Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ve beyaz adam Afrika'ya girer
Avrupalılar tıpkı Amerika yerlileriyle karşılaştıkları zamanki gibi Afrika'ya girdiklerinde de üç üstünlüğü ellerinde bulunduruyorlardı: Silahlar ve başka teknolojiler, tabana yayılmış okuryazarlık, pahalı keşif ve istila programlarını sürdürebilmek için gerekli siyasal örgütlenme.
Müslümanca düşünmeyi yeniden keşfetmek
1000kitap.com/yazar/celal-fed... Türkiye’de İslamcılar, Batılıların, Müslümanca düşünme ve yaşamayı siyasî bir proje olarak resmedip insanların ondan uzak durmalarına bir çözüm üretemediler. Bu nedenle de dünya üzerinde hakkını aramak için mücadele eden her Müslüman, ‘cihatçı’ olarak resmedilip yaftalandı. ‘Cihatçı’ dediklerini
Reklam
Afrika ve Avrupa'nın çarpışmasından doğan sonuçların gerisinde yatan nedenler apaçık ortada. Avrupalılar tıpkı Amerika yerlileriyle karşılaştıkları zamanki gibi Afrika'ya girdiklerinde de üç üstünlüğü ellerinde bulunduruyorlardı: Silahlar ve başka teknolojiler, tabana yayılmış okuryazarlık, pahalı keşif ve istila programlarını sürdürebilmek için gerekli siyasal örgütlenme.
Sayfa 527Kitabı okudu
Afrika ile Avrupa'nın çarpışmasından doğan sonuçların gerisinde yatan nedenler apaçık ortada. Avrupalılar tıpkı Amerika yerlileriyle karşılaştıkları zamanki gibi Afrika'ya girdiklerinde de üç üstünlüğü ellerinde bulunduruyorlardı: Silahlar ve başka teknolojiler, tabana yayılmış okuryazarlık, pahalı keşif ve istila programlarını sürdürebilmek için gerekli siyasal örgütlenme.
Afrika ile Avrupa'nın çarpışmasından doğan sonuçların geri­sinde yatan nedenler apaçık ortada. Avrupalılar tıpkı Amerika yerlileriyle karşılaştıkları zamanki gibi Afrika'ya girdiklerinde de üç üstünlüğü ellerinde bulunduruyorlardı: Silahlar ve başka teknolojiler, tabana yayılmış okuryazarlık, pahalı keşif ve istila programlarını sürdürebilmek için gerekli siyasal örgütlenme.
Sayfa 477
Avrupalılar tıpkı Amerika yerlileriyle karşılaştık ları zamanki gibi Afrika'ya girdiklerinde de üç üstünlüğü ellerinde bulunduruyorlardı:Silahlar ve başka teknolojiler,tabana yayılmış okuryazarlık,pahalı keşif ve istila programlarını sürdürebilmek için gerekli siyasal örgütlenme .
Sayfa 477Kitabı okudu
Reklam
Niçin Afrika'nın Sahra altı bölgesinde Avrupalılar sömürge kurdular? Bunun tersinin olmamış olması özellikle şaşırtıcı çünkü Afrika milyonlarca yıl, belki de anatomik olarak çağdaş Homo sapiens'in anayurdu olduğu gibi insanların evrimine de beşiklik etmiş tek yerdi. Afrika'nın yarışa böyle önden başlamış olmaktan kaynaklanan
Düşünün hele... Türk ordusu 111 milyon mermi, 6500 makineli tüfek istiyor, İngilizler vere vere 2 milyon mermi ve 200 adet tüfek vaat ediyorlardı. Ama buna rağmen ateş Balkanlar'ı sararsa, Bulgaristan'a veya Yunanistan'a bir saldırı olursa, illa da Türkiye'nin kendini siper ederek Almanları durdurmasını istemeyi biliyorlardı. Neyle durduracaklardı Almanları Türkler? İnsan ancak kendi ülkesi tehdit altındaysa düşmanı elleriyle boğar, kalkan yapabilirdi çıplak bedenini. Birinci Dünya Savaşı'nda Arapları Türklere karşı kışkırtan, Musul'a, Kerkük'e göz diken İngilizler için mi öleceklerdi yani?.. Yoksa Ortadoğu'nun cahil, ilkel aşiretlerinden kendi menfaatleri uğruna bir sürü devlet yarativeren diğer Avrupalılar için mi? Ne halleri varsa görsünler... Birbirlerini boğazlasınlar, gebersinler, diye düşünüyordu Macit içinden. Zaten bu savaşa da onların yüzünden bulaşacak değil miydiler, eğer sonunda bulaşacaklarsa, tıpkı bir önceki Büyük Savaş'ta olduğu gibi. Biti kanlanan büyük devletler birbirine giriyor, onların birbirleriyle dalaşmasının ağır faturası da hep kendi ülkesine çıkıyordu, ne hikmetse!
