Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şairler vardır, dizelerinde öyle bir uyum saklıdır ki, şiir kendi müziğini besteciye iletir. Kısa uzun hecelerin ritmi, ses renkleri, beş çizgili dünyada mutlulukla yerlerini bulurlar. Ümit Yaşar Oğuzcan bu anlamda bir şair ve bestecidir. Büyük bir zevkle bir çok şiirini müzikledim. — Timur Selçuk
216 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
İlahi Komedya serisinin son kitabı Cennet bölümünde Dante’ye Cehennem ve Araf yolculuğunda eşlik eden Şair Vergilius gider ve yerine Dante’ye bu eseri yazması için ilham olan, erken yaşta kaybettiği, aşık olduğu kadın Beatrice gelir. 14 Nisan 1300 sabahı Paskalya perşembesi Dante, Beatrice ile gökyüzüne yükselir. Cennete giriş yapılmadan önce
İlahi Komedya - Cennet
İlahi Komedya - CennetDante Alighieri · Altın Kitaplar · 20191,162 okunma
Reklam
299 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Cehennem, Dante’nin Tanrı’ya yolculuğunu anlatan ve Inferno (Cehennem), Purgatorio (Araf) ve Paradiso’dan (Cennet) oluşan Dante Alighieri‘nin şiiri İlahi Komedi’nin ilk bölümüdür. Şiirler oldukça kısadır: Cehennemin tamamını okumak, ayrıntılı kanto özetlerini ve analizlerini okumak kadar uzun sürer, ancak Dante’nin zor dilini anlamak için yardımcı
İlahi Komedya - Cehennem
İlahi Komedya - CehennemDante Alighieri · Altın Kitaplar · 20212,518 okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
Bir gün birilerinin bir fikri vardı. Tüm insanlar korkunç bir hızla çoğalsın, fakat düşünebilme özelliğini kaybetsin. Sorgulama, yargılama yapamazsın. Dünyanın her yerini kapasite hizmet eden yığınına bir parçası olsun. Tüm dünya, tüm kaynaklarıyla, şanslı bir azınlığa hizmet etsin. Bu nasıl gerçek olabilir? EMRE TİMUR & ÖTEKİLER
Ötekiler
ÖtekilerEmre Timur · Az Kitap · 2019298 okunma
2247 syf.
9/10 puan verdi
Bir klasik
Uzun, yorucu ve pek zahmetli, bizzat tarih gibi. Bu eser Türk tarihini Kadim Çin İmparatorluğu dönemindeki yazıtlardan tutun Arap ve Pers müverrihlerinden alınan eserler ile bir bütün haline getirilip 18. yy.da basılmış, Cumhuriyetimizin başlarında Hüseyin Cahit tarafından Osmanlıca'ya çevrilmiş Erol Kılınç sayesinde günümüz Türkçesi ile
114 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
"Senin için iyilik melekleri kopyalasın hayat!"
Merhabalar, Çok geç tanıştığım -daha doğrusu okumaya başladığım- bir yazarla karşınızdayım. O kadar duymamıza rağmen hep ertelediğimiz bir kitap, çoğumuzun. Eğer bir şair tüm şiirlerinde acı dolu dizeler döktürüyorsa yaşanmışlıkları çoktur.
