Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
4. Bölüm, Sevginin Uygulanması
Bir kişiye inanmanın diğer anlamı da, kişinin bir şey yapabileceğine inanmaktr. İnancın en temel varoluş türü annenin yeni doğmuş bebeğine duyduğu inançtır. O yaşayacak, büyüyecek ve konuşacaktır. Ancak çocuğun bu anlamdaki gelişimi o denli düzenlidir ki bu gelişmeyi beklemede inanca gerek yokmuş gibi görünür. Fakat bu, çocuğun sevme, mutlu olma,
Sayfa 142
Atomculuk fiziksel dünyanın gerçekliğini, çoklukçu bir teori aracılığuyla Elea mantığının kaçınılmaz etkilerinden kurtarmak için ortaya koyulan son ve en başarılı prişimdir. Bu düşüncenin rakiplerine göre Anaksagoras'in tohumlarının sonsuz bölü nebilirliği ve niteliksel farklılıkları, sorudan kaçınmak gibi görünüyordu ve onlar da çözümü daha
Reklam
440 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın orjinal adı “The Schopeanhauer Cure” olmasına rağmen dikkat çeksin diye Türkçesine “Bugünü Yaşama Arzusu” büyük puntolarla eklenmiş. Bence bu isim kitabın içeriği hakkında biraz alakasız bir önyargıya neden oluyor. Ben kitabı satın alırken; yaşam enerjisini yükseltmeyi vaadeden ufak ipuçları içeren bir kişisel gelişim kitabı gibi bir yargı
Bugünü Yaşama Arzusu
Bugünü Yaşama ArzusuIrvin D. Yalom · Pegasus Yayınları · 20173,325 okunma
İnşallah bu kitap beklentilerimi karşılar
Sevgi bizi tanımlar; o "insanın varoluş sorununun cevabıdır". Her yıl sevgi üzerine düzinelerce kitap yayımlanıyor fakat hiçbiri Fromm'unki gibi otuz dört dile çevrilmiyor.
Sayfa 7 - Say YayınlarıKitabı okuyor
302 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Oğuz Atay, ilk baskısı 1987 yılında yapılan Günlük’ü ile de edebiyat araştırmacıları ve okuyucuları için önemli otobiyografik malzeme sunmuştur. Oğuz Atay, günlüğünde öncelikle bir roman yazarı olmakla birlikte okuyan, düşünen ve eleştiren bir şahsiyet olarak karşımızdadır. Eserde söz konusu süreçleri yaşarken aldığı notlar Oğuz Atay portresini
Günlük
GünlükOğuz Atay · İletişim Yayınları · 20205,7bin okunma
Aile içi anlar düşündüğü değil, hissettiği anlar. Gerçek düşünce diye kabul ettiği düşüncelerse yalnızken ya da çocuğu gezdirirken geliyor zihnine. Ona göre gerçek düşünceler insanların konuşma ve giyim tarzları, kaldırımların yüksekliğinin pusetler için uygun olup olmadığı, Jean Genet’nin Paravanlar’ının yasaklanması ya da Vietnam Savaşı üzerine kafa yormak değil, kendine dair meseleler üzerine, olmak ve sahip olmak, varoluş üzerine düşünmek. Bir anda gelip geçen, başkalarına ifade edilmesi imkânsız duyumları derinleştirmek; yazacak zamanı olsa –artık okuyacak zaman bile bulamıyor– kitabının malzemesini de bunlar oluştururdu. Günlüğüne çok nadir elini sürüyor, sanki aile çekirdeğinin birliğine karşı bir tehdit teşkil ediyormuş gibi, bir içsel dünyaya artık hakkı yokmuş gibi. Şöyle yazmış: “Artık hiçbir fikre sahip değilim. Hayatımı açıklamaya çalışmayı bıraktım” ve “tam bir küçük burjuva oldum çıktım.” Önceki amaçlarından saptığı, sadece maddiyatla uğraştığı hissine kapılıyor. “Bu sakin ve konforlu hayata yerleşip kalmaktan, farkına varmadan yaşayıp gitmekten korkuyorum.” Günlüğünde asla yer almayan şeylerin hepsinden vazgeçmeye hazır olmadığının bu tespiti yaparken bile farkında.
