Sürekli koşturuyorlar, mutluluğun peşinden koşuyorlar. Mutluluk koşarak yakalanmaz halbuki, yürürken yakalanır. Yavaş yavaş yürürken, kendinle iyi geçinerek, kendinle iyi anlaşarak.
“Demek ki acı ile hafıza aynı yolun yolcusuydu. Bize en çok acı verenleri unutmamamızın nedeni buydu; ya hafızamızdan vazgeçip bizi sadece tek tip güdük bir mutluluğun içine hapseden bir yaşam seçecektik ya da ona sarılıp acılarımızın çeşnilendirdiği bir geleceğe doğru pupa yelken ilerleyecektik özgürce.”
“Ama sizi gerçekten yanımda görmek istiyorsam, benim de size kaybolduğum yerleri anlatmam gerekir. Çünkü biliyorum, eğer oraya gelemezseniz asla tam anlamıyla birlikte olamayız.”
“Gerçeğe ulaşmak artık ölümden korkmamak demektir. Her ikisiyle de yüz yüze gelmek büyük bir cesaret gerektirdiğinden, ölümle gerçek birbirlerine benzer. Gerçekler de insanı öldürdüğü için ölüm gibidir.”
“Bazen ona karşı hissettiğim şeyin aşk olup olmadığından emin olamıyorum -aşkın genel kabul gören tasviri benimkinden öyle farklı ki. Bu konuyu hiç konuşmadan, onu sevdiğimi bilmeden sevmek isterdim.”