Didem Madak
Didem Madak
da öyle, yazarın alıntılarını gördüğümde istemsizce boğazım düğümleniyor. Ne yaşamış bu şair de
Pulbiber Mahallesi
Pulbiber MahallesiDidem Madak · Metis Yayıncılık · 20079,1bin okunma
Reklam
624 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
İran edebiyatına ilgi duymama karşın, okuduğum İranlı yazar sayısı bir elin parmaklarını geçmez.Aklıma ilk gelen isimler, Sâdık Hidayet, Fruğ Ferruhzad, Sadık Çubek, Iyrec-i Pezeşkzad, Mustafa Mestur... Bu yazarlara İdrisîlerin Evi sonrası, Gazale Alizade eklendi. İdrisîlerin Evi'nde tasvir edilen yaklaşık 20 odalı, süs havuzlu bahçeli ev
İdrisîlerin Evi
İdrisîlerin EviGazale Alizade · Ketebe Yayınevi · 202251 okunma
TÜRKIYE
Türkiye adı: "Türkiye" adı, Türklerin yaşadığı ülkelerin ve Türk devletlerinin adı olarak, Cumhuriyet' ten bu yana değil, 1000 yrldan fazla bir zamandan beri kullanılmaktadır. Türk devletlerinin ve egemen oldukları bölgelerin adları, kendi tarihlerimizde daha çok kurucu hanedanların, hükümdarların veya hâkim boyların adları ile
Buna zeki demişler, kendisini bir halt sanmış garibim :D
Necip Fazıl daha çocukluk yıllarından itibaren bir "üstün yaratık" muamelesi görmüş ve kendisi de buna inanmıştı. Anılarında, "Herkesçe teslim edilen zekam," der, "yakınlarımı öylesine ürkütmüş ve kaygılandırmıştı ki nazar değmesin diye sık sık tütsülerden atlatılır olmuştum". (s. 72) Aynı şekilde, henüz sekiz on yaşlarındayken kendi kendine, "Bu dünyada acaba benden daha derin duyan ve düşünen ikinci bir kimse var mı?" diye mırıldandığını da anımsar. (s. 74) Ne var ki şair bu aşırı özgüven duygusunu takıntı haline gelmiş bir ölüm korkusuyla birlikte yaşamakta ve bir yandan övünürken öte yandan da kendisine "ruh dünyasının kapılarını açacak" bir "mürşid" aramaktadır. Ve bu koşullarda kendisini anlayan ve "Keşke bu kadar zeki olmasaydın!" diyerek yaralı egosunu okşayan Arvasi Efendi, karşısına adeta biçilmiş bir kaftan olarak çıkmıştır.
Sayfa 208 - Yordam KitapKitabı okudu
Timur'un urgençi yerle bir etmesi
Harezm'deki sufi handenı tekrar ayaklandı. Timur bir kez daha kente döndü ve kent ahalisi için sonuç bir kez daha felaket oldu. Timur, fethederken bir kat acımasızsa, aynı yeri tekrar alırken on kat daha acımasızdı. Urgenç yerle bir edildi. On gün boyunca, adamlarına yıkım ve katliam yaptırdı. İşleri bittiğinde, bir zamanlar, "ilim ve irfan sahibi kimselerin buluşma yeri, şair ve yazarların ikametgahı, terbiye ehli ve mümtaz kişilerin uğrağı" olan kent ortadan kalkmıştı. Urgenç bir tek camiden ibaret kalmıştı. Ne ölçüde gazaba geldiğinin bir göstergesi olarak, kentin bulunduğu yere arpa ektirdi. Bir yere uğradığını belirtmek için bıraktığı en korkunç kart vizit buydu; canı isterse bir kentin tamamını pekala yeryüzünden silebiliyordu
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
Timur sülalesi erken on altıncı yüzyılda Orta Asya'nın kalbindeki Fergana Vadisi'nde yeni bir büyük fatihin, Timur'un torunlarından Babür'ün yükselişiyle tekrar can bulmuştu. Babür tarihin en fevkalade hükümdarlarından biridir -sırf kaleme alınan, aralarında Caesar'ın Gallia Savaşı [Commentarii de Bello Gallico] veya Lawrence'in Bilgeliğin Yedi Sütunu [Seven Pillar's of Wisdom] gibi gelmiş geçmiş en dikkate değer savaş anılarının bulunduğu eserlerle kesinlikle bir tutulabilecek, öz yaşam öyküsünü yadigâr bırakmasından ötürü olsa bile-. Hindistan'ı fethi ve (ordusundaki Moğol veya Mughal unsurlar yüzünden yanlış adlandırılan) Mughal Hanedanı'nı [Babürlüler] kurması, muhtemelen Timurluların en büyük mirasıydı. Hindistan'daki Babür İmparatorluğu hikâyemizin küçük bir bölümüdür ama -Babür, Hümayun, Ekber, Cihangir, Şah Cihan ve Evrengzib gibi- ünlü Babürlü İmparatorların her biri yerine göre kudretli fatih, parlak komutan, bilge hükümdar, yetenekli yazar, şair, ressam ve imarcıydı, yani her biri Timur'un alışılmadık sülalesine yaraşır haleflerdi. Sülale, II. Bahadır Şah'ın 1857'deki İsyan'dan sonra Britanyalılar tarafından Burma'ya [bugün Myanmar] sürgüne gönderilmesiyle sona ermişti. Bütünüyle ele alınacak olursa, Timur ve haleflerinin devri muazzam bir çağdı: Hayranlık uyandıran kişilikler, hayranlık uyandıran eserler, hayranlık uyandıran binalar. Agra, Delhi ve Lahor'dan Herat, Kâbil, Buhara ve Semerkant'a kadar Timurluların bıraktıkları dünyanın en fevkalade miraslarındandır.
Sayfa 106 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
213 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.