Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ney diğer enstrümanlara benzemez. O yüzden ney için çalmak yerine üflemek tabiri kullanılır. Burada üflemenin mecazi bir anlamı vardır. Allah , insanı yaratırken insan ruhunu üfleyerek yaratmıştır , bunu unutma. Muhakkak flüt çalmışsındır. Hiç dikkat ettin mi ? Flüt çalarken ağızdan 'Tü' sesi çıkar. Yan flüt çalarken mesela , 'Fü' sesi çıkar. Ney üflerken ise ağızdan 'Hu' sesi çıkar 'Hu' ise Yaradan'dır. Ney üflendikçe O anılır.
Ortaçağ’da aşk, insanları ve göklerdeki cisimleri hareket ettiren, hem psişik hem de somut bir kuvvet olarak görülürdü. Dante için aşk, sadece bir heves ya da tüm varlıklarda bulunan bir arzu değildir; hem fiziksel hem ruhsal özellik gösteren, her şeyi birbirine bağlayan, kozmosu bir arada tutan ve hareket ettiren evrensel bir ilkedir: “Ne creator ne creatura mai/ ...fu senza amore/o naturale o d’animo; e tu 'l sai” (Purgatorio, XVII) [ya do­ğal yollarla ya da bildiğin gibi, usun güdümüyle / Ne Yaradan ne de Onun yaratıları aşktan yoksundur
Reklam
Prof. D.W. Eberhard 480 'li yıllarda Fu-fu'lo'ların Juan-juanlar'a tabi olduklarını, sonra onlardan ayrıldıklarını söylüyor. Bilindiği gibi Prof. Eberhard Çeçenler'den Juan-juan'lar diye söz etmektedir. Yine aynı eserde Tu-cüeler'in (Türkler) Ecdad mağarasından çıktıkları ve Juan-Juanlar'ın demircileri oldukları geçiyor. Yue-anlarla Juan-Juanlar önceleri dostmuş, sonradan düşman olmuşlar, To-balar'a hokkabazlar sunarak Juan-Juanlar'a karşı yaptıkları savaşlarda kendilerine yardım etmelerini istemişler. Juan-Juanlar 460 yılında Gü-şılar'ın yurtlarını istilâ etmişlerdir. Bu arada Hu-Guolar'da 502-566 yılları arasında Juan-Juanlar'a tabi olmuşlar. Garpte Yen-çi, şarkta Cau-h'yen ve şimalde Baykal gölüne kadar uzanmışlardır. Bu arada ilginç bir görüşü de aktarmak isteriz. Avarlar, Sibirya-Ural-Kore-Moğolistan ve Türkistan gibi geniş toprakların hakimi Cücen Türk İmparatorluğu'nun boylarından olup, Göktürk isyanı sonucu batıya çekilen Türk kollarından biridir. Burada Avar kavramı içinde Çeçenlerden de söz ediliyor.
Her ne zaman okusam Şao Lingin (Tu Fu) şiirlerini, Her geyin ilkesiyle yüz yiüze bulurum kendimi.... Ab! Burada bana yoldaşlık etmek için Kalkıp da gelebilseydi ölülerin arasından! Yaşlılığın önünde savruluyor bedenim bir o yana bir bu yana Sıkıntılarım arasında habire yol sormaktayım. Çu sınırlarının ötesinde geniştir yeryüzü. Dalar beş gölün içine, basıktır gökyüzü. Bulutlar, bakryorum da sıvışıp gidiyorlar Ruhumu da beraberlerinde sürükleyerek. Mehtapta durmadan yürüyorum sesiz, benim gölgem de Ay gibi kimsesiz... Sonbahar rüzgarıyla hüznüm yükselir e doğduğum alemin hatıralarının gölgesini bana sadece o garip türküm getirir. Wang An-ih
Fazlasına gerek yok
Eğer yay kullanacaksanız en sağlamını seçin. Eğer ok kullanacaksanız en uzununu seçin. Biniciyi vurmak için önce atını vurun. Bir çeteyi ele geçirmek için önce liderini yakalayın. Bir ülkenin sınırları olduğu gibi adam öldürmenin de sınırı vardır. Eğer düşmanın saldırısı durdurulabilirse [başına indirilen bir darbeyle], neden gerekenden fazla yaralı ya da ölü verilsin? Çin §airi Tu Fu, Tang Hanedanı, VIII. Yüzyıl.
Reklam
Böyle sözleri anlayabilmek için, şair olmak gerektiğini düşündü ve kendisinin de bir şair olmadığına bir aralık üzülür gibi olduysa da bu duygusu uzun sürmedi: "Tu le poet son fu!(Bütün şairler delidir!)" diyerek, bu eksikliğinin de tesellisini buldu.
gene de benim ve bir çok berduşun eviydi Los Angeles Halk Kütüphanesi. tuvaletleri kullanırdık gizlice ve sadece kütüphane masalarında
Kubilay Han ve Ressamlar
Aksine Kubilay, Yüan döneminin en büyük Çinli ressamlarından bazılarını destekledi. Dönemin en ünlü ressamı olan Cav Mınğ-fu (1254- 1322) Harbiye Nazırlığı'nda görev aldı ve Ta-tu'da yaşadı. Kubilay'ın ölümünden sonra bile Cav resmi davetler aldı ve sonunda, 1316 yılında Çin'deki en ünlü bilgin eğitim merkezi olan Han-lin
Sayfa 162 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dokuz güzel haslet Birinci haslet: "Haşyetu'llah." (ALLAHTAN KORKMAK) İkinci haslet: "Ve kelimetu'l- adli." (HER DAİM ADALETLİ DAVRANMAK) Üçüncü haslet: "Ve'l-kasd fi'l- fakr ve'l-gınâ." (İKTİSADDAN AYRILMA. İSRAF YOK) Dördüncü haslet: "Va'fü ammen zalemek. (ZULMEDENİ AFFEDECEKSİN.) Beşinci haslet: "Ve tasilu men kata'ak." (GELMEYENE GİDECEKSİN) Altıncı haslet: "Ve tü'tî men haramek." (VERMEYENE VERECEKSİN.) Yedinci haslet: "Ve en yekûne nutkuke zikrin." (KONUŞMAN ZİKİR OLACAK.) Sekizinci haslet: "Ve sumtüke fikrin." (SUSMAN TEFEKKÜR OLACAK.) Dokuzuncu haslet: "Ve nazratüke ibraten." (BAKIŞIN İBRET ALMAK İÇİN OLACAK.)
Eğer yay kullanacaksanız en sağlamını seçin. Eğer ok kullanacaksanız en uzununu seçin. Biniciyi vurmak için önce atını vurun. Bir çeteyi ele geçirmek için önce liderini yakalayın. Bir ülkenin sınırları olduğu gibi adam öldürmenin de sınırı vardır. Eğer düşmanın saldırısı durdurulabilirse [başına indirilen bir darbeyle], neden gerekenden fazla yaralı ya da ölü verilsin? (Çin şairi Tu Fu, Tang Hanedanı, VIII. Yüzyıl.)
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.