5 yıldır 1000 kitap üzerinden düzenli olarak kitap okuyorum. Şükür elimden geldiğince tatlı bir sayıya eriştim, çok fazla kitap tavsiyesi aldım, etkinliklere girdim, etkinliği kendim düzenledim, arkadaşlarımın önerilerine uydum, canım sıkıldı ilk önüme geleni okudum, yeri geldi en alakasız kitapları okudum; ancak hiçbir kitapta bu kitabı okurken
Tüketiyoruz;
Tükettikçe TÜKENİYORUZ!
Kendimden geriye, sizden ileriye, Tyler’dan sonsuza, Chuck Palahniuk’ten günümüze. Sistemi eleştiren sistemin yazarına, sistemin içinde çifte kavrulmuş benden, tersten sistemsiz bir inceleme.
Dövüş Kulübü=Biz, Biz=Hiç
Hiçlikte doğmuş, hiçliğe gidiyoruz. Durup bir bakıyoruz, gördüğümüz tek şey, koskoca bir
"Birçok insan matematiğin yasalarını bilir veya güzel sanatlar alanında
beceri sahibidir. Fakat çoğu insan, yaşamı yöneten yasalarla,
yaşama sanatı denen o güç hakkında pek az şey bilir. Bir insan bir
uçak yapabilir ve onunla bütün dünyayı dolaşabilir. Fakat nasıl mutlu,
başarılı ve memnun olunacağını öğreten o basit sanatın tamamen cahilidir.
Sanatları öğrenirken listenin en başına 'yaşama sanatı'nı koymayı
unutma ... "
Çağımızın en tehlikeli ifadesi oldu modernite denen kavram...Modernite bir unutma sanatı oldu artık günümüzde ;Neyimi unuttuk?
Öz değerlerimizi unuttuk..Kimliğimzi unuttuk
Unutmak isteyen hızlı koşar hızlı Yaşar hayatı...
Hatırlamak isteyen ise yavaşlar:Anlam arar
İşte bütün mesele bu değilmidir :Yaşama sevinci
Esma Terapi den /Yıldırım
Jorge Luis Borges, zihnimin içine korkunç bir dalış yaptı. Kum Kitabı sıradan bir öykü kitabı değil öncelikle bunu belirtmem gerek. Her bir öyküsü sanki ayrı bir kitap okumuş doyumunu veriyor. Asla sonu yok...
Bu kitapta kesinlikle kara büyü var...
Hiçbir kitap, okuma, düşünce, düş son değil... Gerçekler ise asla duru değil...İnsanın asıl
"Birçok insan matematiğin yasalarını bilir veya güzel sanatlar alanında
beceri sahibidir. Fakat çoğu insan, yaşamı yöneten yasalarla,
yaşama sanatı denen o güç hakkında pek az şey bilir. Bir insan bir
uçak yapabilir ve onunla bütün dünyayı dolaşabilir. Fakat nasıl mutlu,
başarılı ve memnun olunacağını öğreten o basit sanatın tamamen cahilidir.
Sanatları öğrenirken listenin en başına 'yaşama sanatı'nı koymayı
unutma ... "
KunderaAşkına-1212.Kitabım-SayınınGüzelliği
~~~Varılacak yere aldırış etmeyen kişi nereye gittiğini sormaz~~~
MILAN KUNDERA, 1929 yılında Prag'da doğdu. 1967'de yayımlanan ilk romanı Şaka (sıradaki okumak istediğim kitabı)12 dile çevrildi ve 1968'de Çekoslovak Yazarlar Birliği Ödülü'nü aldı. 1968'deki Rus istilasından
Bu kitabın sayfaları arasında; "Aşksız olma ki ölü olmayasın. Aşkla öl ki diri kalasın." diyerek bize rehber olan Mevlâna'yı bulacaksınız. Oscar Wilde'ın mahkemedeki savunması vardır, aynı zamanda birer tutanak sayılabilecek bu sayfalarda: "Bu sevgi, sadece bu yüzyılda yanlış anlaşılmıştır. O denli yanlış anlaşılmıştır ki, 'adının geçmesine cüret edilemeyen aşk' olarak tanımlanabilmiştir. Kafka'nın iletmeye çalıştığı bir nottur kimi yerde; "Onunla benim hakkımda konuşacak olursan bir ölüden bahseder gibi an beni." dediği. "Onu o kadar uzun süre seveceğim ki, sonunda o da beni sevecek." diyen Van Gogh'un biçareliğini. "Ah Leonardo, boş bir aşk uğruna böyle içine karartmak neden? Beni küçümseme, zavallı değilim büyük arzuları olandır zavallı." diyerek kendi kendine söylenen Leonardo'yu. "Ah, Ah! Ancak aşk yumuşatabilir hayatımdaki acıları, Ey tanrım sevgisi gücüme güç katacak kadını gönder bana artık." diyerek yakan Beethoven'ı. "Aşkta sevilmeyen kişi olmasına rağmen seven birisi olarak yaşadığı dünyada çekilen acıların nasıl taşınabileceğini gösteren" Dante'yi. Hayatı boyunca doğru dürüst bir birliktelik yaşamaya Nietzsche'yi "Kadınına giderken kırbacını yanına almayı unutma." dedirten nedenleri. Salvador Dali'nin aşkı Gala'yla ortaya çıkan dehasını bulacaksınız, sanatı için aşkı ve kadınları asla vazgeçilmez olarak görmeyen Picasso'yu da elbette ve de diğerlerini... Evet, toplam 50 ismin daha çok da trajik olan aşklarını bulacaksınız bu kitapta.
Yıllar önce, kendime kazandırdığım en güzel alışkanlık unutmayı öğrenmekti. Şöyle bir dakika süreninden. Bana göre, unutma eylemi yola devam etmek içindir. Bazen, hele ki umudun eşiğinde duruyorsan kolay olmaz elbet. Kalpte çıkan ayaklanmayı darbe ile bastırmaya benzer bu. Bir bakıma gerçeğe ihanet etmek de denebilir belki, hatta bizi biz yapanı