"...renkler, daha duyarlı bir ruhta daha derin ve yoğun bir etki bırakırlar. Böylece, renkleri izlemenin yol açtığı ikinci sonuçla, yani renklerin ruhsal etkileriyle karşılaşırız. Her renk kendisine özgü bir ruhsal titreşim yaratır..."
Böcekler de sevgisizlikten muzdarip olurlar mı?
Sayfa 31 - Ketebe Yayınları, 1. Baskı, Ağustos 2018Kitabı okudu
"Her bir hücre ve her bir organ belli bir titreşimle çalışır (Allah'ı zikreder).
Ancak, atıkların birikmesi ile ağırlaşan hücrelerin titreşim frekansları bozulur (Allah'ı zikirden ayrılır)."
Sayfa 41Kitabı okudu
Bunca arı, bunca yalın ve yoğun bilmek artı duymak artı yaşamak. Öldüm öldüm dirildim. Beni bana verdin. Sağ olasın. Bin kere. İçimde sürekli titreşim. Bir de korku, ...
Uzun mesafe ilişkisi...
Sesinde öyle etkileyici bir titreşim vardı ki doğru kalbe gidiyor, en manasız sözleri bile sanki latif bir esrarla ahenkleniyordu.
Sayfa 51 - KapraKitabı okudu
Kalbiniz olağanüstü bir enstrümandır ve piyanoların ya da flütlerin çok ötesinde bir uyum ve titreşim yaratma kabiliyetine sahiptir. Bir enstrümanı duyabilirsiniz ancak kalbinizi hissedersiniz.
Sayfa 74
İnsan bedeninin doğal titreşim düzeyi saniyede ortalama 300 titreşimdir.
evren; müzikten başka bir şey değil
Daha önceki bakış açısına göre, temel parçacıklar arasındaki farklılıklar, aslında her bir parçacık türünün “farklı bir kumaştan kesildiği” söylenerek açıklanıyordu. Her parçacık temel olarak görülse de her birinin oluştuğu “malzeme”nin farklı olduğu düşünülüyordu. Örneğin elektron “malzeme”si negatif elektrik yüklüydü, nötrino “malzeme”si ise elektrik yüküne sahip değildi. Sicim kuramı, bütün maddenin ve bütün kuvvetlerin “malzeme”sinin aynı olduğunu söyleyerek bu tabloyu kökten değiştirir. Her temel parçacık tek bir sicimden oluşur -yani her parçacık tek bir seçimdir- ve bütün sicimler de kesinlikle birbirinin aynısıdır. Parçacıklar arasındaki farklılıklar, sicimlerin farklı titreşim örüntüleri göstermesinden doğar. Farklı temel parçacıklar olarak görünen şeyler aslında temel bir sicimin çıkardığı farklı “nota”lardır. Muazzam sayıda titreşen sicimden oluşan evrenin kozmik bir senfoniden farkı yoktur.
Sayfa 185 - Tübitak Yayınları
Ruhumu istediğim kadar sorguya çekeyim, kıyısını bucağını karıştırayım, hiçbir derin titreşim bulamıyorum orada. İnsanın iç dünysının külrengi mekanlarında, daha başka yıkıntıların altında yatan daha başka yıkıntılardan başka bir şey yok. Peki ama, yıkıntı varsa, belki de daha önce bir tapınak, ışıklı sütunlar, mumlarla aydınlatılmış bir sunak vardı? Yalnız bir varsayım bu. Gerçekte, hiçbir zaman, hiçbir şey olmadı orada belki de kaos dışında.
Sayfa 10Kitabı okudu
Bütün parçacıklar, uzam ve zamanın ötesinde maddi olmayan, görünmez bir bilgi alanıyla birbirlerine bağlanır ve bu alan (düşünce) ve enerjidir (frekans, şeylerin titreşim hızı). Çünkü her atom, özgün bir imzaya ve enerji alanına sahiptir. Atomlar, kolektif olarak molekülleri oluşturduğunda onlar, bilgi alanlarını paylaşır, sonra kendi eşsiz enerji desenlerini yaymaya başlar. Evrende atomlardan oluşan her şeyin yaydığı özgün ve eşsiz bir enerji imzası varsa sizin ve benim de böyle bir imzamız var demektir. Siz de ben de varlık halimiz temelinde, daima elektromanyetik bir enerji halinde bilgi yaymaktayız.
Sayfa 226Kitabı okudu
Hepimiz akıllıyızdır, durmadan da akıllanmaktayız... Akıllandıkça edilgenleşmekteyiz; bu yüzden de yaşamdan gelen izlenimler bizde sağlıklı, gümbürtülü bir sesle yankılanmaz; ancak hastalıklı ince, bir titreşim uyandırır yüreğimizde...
Sayfa 34Kitabı okudu
İnsan sadece kendini bilince, her titreşim can yakıcı olabiliyor. Kendi içinin karanlık olduğunu ve ne çok keşken olduğunu, ne çok hata yaptığını düşünüyorsun bazen, inan herkesin içi biraz karanlık ve bu çok normal.
Sayfa 45 - Sahi KitapKitabı okudu
Yazı gizlerdi ama söz asla! Sesteki bir titreşim, yaşanmış bir depremin artçısı, gözdeki bir parıltı yitirilmiş bir duygunun feneri olabilirdi.
Sayfa 103Kitabı okudu
Boğazında düğümlenen bir titreşim vardı. Ağzını açtı, bütün yalnızlığı, korkusu, anasına olan özlemi, geçmişteki acıları ile geleceğin kaygılarını dile getiren uzun ve acıklı bir çığlıkla yürek sızlatıcı bir uluma kopardı. Bu ömrünün ilk uluyuşuydu.
