NOT: Bu yazı yalnızca kitaba dair değildir. Uzun bir makale konusu, tez ya da kitap olabilecek "kadınların tarihi"ne dair kısa bir yazıdır. Yine de bir incelemeye göre uzundur. 10'dan fazla alıntıyla da yazıyı zenginleştirmeye çalıştım. Ve rahat okunması için konu başlıklarına ayırdım. Yalnızca kitapla ilgili kısımları merak edenler
10 dakikalık bir filmin yılın en iyi Kısa Film unvanı kazandığı ve sinemada gösterime gireceği açıklandı. Filmi merak edip izlemeye gelen büyük bir kalabalık toplandı. Seyirciler salona girdi ve film oynamaya başladı ama bir gariplik vardı.
Film başlayalı 6 dakika olmasına rağmen ekranda aynı sahne vardı, kamera açısı sadece bir odanın tavanını gösteriyordu. 7.dakikada aynı sahnede bir değişiklik olmadan geçince seyirciler şikâyet etmeye başladılar ve bazıları zamanını kaybettiğini söyleyerek salondan ayrılmak istedi. Aniden kamera açısı tavandan yere indi ve omurilik felci, tamamen engelli yatağa uzanmış bir bayan görüldü...
Ve şu cümle yazılıydı:
"Bu engelli bayanın hayatının her saatinde gördüğü sahnenin sadece 8 dakikasını size sunduk ve siz buna 8 dakika bile katlanamadınız! Hayatınızın her saniyesinin değerini bilin....
...
Bir lisan, bir insan demekti. Mîr Celadet, bir dilin savaşını değil bir insanlık savaşı veriyordu.
Kimdir bu Celadet?
Binlerce yıldır Mezopotamya'yı ekip biçen, Asur'a Pers'e göğüs geren, Zagros'un, Cudî'nin, Ararat'ın, Kurmênc'in öz çocuklarının dil süvarisi...
Yaşamı sürgünler, baskılar ve tehditler altında geçen, yine de durmayan, dedesi
"Eserinin üzerinde imzası olmayan yegâne sanatkâr öğretmendir."
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e Başöğretmenlik unvanı verilen bu anlamlı günde, tüm kıymetli öğretmenlerin gününü yine Atatürk'ün sözü ile kutluyorum.
Bu vatan size minnettardır!
Var olmanız, ışığınızla aydınlatmaya devam etmeniz dileğiyle...
Osho ne cevap vermiş:
“Evet, EGO insanın hastalığıdır. Çünkü, menfaat grupları senin hasta olarak kalmanı ister. Onlar senin sağlıklı ve sağlam olmanı istemez. Senin sağlıklı ve sağlam olman menfaat grupları için bir tehlikedir. Bu yüzden hiç kimse basit olmak istemez, hiç kimse bir şey olmamak istemez.
Hamdım, piştim, yandım
Bu üç cümleden ibarettir Hayat. İnsan hamdır, nefis ile mücadelesi ile başlar pişmesi, taki Allah'dan gayri herşeye Lâ diyerek başlar sanırım yanması.
Bizim haddimiz değildir ki, Derya' yı incelemek naçizane elimizden gelenleri paylaşmak istedim...
https://1000kitap.com/_GOKYUZU_ ,https://1000kitap.com/masaldanalinti ,
🇹🇷🇹🇷
Kızımın da yer aldığı milli takımımız Avrupa Kızlar Matematik Olimpiyatında aldıkları 2 altın, 1 gümüş ve 1 bronz madalya ile Avrupa 3.'sü oldu.
Bu arada Gülce yani kızım üst üste 3 yıl altın madalya alan ilk Türk kızı unvanı kazandı. Cumhuriyetimiz'in 100. Yılına katkımız olduysa ne mutlu bize🇹🇷
Maalesef memleketimizde akademik personelden bir kısmının unvanı yükseldikçe kendini dev aynasında görüyor. Bu gruptan arkadaşlar gördükçe aklıma hep Tolstoy'un sözü geliyor:
Öyle horozlar vardır ki öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar."
Bu düşünce tükeniştir! 🙇🕊️
#alıntı
Balzac’la tanışmam lise dönemime denk gelir. Vadideki Zambak’ın tırt bir çevirisiydi sanırım. Kitabı o zamanlar klasikler arasında olduğu için merak etmiş almış okumaya başlayınca hatırladığım kadarıyla şöyle bir cümleyle karşılaşmıştım;
“Balzac kadınlar ile ilgili şöyle der; ‘Genç kadınları ciddiye almayın, onlar bencildir, onlarda gerçek dostluk
Bir Tarafta Tarihi yazan ve günümüzü şekillendiren Mustafa Kemal, bir diğer tarafta ise Devleti yönetmek yerine, ülkeyi beceriksizce işgal ettiren ve tüm ciddi uyarılara rağmen susup, yabancı devletlerin emri altına girenler var… Hatta ve hatta işgal devletleri ile aynı çizgide yürüyenler var...
Tarihe bakışınız nasıldır ya da ne yöndedir
İrvın Yalom'un "Nietzsche Ağladığında" kitabını okuduktan sonra hem yazara hem kitaba aşırı derecede hayran olmuş ve kendisini seven herkesin bu muhteşem psikolog ve psikanalist Yalom'u okumaya davet etmiştim.
Gündüz Vassaf ile ilk tanışma kitabım "Cehenneme Övgü" Türklerin İrvın Yalom'u olarak gördüm ve Türk olmasından gurur
“Sokrates peygamber mi doğrusunu Allah bilir ama muvahhit( Tek tanrı inancı) olduğu kesin." İlahiyat profesörü Faruk Beşer'in Sokrates hakkında bir makalesinden bir alıntı yapmak istedim. Çünkü Sokrates'in felsefi yanıyla birlikte çok güçlü bir dini yanının olduğunu düşünüyorum. Sürekli iyiyi güzeli savunması, önemli olanın öbür