Hayvanlarda vefa var, sadakat var, merhamet var,
İhanet yok, nankörlük yok,
Hile hurda, yalan dolan, çalma çırpma yok, yok efendimiz.
Duygusuz, kalpsiz değiliz,
Biz kimseyi tutsak etmeyiz,
Biz kimseye bıçak çekmeyiz,
Hiçbir canlıyı boğmayız, boğazından kesmeyiz.
Topumuz tüfeğimiz yok, yok efendimiz.
.
Hakaret ve küfür objesi olarak diline dolayıp
Martıları Seven Adam ‘ı uyku tutmamış, yatağında dönüp duruyordu. Çünkü onu martılardan daha mutlu eden tek bir şey vardı, o da Fransız Teğmenin Kadını Patrice’ydı ve onu düşlerken gözüne uyku girmiyordu. Hava aydınlanırken
"Çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhu üzerinde hiçlik kadar ağır bir baskı uygulayamaz."
Satranç bir insanın hayata tutunmasını sağlayabilir ve onun hayatını kurtarabilir mi? Hayata tutunmamızı sağlayan şeyler bizi daha farklı bir felakete sürükleyebilir mi? Kurtuluş sandığımız, sıkı sıkıya tutunduğumuz şeyler bir süre
Sırça Köşk, bir dönemin yasaklı kitaplarından. Okumadan önce neden yasaklı olduğunu tahmin etsek de okuduktan sonra gerçekler neden yasaklanır ki diye düşündürüyor.
Bu kadar mı sevmiyoruz gerçeğin anlatılmasını?
Bu kadar rahatsız eden ne?
Gerçekle yüzleşememek niye?
İfade etmeyince, anlatmayınca geçip gidecek mi öylece?
Sabahattin Ali,
Nuri Pakdil in güzel bir sözü vardır : " Kudüs'ü savunmak, gerçek müslümanlığı savunmaktır.Kudüs sevilmeden insanlığa girilmez.Tutsak Kudüs'e borcumuz, Kudüs'ü savunmaktır,özgürlüğüne kavuşturmaktır.Kalbimin yarısı Mekke'dir, geri kalanı da Medine'dir, üstünde bir tül gibi Kudüs vardır." der.İlk kıblemiz Mescit-i Aksa'nın,Miraç hediyemiz namazın tebliği, peygamberimiz(sav) sırlara eriştiği yer orasıdır.Allah özgürlüğünü yaşamayı bizlere nasip etsin inşallah.Amin.