi böylece tesadüfi değildir.
İki Hanedanın Hikâyesi:Mars'ın Kılıcı mı, Venüs'ün Lavtası mı? ON ALTINCI YÜZYIL, dünya imparatorluğu olma iddiasındaki ikibüyük gücün kozlarını paylaşmasına tanık oldu. Yüzyılın neredeyse tamamına yayılan bu mücadelede, Avrupa'daki diğer devletler de birincil dereceden taraf almak zorunda kaldı. Kitabımızda adı geçen birçok olay ve kişinin daha
Aşırı Kağıt Para Basma Ve Kontrolden Çıkan Enflasyon
Hien Tsung (806-21) döneminde ciddi bir bakır kıtlığı imparatoru bronz sikke yerine kağıt para kullanmaya itti. Ödemeleri yapmak için değerli bir şeylere gerek yoksa, neden daha ileri gidip kağıdı benimsemesinlerdi? Bu yeni fikir bir finansman zekası olmaktan çok tarihsel bir tesadüf gibi gözükmektedir. Ancak Hien Tsung'un bu tesadüfi buluşu, uzun tarih perspektifinde matbaa, barut ve pusula gibi Çin'in dünya uygarlığına yaptığı katkıların arasına eklenecekti. Hien Tsung buluşunu gelecek nesillere bırakmakla kalmadı, kendinden sonra gelenlerin birçok kağıt para sisteminde kaçınılmaz olarak izleyeceği güzergahın da yolunu açmış oldu: Aşırı para basma ve kontrol edilemez enflasyon. Çin bu konudaki dersleri erken almıştı. Tarihçi Ma Twan-lin 1149 yılında yayınlanan A Treatise on Coinage (Madeni Paralar üzerine bir Tez) adlı kitabında çarpıcı modern deyimlerle şu uyarıda bulunuyordu: "Kağıt hiçbir zaman para olamaz [ancak] mevcut maden ya da ürünlerin değerini temsil edecek bir işaret olarak kullanılır. . . Hükümet. .. kağıttan gerçek bir para yapmak istemiştir ve böylelikle, özgün amaç saptırılmıştır."
Sayfa 170 - 3. baskı - Aralık 2010
200 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.