Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ağlamak
Bazı acılarda yetmez Bazı ölümlere Örtüsüdür bazı acıların Örter, örtülmez Savunur bir süre Ağlayanlar sevinmeli. Sevin ağlıyabiliyorsan Acılar art arda dinmeli Durur bir nöbetçi gibi Durur bir bekçi gibi Zamana gülmeli-gülmeli Sevin ağlıyabiliyorsan Unutmanın kardeşidir ağlamak Uyur uyanır yatağında duyguların Düşüncenin kucağında hep çocuktur Ağlamak Özdemir Asaf
Ağlamak
Ağlamak Bazı acılarda yetmez Bazı ölümlere Örtüsüdür bazı acıların Örter, örtülmez Savunur bir süre Ağlayanlar sevinmeli Sevin ağlayabiliyorsan Acılar ardarda dinmeli Durur bir nöbetçi gibi Durur bir bekçi gibi Zamana gülmeli-gülmeli. Sevin ağlayabiliyorsan Unutmanın kardeşidir ağlamak Uyur uyanır yatağında duyguların Düşüncenin kucağında hep çocuktur Ağlamak.
Sayfa 445 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Rüya, Ankara Yolu, Köydeki Ev...
Bu yazım sevgili eşim
Ayçagül Akar
Ayçagül Akar
‘a ithaf edilmiştir. “Atma Babaaa..“ Yahu şu yoklukta, elindeki demir parayı taze betonun içine attı ya adam. Ben onunla renk renk akide şekerleri alırdım, gitti anam gitti! Tamam da ben büyüdüm, koca adam oldum, şimdi şu sekiz yaşımdaki köyde evin temel atılmasında yaşadığım anıyı
Ağlamak.
Ağlamak Bazı acılar da yetmez Bazı ölümlere Örtüsüdür bazı acıların Örter, örtülmez Savunur bir süre Ağlayanlar sevinmeli Sevin ağlayabiliyorsan Acılar ardarda dinmeli Durur bir nöbetçi gibi Durur bir bekçi gibi Zamana gülmeli -gülmeli Sevin ağlayabiliyorsan Unutmanın kardeşidir ağlamak Uyur uyanır yatağında duyguların Düşüncenin kucağında hep çocuktur Ağlamak.
. . . ŞİİR-MİİR K/aralamalar (Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
BİR GECE BİR YOLCULUK
Yine aşkın peşindeyim, istemsiz gitti elim sevdaya. Gece. Bütün dertler gece uyanırdı uykusundan. İnsan gece uyur, dert gece uyanır. Beni buraya kim fırlattı, bu kuytu yalnızlığa. Sustum. Sustum, ruhum konuştu sadece sessizce kimsesizce. Güneş battı, ay doğdu, gece oldu. Bozacılar bağırdı şıracılar şahit oldu. Bir insan unuttu insan olduğunu,
Reklam
...sen yarı kalmış rüyamsın benim.
Ölmeden önce, çocukluğumdan çıkarken dinlediğim bir Süryani masalını hatırladım. İhtiyar yalnız adam gece yarısı uykusundan uyanır, kalkar bir bardak su içer. Bardağı sehpaya koyar ki, oradaki mum yok. Nerede? İp gibi bir ışık sızıyordur içerden, ışığı takip eder, gerisin geriye kendi odasına girer ki yatağında bir başkası elinde mum yatıyor. Sorar "Sen kimsin?" diye. "Ölüm," der yabancı. İhtiyar bir an esrarengiz bir sessizliğe bürünür. "Demek geldin," der sonra. "Evet," der ölüm, memnun. İhtiyar, "Hayır," der kararlılıkla, "sen yarı kalmış rüyamsın benim". Yabancının elindeki mumu bir anda püfler ve karanlıkta her şey kaybolur. İhtiyar kendi boş yatağına girer ve uyur. Bir yirmi yıl daha yaşar.
675 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
310 günde okudu
Ocak ayında alıp, mayıs ayında okumaya başladığım 6 ayda biten bir yolculuk..Tıpkı Pessoa'nın bu kitapta dediği gibi, ''Sadece hayal gücü çok zayıf olan insanlar, bir şeyler hissetmek için yer değiştirmeye ihtiyaç duyarlar..'' Bir zamanlar bu kitap bana tavsiye edildiğinde ruh halinin sağlam olması gerektiği söylenmişti, sakın kendini iyi hissetmiyorsan okuma denmişti..6 ay boyunca ne zaman okumaya hazır hissettiysem o zaman aldım elime kitabı..Tam 250 ye yakın alıntı/altını çizdiğim cümleler çıktı kitaptan..Tutunamayanlar'a zor kitap dediğim için utanıyorum şimdi kendimden..diyenler de utansın..Kitaba dair tek bir şey söylemek istiyorum, bir insan hem gerçek hayatın bu kadar dışında yaşayıp, hem hayal dünyasında yaşarken nasıl olur da yaşamayı bu kadar çok sever, varlığını bile inkar ederken nasıl uyanmak için uyur, yani yaşadığını hissetmek için uyanır uykudan? bir düş yaşamı ki, nasıl bu kadar sevilir ve ölüm bile reddedilen varlığının karşısında aciz kalır? kafamda deli sorular.. Kimi zaman üşütmüş bu dediğim, kimi zamansa-hatta çoğunlukla-hak verdiğim aklı başında anlatımlarla beni benden alan kitap..tavsiye etmek isterdim; aklına, ruh sağlığına güvenen varsa 675 sayfalık bir beyin fırtınası sizi bekliyor..var mısınız, yok mu? hadi buyrun bakalım..
