Okumada geç kalmış olduğum bir kitap. Armand Davul ile Marguerita Gautir’in tutkulu ve bir araya gelmelerinin nerdeyse imkansız olan aşklarını akıcı şekilde anlatan Kamelyalı Kadın eseri okuduğunuzda siz etkisi altında alabilecek güzel bir kitap.
Kitap şimdiye kadar okuduğum en güzel kitaplar arasında ilk 10’a girebilecek bir eser. Aşkın yanında
Öyle günahlar (ya da herkesin onlara taktığı adı kullanırsak) öyle kötü hatıralar vardı ki insan onları kalbinin en karanlık köşelerinde saklar ama onlar orada pusuya yatıp beklerler. İnsan onların hatıralarının silikleşmesine izin verebilir, sanki hiç olmamışlarmış gibi davranabilir, hatta kendisini bu olayların hiç olmadığına ya da başka türlü olduklarına neredeyse ikna bile edebilir. Ama lalettayin edilen bir söz o hatıraları aniden tekrar açığa çıkmaya davet eder ve onlar da ayağa kalkıp o insana türlü çeşitli hallerde, bazen bir hayal bazen bir rüya olarak yahut def sesi ve arp sesiyle hislerini teskin ettiği bir anda, ya da akşamın o serin, gümüşi sükûnetinin içinde, ya da bir geceyarısı ziyafetinde karnı şarapla dolmuşken görünerek meydan okuyuverirler. Onun lanetine uğramış birine hakaret etmek için gelmez o hayal, onu hayattan koparıp intikam almak için de gelmez, bilakis geçmişin merhamet uyandırıcı kılığına bürünmüş olarak gelir, sessiz, uzak, sitemkâr.
Üç Kırık Dal...
Bazı kitapları okurken çok fazla hissediyorum çok fazla hissediyor olmaktan yorulup kitabın kapağını kapatıyorum. "Bu bir kitap." diyorum kendime, bu bir kitap. diyerek teskin ediyorum kendimi. Evet, bu bir kitap. Ama bu yaşamın içinde olan bir kitap. Benim bu okuduklarım yaşanılan şeyler. Bu acılar, bu dostluk, bu
Bu inceleme, kitabı bana Kitap Paylaşma Etkinliği ( #31517587) kapsamında hediye eden
Burak Bey'e ithaftır. Aldığım hediye kitapların içinde en güzellerinden.. Teşekkür ederim :)
Siteye kaydolmama vesile olan kitaptır Yedi Güzel Adam. "Yedi Güzel Adam kim yahu? Herkes onları
Mayıs Ayı Hikaye Etkinliği
(Kaç nolu resim olduğunu ön yargıya kapılmadan okumanız için en sona bıraktım.)
(Mümkünse şu müzik eşliğinde okuyun.
youtu.be/A3CK21RhynY )
Bir varmış bir yokmuş. Masalın yalanı mı olurmuş? Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer senatör iken ulu meclis içinde...
Vatan adında mukaddes mi mukaddes, kahırlı mı kahırlı, bağrı süngü takılı, çilesi umman kadar, bereketi gökler kadar olan bir ana varmış. Rivayet bu ya; "ana sütü gibi ter temiz" deyişi ilhamını bu anadan
Merhaba arkadaşlar;
Bir Tanpınar romanı daha geride kaldı. Huzur romanı için Osmanlıca, Arapça kelimelerin çevirilerini buraya yüklemiştim. Saatleri Ayarlama Enstitüsü için de aldığım notları ekliyorum, umarım faydalı olur…
Acemişiran: Klasik türk müziğinde makam
Ahval: Haller, durumlar, olaylar
Akide: Bir şeye inanarak
Bazen bir telefon çalar, tam o an aklınızdan geçen kişidir. Elinizde telefon ne yazacağınızı düşünürken, telefonunuza bir mesaj düşer, o sizden evvel davranmıştır. Ya da çok uzaklardan bir dostunuz daha az evvel okuduğunuz kitaptan altını çizdiğiniz alıntıyı gönderir size... Bazen sevdiklerinizin aklınızı okuduğu olur, yahut sizin onların
✔️İlkokula başlamadan, okumayı öğrendiğim günden beri okuyorum (cümleler aynı olunca da beni rahatsız ediyor, lakin durum bu🙈) Okuma alışkanlığımın ya da genel olarak okurluğun tam bir formülü olduğunu düşünmüyorum. Şayet öyle olsaydı, her veli toplantısında “siz çocuğunuzun yanında okuyun, örnek olun özendirin” düsturu, benim evladımda iş
Oturduğu bankta sessizlikten doğan gerginliğin yarattığı rahatsızlığı hissettirmek için kıpırdandı. Ona bir asırmış gibi gelen ve düşüncelerin beynine akın etiği bu zaman dilimi, taş çatlasın 10 dakika kadar ya var ya yoktu. Bunu kendisi de biliyordu. Ama içten içe inkar ediyordu. ( Çünkü ona göre dalgın zihinler hep böyleydi; Ne zaman ki
Kadın Üzerine Sabahattin Ali’nin Konuşması
Bu yazı Sabahattin Ali’nin 1932 yılın’da Konya Halkevi’nde verdiği, kadın üzerine konferansı Çakıcı’nın ilk Kurşunu adlı kitabından alarak olduğu gibi aktarmaktadır.
Kadınlar Üzerine Bir Konferans 17.1.32 Perşembe günü akşamı Konya Halkevi’nde verilen konferanstır.
Sabahattin Ali
Hanımlar,
"Ne çok acı var" diye başlar Cahit Zarifoğlu 'Yaşamak' ismini verdiği kitabına.Sahi yaşam dediğimiz şeyin içinde ne çok acı var. İnsanın hayata gözlerini açtığında yaptığı ilk şeyin ağlamak oluşundan da bellidir zaten. Hoş geldin ey insan, çok ağlayıp az güleceğin ama yine de hep devam etsin isteyeceğin hayata hoş geldin der
Jung, hatıralarını anlatırken gençliğinde kendi kendisini teskin etmek için söylediği cümleleri şöyle sonlandırır.. "İnsan anlamadığı zaman telaşlanır.."