Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Varoluşsal meseleler üzerine düşünen insanların karşısına kabataslak iki seçenek çıkar. Bu yol ayrımına varan biri, “Hayatın bir sonu var ve sayılı zamanı iyi, dolu dolu, doyurucu bir şekilde geçirmek lazım” diyebilir. Oracıkta duran ikinci seçenek de “Madem her şey yok olup gidecek, ne gerek var uğraşmaya, nasılsa geriye hiçbir şey kalmayacak” diyebilir. Mantıklı bir yerden bakınca ikisi de haklı bakış açılarıymış gibi görünse de, aralarında çok önemli bir fark vardır. Birinci yolu seçen hayatı yaşar, ikincisini seçen hayat çemberinden teğet geçip bu dünyadan göçer gider.
Sayfa 130
Varoluşsal meseleler...
§ "Elinizi vicdanınıza koyup doğruyu söyleyin, hayatınızı, canınız Tanrı bilir neler çekerken, evde oturmaktan başka bir şey istemeyen, içi geçmiş yaşlı biriyle birleştirmek ister miydiniz?"
Sayfa 18 - DKKitabı okudu
Reklam
Varoluşsal meseleler üzerine düşünen insanların karşısına kabataslak iki seçenek çıkar. Bu yol ayrımına varan biri, “Hayatın bir sonu var ve sayılı zamanı iyi, dolu dolu, doyurucu bir şekilde geçirmek lazım” diyebilir. Oracıkta duran ikinci seçenek de “Madem her şey yok olup gidecek, ne gerek var uğraşmaya, nasılsa geriye hiçbir şey kalmayacak” diyebilir. Mantıklı bir yerden bakınca ikisi de haklı bakış açılarıymış gibi görünse de, aralarında çok önemli bir fark vardır. Birinci yolu seçen hayatı yaşar, ikincisini seçen ise hayatın çeperinden teğet geçip bu dünyadan göçer gider.
Varoluşsal sancılar
Kendi hayatı yanında insan hayatının nelerle dolu olduğu düşüncesi bütün çıplaklığıyla karşısına dikilince, içinde birikmiş meseleler uyanıp, karanlık bir harabeye giren gün ışığının ansızın ürküttüğü kuşlar gibi uçuşmaya başlayınca, İlya İlyiç'i bir korku sardı. Yarım kalmış bir adam olduğunu, ruh güçlerinin gelişmekten kaldığını, hayatına bir ağırlığın çöktüğünü düşündükçe içi parçalanıyordu. Başkalarının zengin, hareketli hayatını kıskanıyor; kendi hayatının yolunu ağır bir kaya parçasıyla tıkanmış, daracık, zavallı bir keçiyolu gibi görüyordu
Sayfa 135Kitabı okudu
"Türk edebiyatının sorunu, bir medeniyet krizi sorunudur." Tanpınar'ın kıymetini hala bilmiyoruz. Burada daha felsefi, daha varoluşsal, ontolojik ama hala çözümlenmemiş meseleler üzerinde kafa yormuş.
Sayfa 35 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
Bir açıklamaya göre, bipolar bozukluğun manik evresi yazara olağanüstü bir enerji ve fiziksel dayanıklılık getiriyor. Hayal gücü, büyük düşünme, uykusuzluk, risk alma bu evrede bir arada. Manik evrenin sonundaki depresyon ise, yazarı acının derinlerine itiyor. Hayatın anlamı, ölümün kesinliği, mücadelenin zorluğu gibi varoluşsal meseleler zihnini ele geçiriyor.
Reklam
Kurancı Söylemin Göz Ardı Ettiği Gerçek
... Kur'ancı söylemde bilinçli olarak göz ardı edilen gerçek, ilahi kelamın anlam ve yorumuna ilişkin bilginin çok büyük ölçüde tarih ve gelenek sayesinde tedarik edildiğidir. Çünkü Kur'an'daki ayetlerin ekseriyetinin geçmişten günümüze aynı şekilde anlaşılmasını mümkün kılan şey, sürekliliği temsil eden geleneğin oluşturduğu
Sayfa 218-220
Varoluşsal meseleler üzerine düşünen insanların karşısına kabataslak iki seçenek çıkar. Bu yol ayrımına varan biri, “Hayatın bir sonu var ve sayılı zamanı iyi, dolu dolu, doyurucu bir şekilde geçirmek lazım” diyebilir. Oracıkta duran ikinci seçenek de “Madem her şey yok olup gidecek, ne gerek var uğraşmaya, nasılsa geriye hiçbir şey kalmayacak” diyebilir. Mantıklı bir yerden bakınca ikisi de haklı bakış açılarıymış gibi görünse de, aralarında çok önemli bir fark vardır. Birinci yolu seçen hayatı yaşar, ikincisini seçen ise hayatın çeperinden teğet geçip bu dünyadan göçer gider.
Sayfa 130Kitabı okudu
Hayatın anlamı, ölümün kesinliği, mücadelenin zorluğu gibi varoluşsal meseleler zihnini ele geçiriyor.
Hayatta herşey olabilirsin ama hiç bir şey değişmez. Ne olursa ol, sorun hep aynı; varoluşsal meseleler. Bu dünyada niye yaşadığına dair bir hesaplaşma.
Reklam
Varoluşsal meseleler
Bunlar öylesine dehşete kapılmış vaziyettedir ki bir an için görünüp kaybolurken yerlerini hızla gündelik hayatın çelicilerine bırakırlar.
Biz topraktan, ateşten, sudan, demirden doğduk! İyi dinleyin derim Nâzım'ı sadece şiir değil bunlar hak, hukuk, varoluşsal meseleler..
BİLİMİN, TOPLUMSAL ve AHLAKİ YAKLAŞIMLARIMIZI BELİRLEME GÜCÜ VAR.İnsanları çevre konusunda bilinçli olmaya sevk etmesi, kadınlara cinsel özgürlük sağlayan bir hap icat etmesi buna örnek gösterilebi­lir.Aksi yönden varoluşsal meseleler de bilime sızıyor, hasta bakı­mında TIBBİ KAYGILAR karşısında İNSANİ KAYGILARIN tartışılması gibi.Herkesi tutabildiğimiz kadar hayatta mı tutmalıyız? Çoğu alanda dünya görüşümüzün nerede bittiğini ve bilimin nerede başladığını söylemek zor, bunun aksi de geçerli.İkisi arasındaki basit karşıtlı­ğın ötesine geçip insan bilgisini bir bütün olarak düşünmeye ihtiya­cımız var.
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.