Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Evet, gerileme bir vakıa ve zaman zaman tam bir siyasi ve ahlaki iflas görüntüsüne bürünüyor ama iyi veya kötü gerekçelerle Batı ile savaşan ve onun üstünlüğüne karşı çıkan herkes daha da ağır bir iflas yaşıyor.
Sayfa 10
Vâkıa Sûresi Ayet 74-81 ve 96 tefsiri
74. Ey Muhammed! Rabb'inin Azim yani ondan büyüğü yoktur adıyla tesbih et. 75. Hayır, nücumun mevkilere yani kısım kısım inen Kur'an'ın düştükleri yerlere yemin ederim. 76. Ve eğer bilirseniz gerçekten bu büyük bir yemindir. 77. Kuşkusuz o kerim bir Kur'an'dır. 78. O meknûn bir kitaptadır (Levh-i Mahfuz). 79. Ona ancak mutahhar olanlar dokunur (Sefere Melekleri). 80. Bu kitap alemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir. 81. Şimdi siz bu sözü mü inkar ediyorsun? 96. Ey Muhammed! Azim Allah'ın ismiyle tesbih et, tevhid ile zikret. O'ndan daha büyük yoktur.
Sayfa 155 - İşaret Yayınları 4.CiltKitabı okudu
Reklam
Fukara dirisinde de kepaze oluyor, ölüsünde de. Vakıa derler ki, insanlar bir doğarken, bir de ölürken birdir. Fakat ne ölümde ne de doğumda birlik, beraberlik var.
Sayfa 125Kitabı okudu
Kurduğum asılsız hayali sevmişim, bu güzel hayaletin kaybolmaması için onu hakiki mahiyeti içinde seyretmekten korkuyorum. Vakıa her şeyi söylemek istiyorum, fakat bir taraftan da sükutuhayal korkusuyla, hakikatten kaçıyorum, sükut-u hayal korkusu ve aldanmak ihtiyacıyla kendimi avutup duruyorum; ta ki hakikat, kendi ayağıyla bana gelecek, zorla muhayyileme girecek, savurucu bir rüzgar gibi orada ne kadar asılsız ve güzel vehimleri varsa hepsini tarumar edecek, beni kendime getirecektir.
Yaratılma süreci sona ermiş bir vakıa değilse bir Müslüman nasıl yalnız kalabilir? Yalnızlık bir Müslüman için hissedilir olmaktan uzaktır.
2224 Ey mânâ Güneşi, sen de canfeşanlık edip şu köhne âleme bir yenilik göster. 2225 İnsanın vücûduna can da, revan da gayb âleminden akar su gibi gelir. 2226 Her vakit gayb âleminden insan bedenine yeni yeni hayat ve füyûzât vârid olur. Ten cihanından da dışarıya çık emri verilir. 2227 Resûl-i Ekrem Sallallâhü Aleyhi Vesellem buyurdu ki:
Sayfa 220
Reklam
Evet gayet zengin ve işsiz, istirahat döşeğinde herşeyi mükemmel bir efendiden sor; ne haldesin? Elbette, aman vakit geçmiyor, gel bir şeş-beş oynayalım, veyahud vakti geçirmek için bir eğlence bulalım, gibi müteellimane sözleri ondan işiteceksin.. veyahud tûl-i emelden gelen, bu şey'im eksik, keşke şu işi yapsaydım gibi şekvaları işiteceksin. Sen bir musibetzede veya işçi ve meşakkatli bir halde olan bir fakirden sor; ne haldesin? Aklı başında ise diyecek ki: "Şükürler olsun Rabbime, iyiyim, çalışıyorum. Keşke çabuk Güneş gitmeseydi, bu işi de bitirseydim. Vakit çabuk geçiyor, ömür durmuyor gidiyor. Vakıa zahmet çekiyorum, fakat bu da geçer, herşey böyle çabuk geçiyor." diye, manen ömür ne kadar kıymetdar olduğunu, geçmesindeki teessüfle bildiriyor. Demek meşakkat ve çalışmakla, ömrün lezzetini ve hayatın kıymetini anlıyor. İstirahat ve sıhhat ise, ömrü acılaştırıyor ki, geçmesini arzu ediyor.
Dünyaya bakışım, eşyayı görüşüm, insanları anlayışım değişti. Vakıa bunlar bir günde olmadı. Hatta çok güçlükle ve adım adım oldu. Hatta çok defa bana rağmen oldu. Fakat oldu.
Vakt içre vuku bulan ilmin ümmetidir. Allah Müslümanlar üzerinde nimetini tamamlamıştır. İlmin ümmetinin varlığı hissedilen bir vakıa durumuna yükselmişse, bu ümmetin kendi âlimini çağırmakta gecikmeyeceği bedihidir.
Sayfa 48
Abdullah ibni Abbâs radıyallahu anhümânın rivâyet ettiğine göre Hz. Ebû Bekir Resûlullah Efendimiz’e hitâben: “Yâ Resûlallah! Sende yaşlanma alâmetleri görünüyor, sakalın da ağarmış!” dedi. Allah’ın Elçisi de ona şöyle buyurdu: “Beni Hûd, Vâkıa, Mürselât, Amme yetesâelûn (Nebe’) ve İze’ş-şemsü küvviret (Tekvîr) sûreleri kocalttı ve saçlarımı ağarttı.”
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.