Huzursuzluğun Kitabı
Huzursuzluğun KitabıFernando Pessoa · Can Yayınları · 202110,5bin okunma
D.C.
ABDAL ile APTAL* Abdal, (hali) değişen demektir, aptal değişmeyen, o nedenle ilki evrilir, ikincisi devrilir. Abdala malum olur, aptala bir şey olmaz. Aptal önemli olana değer verir, abdal değerli olana. Aptal hep haklı olmayı marifet bilir, abdal hep haklı olmamayı. Abdal nedene bakar, aptal sonuca, bu yüzden ilki ayılır, ikincisi
Ağlamak
Ağlamak Bazı acılarda yetmez Bazı ölümlere Örtüsüdür bazı acıların Örter, örtülmez Savunur bir süre Ağlayanlar sevinmeli Sevin ağlıyabiliyorsan Acılar art arda dinmeli Durur bir nöbetçi gibi Durur bir bekçi gibi Zamana gülmeli-gülmeli. Sevin ağlıyabiliyorsan Unutmanın kardeşidir ağlamak Uyur uyanır yatağında duyguların Düşüncenin kucağında hep çocuktur Ağlamak.
Reklam
Acılar ve ayrılıklar nasıl günlere yayılırsa, mutluluk ve aşk da an’lara yayılır. Aşk an’dır, kısadır, kesintilidir. Ayrılık saatlerdir, günlerdir, kesintisizdir. Aşk parçadır, ayrılık bütün. Doğrudan kalbe verilen kısa şoklar gibidir aşk. Beden kalpten başlayarak kasılır, sarsılır. Bazen verilen aşk kalbe fazla gelir. Âşık kaybedilir. Bazen de tam dozundadır, yeterlidir. Bu gibi durumlarda âşık salisenin binde biri bir zaman diliminde uyur uyanır. Görülen yeniden görülür, duyulan yeniden duyulur. Yaşanılan yeniden yaşanır. İşte bu yüzden birçok âşık o an’ı daha önce yaşadığını düşünür. Âşık olduğu kişiyi daha önce de tanıdığını. Oysa bu kesinlikle bir yanılsamadır. Kesin olan bir şey daha vardır; âşıkken dünya daha hızlı döner.
Ağlamak
Ağlayanlar sevinmeli Sevin ağlayabiliyorsan Acılar art arda dinmeli Durur bir nöbetçi gibi Durur bir bekçi gibi Zamana gülmeli-gülmeli. Sevin ağlayabiliyorsan Unutmanın kardeşidir ağlamak Uyur uyanır yatağında duyguların Düşüncenin kucağında hep çocuktur Ağlamak.
Sayfa 283Kitabı okudu
YKS'ye Selam Olsun
••• Bursa'da Zaman •••• Bursa'da bir eski cami avlusu, Küçük şadırvanda şakırdıyan su; Orhan zamanından kalma bir duvar ... Onunla bir yaşta ihtiyar çınar Eliyor dört yana sakin bir günü.
Sayfa 51 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Ağlamak Bazı acılarda yetmez Bazı ölümlere Örtüsüdür bazı acıların Örter, örtülmez Savunur bir süre Ağlayanlar sevinmeli Sevin ağlayabiliyorsan Acılar art arda dinmeli Durur bir nöbetçi gibi Durur bir bekçi gibi Zamana gülmeli-gülmeli. Sevin ağlayabiliyorsan Unutmanın kardeşidir ağlamak Uyur uyanır yatağında duyguların Düşüncenin kucağında hep çocuktur Ağlamak.
...
456 syf.
8/10 puan verdi
Bu kitabı nasıl anlatsam, ne desem inanın bilmiyorum. Epey zamandır bu kadar ilginç bir kitap okumamıştım. Konusundan az bahsedecek olursam; Adamın biri sabahın ilk saatlerinde ıssız bir ormanda bulur kendini. Adını hatırlayamaz, geçmişini hatırlayamaz. Panik içinde düşe kalka ilerlerken karşına bir malikâne çıkar. Kapıyı çalar, bir adam kapıyı açar ve "Doktor Bell neredeydiniz?" diye sorar. Doktor şaşkındır, bu evi hiç hatırlamadığı gibi, evde bulunan insanlar da ona yabancı gelir. O gece uyur, ertesi sabah uyanınca kendini evin kâhyası olarak bulur. Aynaya bakar, inanamaz. O gece tekrar uyur, bu sefer banker olarak uyanır. Ve üstelik her şey sil baştan tekrar yaşanır. Hep aynı günü yaşar fakat farklı insanlar olarak. Bu malikânede neler oluyordu? Gerçekten kendisi doktor muydu? Bu insanlar kimdi ve en önemlisi farklı insanların bedenlerine nasıl girmişti? Sıradışı bir kitaptı. Çok değişikti. Severek okudum fakat karakterleri aklımda tutmakta zorlandım. Kitabın ilk sayfasında karakterler tek tek yazılmıştı. Ara ara dönüp listeye bakmak zorunda kaldım. Hızlı okunan kitaplardan değil ama farklı konusu ve beni merakta bırakan anlatımıyla "iyi ki okudum" dediğim kitaplar arasında yerini aldı.
Evelyn Hardcastle’ın Yedi Ölümü
Evelyn Hardcastle’ın Yedi ÖlümüStuart Turton · İthaki Yayınları · 2020867 okunma
416 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.