Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sosyalistler ve komünistler “solcu” diye tanındıkları için, onların karşısında olanlara da “sağcı” demek âdet olmuştur. İktisadî bakışla devletçi olmayan , liberal olan, muhafazakâr olanlar sağcı sayılmış. Sol taraf, çoğunlukla dini inkar ettiğinden dindarlar da sağcı diye gösterilmiştir. Fakat bu tarifler eksik ve kısırdır. Son zamanlarda her şey gibi bu tâbirler de müptezel olmuş, sağ ve sol birbirine karışmıştır. Kendilerine “mukaddesatçı” diyen dindarlar milliyetçi ve sağcı sayıldığı gibi, aşırı sosyalist ve komünistlerin de kendilerini “Milliyetçi” diye öne sürdükleri görülmüştür. Sağ ve sol deyimleri kabataslak ele alındığı takdirde Turancılarla İslâm birliği taraftarları sağda birleştikleri gibi, yalnız sosyal adalet kavramı düşünüldüğü anda da Türkçülerin sosyalistlerle aynı hizada olmaları gerekmektedir. Demek ki sağ ve solu iyi anlatmak, eksiklik ve kısırlıktan kurtararak öne sürmek lâzım. Çünkü sağ ve sol yalnız iktisadi veya sosyal bakım değil, millî şuur bakımından da ele alınıp değerlendirilmelidir.
Sağcı Kimdir?Kitabı okudu
Marx ve Türk Solu
Sosyal adalet kavramı Marx'tan önce de vardı ama o, bu kavramı aldı, sosyoekonomik ve politik süreçlere uyguladı ve bir model üretti. Önemli tahlil ve tespitlerde bulundu ve bazı sonuçlara ulaştı. Ben bu tahlil ve sonuçların bir kısmının eksik ve yanlış olduğunu görüyorum. Türk solu bu yapı olduğu gibi taklit etme yoluna gitti ve hata yaptı. Her şeye eleştirel bakan bir düşünce sistemi kendi kabulleri sorgulandığında tutucu ve dogmatik bir tavır içine girebiliyor demek ki. Türkiye'deki sol, Batı'nın sınıf çatışmasını, sanayi devrimini ve etkilerini, sömürgeciliği ve kurumsal din anlayışını birebir İslam coğrafyasına uygulamaya çalışarak hata yaptı ve Anadolu İslam geleneğine yabancılaştı. Hâlbuki İslam geleneğini bilselerdi ortaya çok daha farklı bir yapı çıkabilirdi. Neticede halkın değerlerine yabancılaşmış, halka rağmen halkçılık yapmaya çalışan örgütsel yapılar çıktı ortaya.
Reklam
Türk solu bu yapıyı olduğu gibi taklit etme yoluna gitti ve hata yaptı. Her şeye eleştirel bakan bir düşünce sistemi kendi kabulleri sorgulandığında tutucu ve dogmatik bir tavır içine girebiliyor demek ki. Türkiye'deki sol, Batı'nın sınıf çatışmasını, sanayi devrimini ve etkilerini, sömürgeciliği ve kurumsal din anlayışını birebir Islam coğrafyasına uygulamaya çalışarak hata yaptı ve Anadolu Íslam geleneğine yabancılaştı. Halbuki İslam geleneğini bilselerdi ortaya çok daha farklı bir yapı çıkabilirdi. Neticede halkın değerlerine yabancılaşmış, halka rağmen halkçılık yapma- ya çalışan örgütsel yapılar çıktı ortaya.
Anı yazmak, portre çizmek hassas bir meseledir. Kahvede sağı solu çekiştiren adamıyla, hamamda dedikodu yapan kadınıyla Türk milleti, başkalarının hayatını ancak kaba çizgileri üzerinden merak eder. Münevverlerimizin de bu konuda yeterince titiz olduğunu söyleyemeyeceğim. İstisna çok azdır. Bir portre merakı, bir konuya, bir kişiye çeşitli taraflarıyla bakma ustalığımız yok. Bu maalesef kötü bir yönümüz ve Yunan, Roma, Rönesans, hatta biyografici Ortaçağ İslam geleneğinden beri bir eksikliğimiz.
Sayfa 160
AP 1965 seçimlerine, “İnönü'yü deviren parti” imajıyla ve yeni lideri genç Demirel ile girdi. En önemlisi, amblemini değiştirmişti. Yeni amblem kırat idi ve liderin adı Demirel'di. İkisi birleştiğinde “demirkırat” oluyordu. DP döneminde, özellikle köylüler demokrat kelimesini “demirkırat” diye telaffuz ediyorlardı. Seçimler öncesindeki
Sayfa 112Kitabı okudu
Birbirlerine ödül dağıtan, oyunun kurallarını bozmaya cesaret edemeyen bu kuru kalabalık aslında tek bir kütledir, ilericilik-gericilik kavgası görünüşte bir çekişmedir. İlericiler, yerlerinde kalmak için değil namuslu bir sosyalistin, sahtekâr bir bezirgânın yapmayacağı oyunlarla uğraşırlar, kendilerini övenlere pay verirler. Ne yazık ki halkın
Sayfa 136 - İletişim Yayınları
Reklam
bir küçük yarı aydın çetesi
"...İlerici, gerici her türlü akımların tekelini ellerinde tutan bir küçük yarı-aydın çetesi, yıllardır kendini yenileme gereğini duymadığı için bugün artık yerini kaybetmemek için ancak bezirgân oyunlarıyla ayakta durmaya çalışmaktadır. Yıllardır halkı ve aydın potansiyelini hor gördüğü için kendini geliştirmek için parmağını oynatmamıştır.
Türk solu, Laikler hep aynıydı. Hareketçiler/MHP, Selametçiler/MSP
Böylelerine, sakın "Türk" ve "İslâm" kardeşliğinden söz etmeyiniz. Çünkü, bu tavır "hümanistçe" değildir. Aksine, biz, "insan sevgisi" adına Yunanlılar'la, Bulgarlar'la "kardeş" olmalıyız. En büyük düşmanlarımız da "Hareketçiler" ile "selâmetçiler" olmalı, onların artan "etkinlikleri" tez zamanda bertaraf edilmeli; kadrolaşmaları önlenmeli.
Önsöz
Gerçekliğin alaturka kabulü: “Evet, yaptık, gerekirse yine yaparız!” Örneğin soykırım konusunda, bugün cehalet ve inkardan, bu noktaya gelmiş durumdayız. Pek parlak bir sonuç olarak kabul edilemez. Her türlü demokratikleşme, yerinden yönetim çabası da devletin bekası açısından bir tehdit olarak algılanmıştır. Her çok parti deneyiminin, parti
ŞAHİNGDRAY VE TATARLAR Fatih Sultan Mehmed'e el veren, O'nun Bizans'ı merkezleştirerek kurduğu yeni Dmparatorluk binasının sutunîan arasına giren, Moskof'u haraca bağlayan ve tâ Avcı Sultan Mehmed zamanına kadar sadakatle Osmanlılık tfiBrinde çalışan Kınm girayları ve tatarları, ilk fiyaskoyu Viyana bozgununda yerdiler.
Reklam
ŞAHİNGDRAY VE TATARLAR Fatih Sultan Mehmed'e el veren, O'nun Bizans'ı merkezleştirerek kurduğu yeni Dmparatorluk binasının sutunîan arasına giren, Moskof'u haraca bağlayan ve tâ Avcı Sultan Mehmed zamanına kadar sadakatle Osmanlılık tfiBrinde çalışan Kınm girayları ve tatarları, ilk fiyaskoyu Viyana bozgununda yerdiler.
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.