Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Özgürlük üç boyutlu bir olgudur. Birincisi fiziksel boyuttur. Fiziksel olarak köleleştirilebilirsin ve binlerce yıldır insan pazarda tıpkı herhangi bir malmış gibi satılmıştır. Dünyanın her yerinde köleler var olmuştur. Onlara insan haklar tanınmamıştır; onlar gerçekte insanoğlu olarak kabul edilmemiştir, onların insanlığın alt seviyesinde
Sayfa 6
Birey olmak varoluşun çiçek açmasıdır; hiçbir şey ondan üstün değildir. Fakat hiçbir kültür, hiçbir toplum, hiçbir medeniyet bu basit hakikatı kabul etmeye hazır değildir.
Reklam
“Hakikati en başarılı şekilde keşfeden kişi, onunla en ufak bir ilgisi bile olmayan kişidir! Hiç kimse güçlü duyguların kişinin algısını bozacağı gibi açık bir gerçeğin tersini savunmamaktadır.”
“Kierkegaard'ın manifestosu, belli bir duruma ne kadar az dahil olursak, hakikati o kadar net gözlemleyebiliriz”
*Üzgünüm yetiniyoruz*
“... birbirimizle ve dünyayla öyle iç içeyiz ki hakikati, onunla ilgilenmeksizin izlemekle yetinemeyiz.”
Birbirimizle ve dünyayla öyle iç içeyiz ki hakikati, onunla ilgilenmeksizin izlemekle yetinemeyiz
Reklam
Kişinin varlığının hakikati o kadar engindir ki binlerce bilge dahi onu bilemez... O bilinemezdir... Sadece bilinmeyen değil bilinemeyendir.  Onu daha çok bildikçe, onun bilinmezliğini daha çok hissedersin. O bir gizemdir, çözülmesi gereken bir problem değil, çözümlenebilecek  bir bulmaca değildir. O, gittikçe büyümeye devam eden bir gizemdir.  Ne kadar çok içine girersen , o kadar gizemli olur. O en alt tabakadır. O en yüksek düzeydir.  Onun ötesinde hiçbir şey yoktur.  Senin ötende hiç bir şey yok; sen varoluşun en temelisin,  varlığının zeminisin.  Elbette, bu zemin bilginin parçası olamaz. O bilgiden daha derindir.  Bilenden daha derindir...
Sayfa 281Kitabı okudu
Şeytani ruh - eğer öyle bir şey gerçekte varsa, fiziken varoluşun doğasını iyi biliyordu : Şehvet düşkünü, açgözlü ve duyulara takıntılı olma haliydi bu kısaca.
Sayfa 302Kitabı okudu
Başarısızlıkları kabul et, fakat aynı hataları tekrar işleme. Hepsinden bir kez;bu yeterlidir. Hakikati ararken hata yapmaya devam eden kişi her zaman bağışlanır. Bu varoluşun en derinlerinden gelen verilen bir sözdür.
Aslında bizler, dışımızdaki varoluşun ağına yakalanmış, üstelik bu tutsaklığımızla övünen kuşlar gibiyiz. Ama eğer bu hakikati kabul edip maddi şeylere köle olmaktan kurtulabilir, yüreğimizde bunlara savaş açmayı ve böylece kopuşa ulaşmayı becerebilirsek, o zaman dünyayla savaşmamıza gerek kalmaz. İçsel olarak her şeyden vazgeçebildiğimize göre, yitirecek bir şeyimiz olamaz. İşte bunu başarabilenler kendi istekleriyle ağlayanlardır.
Reklam
Heidegger’e göre varoluşun varlığı kaygı iledir. Kaygının anlam ve temeli de zaman veya daha çok zamanlılıktır. Varoluş, zaman içine yerleşmiş değildir. Zaman varoluşun veya varlığın bir belirmesi de sayılamaz. Zaman yoktur fakat o kendi kendisini zamanlaştırır. Şu halde zaman, varoluş ya da varlık aracılığıyla anlaşılır. Varoluş zamanın bir
Kültür, eğer toplumsal açıdan kurtarıcı olacaksa, başı sonu belli fiillere geçiş yapmak zorundadır. Fakat kendi ruh genliğine ihanet etmeksizin bir siyasi güce nasıl dönüşecektir? Fayda gözetmezlik, kaçınılmaz olarak yanlı ve tarafgir olan eylemlerde soyunu sürdürebilir mi? Kültür bir ideal olarak korunacaksa, fiili varoluşun hastalıklarından yalıtılmak zorundadır. Kendi güçlerinin zarar görmesini ancak bu şekilde engelleyebilir. Fakat gerçeklikle bu mesafe, tam da bu güçleri etkisiz kılan şeydir. Bir anlamda estetik, tam da filisten eleştirmenlerinin iddia ettiği gibi, toplumsal açıdan kullanışsızdır. Gelgelelim bu, Schiller'e göre onu itibarsızlaştıran değil, şereflendiren bir şeydir. "Güzellik" der ısrarla, "hiçbir özel sonuç üretmez, ne idrak yetisi ne de istenç için. Hiçbir özel amacı gerçekleştirmez, ne entelektüel ne ahlaki; hiçbir tekil hakikati keşf etmez, hiçbir tekil görevi ifa etmemize yardımcı olmaz ve kısacası, iş idraki aydınlatmaya gelince, karaktere sağlam bir temel sunmak için elverişsizdir." Ne var ki bölünmüş, büyüsü bozulmuş bir dünyanın yardımına koşması gereken, bu yüce acizliktir. Öz çıkar öylesine ısrarcı bir hal almıştır ki, ancak tümüyle yansız bir meleke ona karşı durabilir. Lakin bu onu küçük düşürecek son şeydir.
Sayfa 109Kitabı okudu
Birbirimizle ve dünyayla öyle iç içeyiz ki hakikati, onunla ilgilenmeksizin izlemekle yetinemeyiz.
115 öğeden 91 ile 105 arasındakiler gösteriliyor.