Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sabah ezanları okunmaya başladığında yatağından kalkıp elini yüzünü yıkadı. Aynada makasla bıyığını sünneti şerifeye uygun olarak düzeltirken uykunun bir uyanış ve düşlerin de gerçeğin ta kendisi olduğu fikri kafasını meşgul etmeye başlamıştı. Az önce uyanıp gözlerini gerçek dünyaya açarak yatağında gerinmeye başladığında belki de bir uykuya dalmıştı. Eğer bu doğruysa, şimdi gördüğü her şey bir düştü. Gördükleri ister gerçek ister düş olsun, bundan gerçeği ya da düşü gören bir özenin varlığı çıkıyordu. Şu durumda bütün bunları gören bir kişi olarak o, vardı. "Rendekar'ın dediği gibi ben varım" diyordu, "Peki ama ben kimim? ayna bana İhsan Efendi olduğumu söylüyor, rüyamdaki ayna ise Bünyamin olduğumu söylüyor. Ben kimim? Bütün bunları gören özne aslında kim?"
Görüşünüz yalnızca kalpten bakabildiğinizde berraklaşır. Dışarı bakanlar düş kurar, içe bakanlar uyanış yaşar.
Sayfa 47
Reklam
Hayatından benim hayatıma, isterse bir örümcek ağı kadar incecik olsun, hiç bir hatıranın uzanmadığını gösteren uyanış, geçekliğin uçurumuna ilk yuvarlanıştı.
Seni ömrümün sonuna kadar beklerim. Bu zamana kadar nasıl beklediysem, bir o kadar daha beklerim. Yeter ki sen bana gelmekten hiç vazgeçme.
"Şaşırtır ölüm," diye devam etti dayı. Doğrudan Faruk'un gözlerine bakıyordu. "O kadar ki, bebekliğinden itibaren 'Anne uyutur, anne uyandırır' demeyi öğrenip bunu yüz sene yaşasa da unutmayan insan, 'Allah yaşatır, Allah öldürür' demeyi unutur. Sanki kötü birisi gelmiş de bir kötülük yapmış gibi hisseder ölüm geldiği zaman. Halbuki canlı olmanın şartı, aynı zamanda ölü olmaktır. Şaşkınlık bunu unutturur. Her canlı ölümü tadacaktır. Dünya hayatı aldatıcı bir eşyadan, maldan, mülkten, oyun bahçesinden, o bahçede ki oyuncaktan başka bir şey değildir. Gerçek hayat, öldükten sonra ki hayattır. Hayat büyük bir unutuş ise ölüm de aksine derin bir fark ediştir. Hayat uykudur Faruk, ölüm ise ebedi bir uyanış. Uyanmış ve gerçek uyanıklığın tadını almış hangi insan tembel tembel uzanmak ister o kirli ve kalabalık yatağa?"
Gerçekleri görmek, hayır diyebilme cesaretidir. Güçlülerin emirlerine karşı gelebilmektir. Uyanış ve insan oluştur.
Reklam
Çünkü savaşımız insanlara karşı değil yönetimlere hükümranlıklara bu karanlık dünyanın güçlerine kötülüğün göksel yerdeki ruhsal ordularına karşıdır.
"Bayan Pontellier öyle başkalarına içini döken kadınlardan değildi; o güne gelinceye kadar yaradılışına ters düşen bir özellik olmuştu bu. Çocukken bile kendi küçük yaşamını tümüyle kendi içinde yaşamıştı; daha çok küçükken içgüdüleriyle yaşamın ikili niteliğini kavramıştı: Dışta kurallara uygun bir varoluş biçimi, içte bunları sorgulayan bir yaşam."
Tanıtım bültenindenKitabı okuyacak
Başkalarına yardım etmek istiyorsan önce senin güçlü olman gerekir!
Anladım ki kendimi "mükemmel" ya da "kurban" olarak görmekten vazgeçmeliydim. Diğer insanların makam, mevki ya da zenginlikleri, başarıları, malları mülkleri onların insan olarak değerlerinin yükselmesini sağlamıyordu. Hepimiz eşitiz. Özellikle de Yaradan'ın gözünde!
Reklam
Günlük hayatımda birşeyler ters gittiğinde fark ettim ki ağzımdan kısa soluklar alıyorum. Ağızdan nefes verişimi, burun nefesine çevirmeye başladığımda dikkat dağınıklığımın ortadan kalktığını, daha kolay ve iyi konsantre olduğumu gördüm.
"Dünyadaki en başarılı cambaz dahi olsan, dengede duramazsan ipten düşersin."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.