Reklam
·
Puan vermedi
OKUDUM - BİTTİ KİTAP ADI: BİRİ, HİÇBİRİ, BİNLERCESİ YAZAR ADI: LUIGI PİRANDELLO SAYFA SAYISI: 256
Biri, Hiçbiri, Binlercesi
Biri, Hiçbiri, BinlercesiLuigi Pirandello · Aylak Adam Yayınları · 20184,062 okunma
77 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
Merhaba. Ayın bir diğer okuduğum kitabı Şule Gürbüz'ün "Ne Yaştadır Ne Başta Akıl Yoktur" tiyatro oyunu oldu. Okuduğum en farklı tiyatroydu. Perde değil de yedi sahneden oluşuyor. Önsöz de, Oruç Aruoba traji-komik olarak nitelendiriyor oyunu. Daha çok ölüm ve arayışın olgusunda durulan oyunda Oruç Aruoba, "akıl, ölüm ve
Ne Yaştadır, Ne Başta Akıl Yoktur
Ne Yaştadır, Ne Başta Akıl YokturŞule Gürbüz · Boyut Tiyatro · 1993155 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Birey Tanrı ilişkisi ve Varoluş mücadelesi
Ingmar Bergman , İsveçli oyun yazarı ve film yönetmenidir. Papaz bir babanın oğlu olarak din dogmalarıyla yetiştirilmiştir. Dindar ailesinin baskıcı tutumları onu bulunduğu çevrenin tam aksine Tanrı ve dini sorgulamaya sürüklemiştir. Buna istinaden Bergman eserlerinde sert bir şekilde bireysel çatışmalara ve tanrısal sorgulamalara yer verir.
Yedinci Mühür
Yedinci MühürIngmar Bergman · İz Yayıncılık · 2010224 okunma
264 syf.
8/10 puan verdi
Mutlaka okunması gereken bir kitap!
28 yaşında aşırı dozdan aramızdan ayrılan Anthony Veasna So' nun dilimize çevrilen tek kitabı. 9 öyküden oluşan derleme 2022 yılında LGBTQ edebiyatı dalında ödül almış. Yazarı genç yaşta kaybettiğimizi öğrenince kitabı daha bir duygusal okudum. Öyküler bir varoluş sancısı üzerine yazılmış, birbiriyle olan bağlantıları nedeniyle de sanki aile hikayesi okuyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz. Aynı zamanda günümüz "Amerikan Rüyası" dünyasının aslında nasıl kabuslarla dolu olduğuna değiniyor. Kamboçya halkına yapılan soykırım, lgbtqıa+ bireylerinin problemleri, aile içi sıkıntılar, ataerkil düzen eleştirisi ve din konusu öykülerinin arka planında işlenen konular olarak tekrarlanıyor. Öykülerin hepsi iyi olmakla beraber benim kişisel olarak sevdiğim 3 öyküsü muhteşem. Bunlar, "Chuck's Donuts'ta Üç Kadın", "Dükkan" ve "Nesil Farkları". İyi ki dilimize çevrilmiş, içimde buruk bir üzüntü bıraksa da iyi ki bu yazarla tanışmışım.
Gece Yarısı Partileri
Gece Yarısı PartileriAnthony Veasna So · Can Yayınları · 20241 okunma
Reklam
Sınav nedir? -Acaba bu sınav. Ayetler (doğa yasaları) karşısındaki halleri mi insanların? Her an yaşanan bir şey mi? -Doğa yasaları her an yürürlüktedir. Bu yasalar hem insan bedenin içinde, hemde toplumsal yapıda, hem de evrensel süreklilikte devrededir. İnsan her eyleminde her seçiminde ya da bu yasalar üzerinden bir basamak atlar, ya olduğu yerde sayar, ya da bir basamak geri düşer. Bu durumda, her an yaptığı seçimler üzerine O’ ndan bir geri bildirim alır. Bu geri bildirimin niteliğini belirleyen şey nedir? Yasası… o yasayla ne kadar uyumlu ve uyumsuzsa eylemleri, anlayışı ve yaşantısı; ektiği tohumun ne olduğunun geri bildirimi de buna göre olacaktır. Öyleyse sınav nedir?Geçmek?Kalmak nedir? - Bu geri bildirimler aynı zamanda “deneyimler”. Bu deneyimler olumlu, nötr veya olumsuz olabiliyor. İnsan “Varoluş yasalarına” uygun seçim yaptığında, doğası bunu destekliyor ve yürüdüğü yolda ileri doğru bir adım atmış oluyor. Bu sınavdan geçmek. Bazen yersiz bir şey yapıyor ve zaman kaybediyor. Bu yerinde saymak. Bazen kendi doğasına uymayan eylemlerde bulunuyor. O zaman da geri dönüş negatif oluyor ki, bu da “sınavdan kalmak” anlamına geliyor. -Burada dikkatini çeken şey nedir? Sınavın zamanını, şeklini ve konusunu belirleyen kim? -Bizaat insanın ta kendisi ve eylemleri… -Öyleyse sınavın esası, insanın kendi doğasını öğrenme yolunda yaşadığı inişli çıkışlı deneyimler değil mi? Ve bu sınav aslında “Kendinden kendine” değil mi? -Bu anlamda sınav yoktur ama ekilenin biçilecek sonuçları vardır…
351 syf.
