Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sonra yavaş yavaş mantığım değişti. Hatta dünyaya bakışım, eşyayı görüşüm, insanları anlayışım değişti. Vakıa bunlar bir günde olmadı. Hatta çok güçlükle ve adım adım oldu. Hatta çok defa bana rağmen oldu. Fakat oldu.
Oldu.
John Berger’in dediği gibi : “Sonra bir şey oldu her şey değişti.” Ya da daha derin manasıyla Tanpınar’ın dediği gibi : Sonra yavaş yavaş mantığım değişti. Hatta dünyaya bakışım, eşyayı görüşüm, insanları anlayışım değişti. Vakıa bunlar bir günde olmadı. Hatta çok güçlükle ve adım adım oldu. Hatta çok defa bana rağmen oldu. Fakat oldu.
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
John Berger
John Berger
Reklam
Vakıa İstanbul’da böyle bir alemde ilk defa bulunuyorsam da bunun bizim hayatımız için pek emsalsiz bir muvaffakiyet olduğunu anlamak hiç güç değil hanımefendi… Bundan dolayı son derece tebrik ederim… Bilhassa salonunuzun terbiatı, tefrişatı bir harika-i sanattır; pek belli ki buna rastgele bir mefruşat çırağı değil, ince ve yüksek bir zevk nezaret etmiş.
Sayfa 18 - Can
Akşamın Hüznü
'Kıymetli Babacığıma' yine akşam seriyor ufka siyah tüllerini yine opseydim o çok özlediğim ellerini. Biten akşamların hüznüyle yürekler mahzun Sana hasretle geçen her gün asırlardan uzun. Gecikirdin de kış akşamları bazen yüreğim Sıkışırken...seni sıhhatle görürdüm, kederim. O zaman şefkatinin rüzgårında savrularak Çözülürdü, beni
Hayatımı cuma günleri kehf, akşam namazı sonrası vakıa, yatsıdan sonra amenerrasulü ve mülk, sabahları da cuma suresi okuyarak yoluna koymaya çalışıyorum bir gelişme olursa haber vereceğim..
İslam'a yaklaşan zihin,İslamî hayata bakan göz,onu asıl gereçleştireceği hedeflerin bir unsuru,niyetlerine müdahale eden bir vakıa olarak gördüğü sürece İslâm için kendi düşüncesinde bir 'yer' tayin edecektir.
Reklam
Sonra yavaş yavaş mantığım değişti. Hatta dünyaya bakışım, eşyayı görüşüm, insanları anlayışım değişti. Vakıa bunlar bir günde olmadı. Hatta çok güçlükle ve adım adım oldu. Hatta çok defa bana rağmen oldu. Fakat oldu.
Sayfa 219
Vâkıâ içindeki sefaleti beraberinde taşındıktan sonra her yer birdi.
Sayfa 304Kitabı okudu
(...) ve şimdi uzun uzun, derin derin düşünüyorum da kulağıma çalınan ve gözümle gördüğüm bu nevi maceraların hepsinde aynı sebeplerden aynı neticelere varan bir vakıa aynıyetini buluyorum.
Sayfa 244
Hayır, benim çocukluğumun hürriyeti, hiç de bu cinsten bir hürriyet değildir. Evvelâ, burası zannımca en mühimidir, onu bana hiç kimse vermedi. Bu sızdırılmış altın külçesini birdenbire kendi içimde buldum. Tıpkı ağaçta kuş sesi, suda aydınlık gibi. Ve bir defa için buldum. Bulduğum günden beri de küçücük hayatım, fakir evimiz, etrafımızdaki insanlar, her şey değişti. Vakıâ sonraları ben de onu kaybettim.
Reklam
Tümevarımsal Hatıralar...
Sessiz kalırdım bazen Her şeyi anlamıyormucasına Hava, su ve güneş Her zerresinde o sesi anımsarken. Rüzgarlar fısıltıyordu kulağıma, üşüyeceksin. Eve git. Uğultusunda duyuyordum davudî tiz sesini. Ve güneş gökyüzünü boyarken kızıla Silüetini çıkardı ufukta! Ama sarıydı teni sanki istemiyor gibi. Hüzün kaplıyordu göğüs kafesimi taki gece ay
-Siz ey yoldan sapmış inkârcılar! -Mutlaka zakkum ağacından yiyeceksiniz. -Karınlarınızı onunla dolduracaksınız. -Üstüne de o kaynar sudan içeceksiniz. -Hem de susamış develerin suya kanmaz içişleriyle. -İşte hesap gününde onların ağırlanması böyle olacak! Vâkıa 51-56
“Vâkıa, Ahmet de sakindi. Fakat yaratılıştan öyle idi. O, kendisini kabahatli bulan adamdı. Bilhassa, doğuşunun hazin tesadüflerini öğrendiği günden beri -kimden, nasıl? Bunu hiç biri bilmiyordu. Belki de komşulardan biri söylemişti;- daima köşesinde, daime evi yadırgar olmuştu. O kadar ki, biraz fazla şımartılmak istense, hatırımı alıyorlar düşüncesine kapılıyor, gözlerine yaş birikiyordu. Bu, her yerde tesadüf edilen şeylerdendir. İnsanlar bazen doğuştan mahkûm olurlar, saz parçası kendiliğinden kırılırdı.”
Sayfa 14
HUKUKU VAKIAYA UYDURMAK!..
- "Malûm olduğu üzere, yürürlükteki kanunlar çerçevesinde işkence bir suçtur; buna mukabil işkence de, hiçbir "acaba" hissine yer bırakmayan kaskatı bir vakıa... Yapılması gereken iş, ya kanunun geçerliliğini ispatlayıp işkenceciyi cezalandırarak işkenceye mânî olmak veya "şu işi yapana bu işkence tatbik olunur!" şeklinde hukuku vakıaya uydurmaktır!..
Sayfa 9 - Takdim'den, İBDA YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.