Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Rus ordusundaki temel bozukluklarından birisi, askerlikteki yükselmenin kabiliyetten çok " koruma" esasına göre "iltimasa" dayanmasıydı. Bir askerin sadece kendi çabası ile yükselebilmesi hemen hiç mümkün değildi. Forbes* Rus ordusunda 73 yaşında bir teğmene rastlandığını söz etmektedir. (*) Harp Muhabiri
Bulgar General Skobelov için; Bütün gelirlerini emrindekilerin rahatı için harcardı. Derdi olanlara karşı hiçbir zaman ilgisiz kalmazdı. Bir seferinde genç bir askeri ağlarken görüp yanına gitmişti. Memleketinden aldığı haberde ineklerin öldüğünü ve ailesinin darda kaldığını öğrenen ailesine postalaması için hemen elli ruble vermişti.
Reklam
Bulgaristan’la ilişkileri oldukça zora sokan bir konu, Balkan Savaşı’ndan sonra güneydeki Dobruca’dan sınır dışı edilen Müslümanlar meselesiydi. 12.000 kişi sefil koşullarda Bulgar topraklarında kamp hayatı yaşıyordu. Bulgarca konuşan Müslüman Pomaklar da Ortodoksluğa ihtida etme baskısı altındaydılar. Fethi’den öğrendiğimize göre Mustafa Kemal mültecilerin yaşam koşullarını yerinde inceleyip Sofya hükümetine karşılıksız kalmayan protesto notaları çekmiştir. Ataşemiliter sıfatıyla Plevne [Pleven] ve Niğbolu’da [Nikepol] manevra izlemiş ve Varna ile Vidin gibi önemli şehirlere seyahatlerde bulunmuştur. Baba tarafından atalarının aslen Tuna Nehri sapağındaki Vidin kentinden geldiği iddialarına karşın bu seyahatlerinde ailenin soyağacını araştırdığına dair emareye rastlanmaz.
Sırbistan
Tuna Nehri çağdaş Türk tarihinin akıp geçtiği önemli bir podyumdur.
Sayfa 124 - Kronik Kitap, 10. Baskı Şubat 2017, İstanbulKitabı okudu
"Elimi çekiyorum ağacın gövdesinden. Bir daha bakıyorum yapraklara. İnanmak için. İnanmalı işte. Karşımda duruyor, güneşi durduruyorlar yukarılarda. Tuna Nehri akmaz olur mu?"
Sayfa 138 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Tuna Nehri çağdaş Türk tarihinin akıp geçtiği önemli bir podyumdur.
Sayfa 272Kitabı okudu
Reklam
... hayatın tadını çıkaracaktın, başına bir dert gelirse de eh diyecektin, ne yapalım, dünya böyle. Kafanı ona buna takıp da o ne dedi bu ne dedi diye vıdı vıdı etmeyecektin. Tuna nehri gibi akıp giderdi hayat...
Sırbistan
Tuna kalelerini övünmek için değil ama tarihi anlamak için görmek gerekir. Tuna Nehri çağdaş Türk tarihinin akıp geçtiği önemli bir podyumdur.
Sayfa 124Kitabı okudu
Yaşlı kadının dünyayı kavrayışında uçuk sayılabilecek bir yalınlık vardı. Ona göre “tenceren kaynarken, maymunun oynarken” hayatın tadını çıkaracaktın; başına bir dert gelirse de, eh diyecektin, ne yapalım, dünya böyle. Kafanı ona buna takıp da, o ne dedi bu ne dedi diye vıdı vıdı etmeyecektin. Tuna Nehri gibi akıp giderdi hayat; Tuna boyu türküleri de bu hüzünlü pervasızlığı, acıların üstünü kaplayan dayanma gücünü anlatırdı.
Eskiden Avrupa ile Osmanlı'yı iki yüz yıl ayıran medeniyet çizgisi de Tuna Nehri değil aslında vebadır!' derlerdi.
Reklam
Eskiden ‘Avrupa ile Osmanlı’yı iki yüz yıl ayıran medeniyet çizgisi de Tuna Nehri değil aslında vebadır.
Eskiden Avrupa ile Osmanlı'yı iki yüz yıl ayıran medeniyet çizgisi de Tuna Nehri değil aslında vebadır! derlerdi.
Tuna Nehri kıyısında ne kadar taş varsa Viyana'da da o kadar şu profesörlerden vardı. Hatta bazı bölgelerde at kasapları ve atlı bira arabası sürücüleri bile birbirlerine "Bay Profesör" diye hitap ediyorlardı.
864 öğeden 841 ile 855 arasındakiler gösteriliyor.