8/10 puan verdi
·
22 günde okudu
Öyle bir ülke yaratalım ki, çocuklarımız 'mış gibi' yaşamak zorunda kalmasınlar.
Doğan Cüceloğlu
Doğan Cüceloğlu
insanları bilinçlendirmek için yazmış olduğu bir eser. Kitabı okudukça bir çok konuda farkındalık kazandım. Mış gibi ; eğitim, kamu hizmeti, çevre ve doğa bilinci, adalet, yargıda eşitlik, trafik, medya, karı-koca, ana-baba, insan ilişkileri, varoluş ve yaşamı tek tek ele alıyor. Gazete haberlerindeki örnekleri verip, örnekler üzerine sohbet şeklinde ilerliyor kitap. Gayet güzeldi. Herkese tavsiye ederim.
Mış Gibi Yaşamlar
Mış Gibi YaşamlarDoğan Cüceloğlu · Remzi Kitabevi · 20203,289 okunma
BİR TEK ÂN VAR...
- "Varlığımızın ve varoluşumuzun delili hâlinde elimizde bir tek ân var!.. Bütün varoluş iştihamızla onun üzerine atılmalıyız!.."
Sayfa 217 - 11.Levha, (Ocak Kızıştı), -Vesile- İBDA Yayınları.Kitabı okudu
"Felsefe, dünyayı görmeyi yeniden öğrenmektir"(M. Ponty)
“… benim için varoluşçuluk her şeyden önce Gabriel Marcel demekti; çünkü o, Hıristiyan bir varoluşçuydu. Ondan öğrendigim çok fazla şey oldu, onu dinlerken değil ama kitaplarını okurken. İlk olarak olmak (etre) ve sahip olmak arasındaki çok verimli ayrımı öğrendim. Olmak kişi ile ilişkilenirken, sahip olmak kişi olmayan, fakat kişinin içinde kendini kaybetme riski taşıdığı her şeyle ilişkilenir. Gizem ve problem arasındaki ayrımı da çok ilginçtir. Problem; cevap verilebilecek ve kesin şekilde çözülebilecek bir soru iken, gizem, Gabriel Marcel'in dediği gibi, kendi verilerinin sınırını aşar ve bizi de kendi içine alır. Örneğin bedenin bir gizemi vardır; çünkü biz kendi bedenimiziz. Sonra, tabii ki Sartre vardı. Onun Varlık ve Hiçlik' ini ve Bulantı’sını okudum, özellikle Bulantı, içinde nesnesi varoluş olan bir deneyim ve hatta bir çeşit ekstaz barındırdığı için ilginçti. Ama bu bulantının Sartre’ın psikolojisine özgü bir his olduğunu düşündüm hep. Varoluş karşısında bulantıdan değil, hayret duygusundan da bahsedilebilirdi pekâlâ. Hepsinden öte,Collège de France’da dinlediğim biri vardı: Marleau-Ponty, fakat onu da yeterince dinleyemedim. Marleau-Ponty, felsefesinin algı üzerine yoğunlaşması ölçüsünde Bergson'un bir bakıma mirasçısı sayılırdı, "felsefe, dünyayı görmeyi yeniden öğrenmektir" gibi formüller kullanıyordu ve modern sanat üzerine ilginç bir düşünce geliştirmişti; işte bütün bunlar beni oldukça etkiledi.”
Sayfa 154Kitabı okudu
208 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Literatür taraması tadında olan kitap her bölümünde ayrı bir tat veriyor. Psikiyatrinin tarihi sürecinden varoluşçu psikiyatrinin temellerine, psikoterapi sürecinin nasıl ilerlemesi gerektiğinden psikoterapistin özelliklerinin neler olması gerektiğine, anlam arayışından narsisizme, yaşam ve ölüm dualizminden yaratıcılık ve psikiyatri bağlantısına çok geniş bir yelpaze açıyor Engin Geçtan. Alanında çok iyi insanların aforizmalarını, sorgulamalarını, tanımlamalarını alıp kendi kişisel deneyimleriyle önümüze koyuyor. Hepimiz varoluş üzerine sistemsiz düşünürken bize bir taslak sunuyor. Varoluş vakumu, varoluş nevrozu, ‘ben-sen’ ilişkisi, kolektif narsisizmin doğuşu, şişmik benlik imgesi, yabancı anksiyetesi, varoluş suçluluğu… Varoluş anksiyetesini pozitif güdüleyici olarak ileri sürüyor. Psikoloji ilgi alanınıza giriyorsa, akıcı ve anlaşılır dil arıyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız.
Varoluş ve Psikiyatri
Varoluş ve PsikiyatriEngin Geçtan · Metis Yayınları · 2007621 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.