— Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır.
— Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir.
— Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
KAHRAMAN ORDUMUZA
👉1-Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
İstiklal Marşımız "korkma" diye başlar. Biliyorsun ki bu, Resûl-i Ekrem'in Sevr mağarasında Ebû Bekir'e söylediğidir. Bunlar tesadüf değil." (İsmet ÖZEL)
İstiklâl Marşı'nın ilk kelimesi KORKMAdır. Buradaki korku ne can
— Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır.
— Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir.
— Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
Uykuyu bile zaman kaybı olarak görücek kadar çok çalışmak mı yoksa üzerindeki hırkayı çıkarmaya üşenicek kadar hayattan zevk alamamak mı?
Neden bilmiyorum Martin Eden'i okurken zihnimde sürekli onu Oblomov ile karşılaştırdım.
İkisi de hayatın, düşüncelerin, insanların, evrenin ve tüm oluşumların farkında olan farkına varan karakterler ama
"Tek suçunuz hür insanlar gibi konuşmak
Kitaplar suç ortağınız"
R. Ilgaz
Bu kitabı 70 yıl önce okusam başıma gelmeyen kalmazdı. Şimdi gönül rahatlığıyla okuyup, incelemesini yapabiliyorum. Bu güzel bir ilerleme. Şu an kitaplığımızda Aziz Nesin, Nazım Hikmet, Rıfat Ilgaz gibi
Rus hatip,gazeteci ve yazar Petrov, tüm insanlığın daha rahat bir hayat sürmesini, yücelmesini ve mutlu olmasını arzu etmiş ve bu doğrultuda eserler vermiş. Özellikle yoksul köylü ve işçilerin geri kalmışlıktan ve ezilmişlikten kurtulması yönünde çaba göstermiş.1868 yılında, Petersburg’un Yamburg kasabasında, yoksul bir ailenin çocuğu olarak
Fırtınanın takvimi varmış. Yaşayanlar, bilenler onu tanırmış. Tanırmış da tarihe not düşermiş. Sana da haber edermiş:
Öğren, dermiş.
Uyan, dermiş.
Ders al, dermiş.
Sen yatağında uyurken...
Dalların çiçeğe dururken...
Bahara sevinirken...
Sinsice yaklaşırmış. Kalleşçe yaklaşırmış. Filizlerini kırar, kolunu kanadını koparırmış. Alabora edermiş
"Yoksulluk utanç getirir. Hele bizim buralarda, sosyal yarışı kaybettiğin an, dışlanırsın. İnsanlar ahlaksızlığı bağışlayabiliyor ama acizliği asla. Çal, soy, yeter ki yoksul kalma.” diyor Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak’ın yönetmeni Ahmet Uluçay. Yönetmenin muhteşem tespitine hepimiz şahitlik ederiz zannediyorum. Paraya dönüştürülemediği
Murat Menteş
Birkaç kez okuyacak kadar sevdiğim Ruhi Mücerret'in yazarı. Yanlış çağda yaşamanın stresi içinde olan yazar. Çağın fiyakalı kaybedeni.
Bu defa bir şiir kitabını okumak nasip oldu. Üstelik dizeleriyle, çizimleriyle oldukça farklı, özgün bir şiir kitabının yazarı.
"Allah'ım bizler senin falsolu kullarınız,
n'olur