Hiçbir şeyden kuşkulanmayan Bilbo, o sabah elinde bir baston taşıyan yaşlı bir adam gördü. Uzun, sivri tepeli, mavi bir şapkası, geniş, gri bir pelerini, beyaz sakalının üzerinden geçip belinin altına kadar uzanan gümüşî bir atkısı ve koca siyah çizmeleri vardı.
'İyi günler!' dedi Bilbo. Yalnızca bunu söylemek istemişti. Güneş pırıl pırıl parlıyor, çimenler ise yemyeşildi. Gandalf, uçları gölgeli şapkasının kenarından fışkıran uzun, gür kaşlarının altından Bilbo'ya baktı.
'Ne demek istiyorsun?' dedi Gandalf. 'Bana iyi bir gün mü diliyorsun, yoksa istesem de, istemesem de iyi bir gün olacağını mı söylemek istiyorsun; yoksa bugünün iyi bir gün olduğunu mu, yoksa aslında iyi olunabilecek bir gün olduğunu mu?'
'Hepsini birden söylüyorum' dedi Bilbo. 'Ayrıca da dışarda bir pipo tüttürmek için hârika bir gün olduğunu söylüyorum. Eğer yanınızda bir pipo varsa oturup tütünümden bir tutam buyrun! Telâşa hiç gerek yok, önümüzde koca bir gün var!' Sonra Bilbo kapısının yanında duran bir tabureye oturup bacak bacak üstüne attı ve havaya Tepe'nin üzerinden bozulmadan kayıp gidecek hoş, gri bir halka üfledi.
'Çok güzel!' dedi Gandalf. 'Ne yazık ki bu sabah dumandan halkalar üflemeye vaktim yok. Düzenlediğim serüvene katılacak birisini arıyorum. Böyle birini bulmak da epey zor.'
Sayfa 14 - Altıkırkbeş Yayın 36/2 Nerdeyse Bütün Eserleri-1 J. R. R. Tolkien / The Hobbit, 1937 Türkçesi: Esra Uzun 1. Baskı Temmuz 1996(Mitos Yayıncılık) 2. Baskı: Ekim 1997