Başlangıçta Ticaret Medeniyeti, daha doğru bir deyişle Feodal Medeniyet kuran İslam, daha sonra ne olmuştur da kapitalizmin demokratik medeniyetine ayak bağı haline gelmiştir? Bu hikayeyi, daha önce Avrupalılar da yaşadılar. Tıpkı Hıristiyanlık gibi, efendi-kul ilişkisine dayanan Ticaret Medeniyetinin ideolojisi olan İslam, sermaye-ücretli işçi
“Hava Pompasındaki Kuş ile Deney” / Joseph Wright
Bugün size İngiliz ressam Joseph Wright'ın 1768 yılında yaptığı ve günümüzde Londra Ulusal Galeri'de sergilenen "Hava Pompasındaki Kuş ile Deney" adlı büyüleyici eserinden bahsedeceğim. Öncelikle ressam Wright, neden böyle bir resim yapma ihtiyacı duyuyor, bununla başlayacağım. 18. yüzyılda Avrupa'da hızla gelişen bilimsel
Reklam
"Mutlu olanın çok çocuğu olurdu. Mutsuz zenginler, tıpkı Türkiye nüfus kontrolü yapsın diyen Avrupalılar gibi, yoksulların çocuklarını kıskanırlardı."
Ve, gene sonradan anladım ki İstanbul'un Osmanlı kültürü, ilk teşekkül asırlarında, ekseriyetle Türkün eseri değil, soyadlarını unutmak ve gizlemek mecburiyetinde kalıp Hasan, Hüseyin, Ayşe, Fatma gibi alelade isimlerle ve "Osmanlı" unvanıyla yalnız siyasi bir milliyet taşıyan Müslümanların, padişah ve halife kullarının eseri olmuştur. Bunlar da ekseriyetle Türke yabancı olan insanlardı; bunlar ve bunların nesilleri de, yarattıkları kültür de, tıpkı memleketimizi tanımadıklarından şikâyet ettiğimiz Avrupalılar gibi, Türkiye'yi ve Türkü tanımıyorlardı.
Sayfa 643Kitabı okudu
664 syf.
10/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Tüfek, Mikrop ve Çelik
Bilime, sosyolojiye, arkeolojiye, toplulukların dönüşümüne ilgi duyuyorsanız, muhakkak Jared Diamond ile tanışmalısınız. Jared Diamond, Amerikalı bir bilim insanı ve aynı zamanda popüler bilim kitapları yazarı. Kendisi dünyaya ve hayata o kadar geniş pencerelerden bakıyor ki insanı kendine hayran bırakmaması elde değil. Böyle birinin hayatı
Tüfek, Mikrop ve Çelik
Tüfek, Mikrop ve ÇelikJared Diamond · Pegasus Yayınları · 20187,6bin okunma
Özgünlük
... şehirli, eski çağlarda "tıpkı" Acem veya Arap gibi, yeni çağlarda "tıpkı" Fransız, İngiliz, Amerikalı veya Rus gibi olmaya çalışır. "Tıpatıp Avrupalılar gibi olacağız" düşüncesi, Türk münevverlerinin neden orijinal bir sanat meydana getiremeyişlerini izah eder. Sanat, ruhun ifadesidir; şahsiyetin tezahürüdür. Kendi kendisini kabul etmeyen bir insan veya bir millet nasıl yeni bir sanat vücuda getirebilir.
Sayfa 171 - Dergah Yayınları, 14. Baskı, Ekim 2017Kitabı okudu
Türklük Kavramı Üzerine
Bernard Lewis’in de belirttiği gibi, “Türk” kavramı, İslamiyet’le öylesine eş anlamlıydı ki; bilhassa Osmanlı dönemindeki Müslüman ahali “Türk” diye adlandırıldığı gibi, bir gayrimüslimin Müslümanlığı kabul etmesi de “Türk oldu” diye ifade edilirdi. Bu durum, dünya Müslümanları içinde özellikle "sine-i selase" (üç kucak) denilen üç
175 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.