Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eğer bir kere duraksarsa her şeyin mahvolacağını hissetmişti, ki öyle de oldu; duraksadı, sonra iyice dibe battı, battı… battı ve kızardı, kızardı ve ne yapacağını şaşırdı, ne yapacağını şaşırdı ve başını kaldırdı, başını kaldırdı ve çevresini süzdü, çevresini süzdü ve donakaldı… Her şey ayaktaydı, her şey susuyordu, ….
Sayfa 121Kitabı okudu
Daha düne kadar "yaşamak" diyordum, "senin için yaşamak..." Nasıl, nasıl inanıyordum sana bilemezsin. Beni yaşama gücünün en yüksek noktasına çıkarmıştın. Yalansız bir sevgiydi verdiğin. Öyle güzeldi ki! Beni durmadan sevmeni istiyordum. Belki yine seveceksin, daha çok seveceksin.Fakat ben çıkardığın noktanın çok uzağındayım şimdi. Boşluğa bırakılmış bir cisim gibi sıfıra doğru yaklaşıyorum. Yere çarpıp parçalandığım anda; anlayacaksın verdiğin acının dayanılmazlığını. Araladığın varlıkla yokluk arasındaki o perdeden muhteşem bir son seyredeceksin. Yaşamasız ve ölümsüz bir son olacak bu! Gitme diyemedim sana, demeyeceğim de... Beni sevmek hakkını tanıdığım ilk kadına "gitme" diyemem, anlıyor musun? Çünkü kalacağına inanıyordum, dedim ya sana inanıyordum. Ayrılığı gerektiren sebeplerin tartışması yapılamaz bence. Sevmek istemektir. İstemekse kalmaktır bir bakıma. Sevsen isterdin beni, istesen kalırdın, hiç gitmezdin. Her çaresizliğe karşı durabilirdim seninle, her şeye meydan okuyabilirdim. Sevgin gücümdü, sevgimin acın olduğu kadar. Seninle paylaşmak vardı kederleri, hazları bölüşmek vardı. Seninle yaşamak vardı kıyasıya ve sevişmek vardı doludizgin. Hepsi bir anda yok oldu görüyor musun? Kestiğin yerden kan akmayacak mı sanmıştın yoksa? Beni yapayalnız koyup gittiğin yer bir kan denizi şimdi. "Senden" diyordum. "Seninle" diyordum. "Senin için" diyordum. Şimdi sensizim. Seninle olmamın haksızlığını öğrettin bana. Artık senin için yazamam bile. Bana kendi idam hükmümü imzalattığın kalemi kırıyorum.
Sayfa 224 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir gün Ormanda aç susuz dolaşan kurt, bir köpekle karşılaşır. Kısa bir bakışmanın ardından ilk tümce kurttan gelir, -kardeş, sen ne kadar da bize benziyorsun, kimsin necisin? Kurt’un cahilliğini fark eden köpek; -Bilmez misin kardeş, biz akraba sayılırız. der. Köpeğin samimi sözleri ve güven veren tavrı, Kurt’un hoşuna gider ve söyleşmeye
Sevgili İrem, Bugün Akademi'deki altmış ikinci günüm ve ben sana bu satırları, diğer mektuplarımda da olduğu gibi odamdaki penceremin kenarından yazıyorum. Soyhan'daki evimde odamın penceresinden dışarı baktığımda, uzaktan da olsa evinizin bahçesindeki ışıklandırmalarını görür ve ne yaptığını merak eder ama yine de seni aramaz ya da
Vatan Evlatları Partisi & Yaşasın Memleket Partisi
Vatan Evlatları Partisi'nin basında Kafakan Bey vardı. Kötü adam denilemezdi. Uluslararası toplantılarda uyumaktan, uyumadığı zamanlarda da burnunu karıştırmaktan başka kötü bir huyu yoktu. Kafakan Bey, Başbakan oldu. Onun Başbakan oluşunu, ana muhalefet partisi olan Yaşasın Memleket Partililer çekemediler. Her ne uğruna olursa olsun,
Nesin Yayınevi - Bir Koltuk Nasıl DevrilirKitabı okuyacak
O zamanlar dünya gerçekten de bir öküzün boynuzlarında durmaktaymış ve Karanfil Kız'ın bu aşırı gelişmiş iribaşa söyleyecek bir çift sözü varmış. Ama dur bak, en iyisi baştan başlayayım. Şimdi bu Karanfil Kız babasını fazla görememekten şikayetçiymiş. Çünkü adamcağız haftanın her günü, hatta bazen hafta sonları bile geç saatlere kadar çalışır,
Reklam
Arapları biliyoruz da Çakallar kim? E malum
ÇAKALLAR VE ARAPLAR Vahada kamp yapıyorduk. Arkadaşlarım uykuya dalmışlardı. Uzun boylu, beyazlar giyinmiş bir Arap yanımdan geçti, bir süredir develerle uğraştığı için şimdi uyumaya gidiyordu. Kendimi çimlere attım; uyumaya çalıştım; yapamadım, uzaklarda bir çakal uludu; doğruldum. Ve uzaklarda olanlar bir çırpıda yanıma varmıştı. Çakallar
Sayfa 79 - İş Bankası Kültür Yayınları 2. Baskı Ocak 2017Kitabı okudu
Bay Bilbo Baggins
Hobbitköy ile Subaşı'nda, çeneler durmak nedir bilmeden çalışmaya ve yaklaşmakta olan davetin söylentileri tüm Shire'da gezinmeye başladı. Bay Bilbo Baggins'in geçmişi ve kişiliği bir kez daha muhabbetlerin baş konusu halini aldı ve yaşlılar aniden hatıralarının kıymete bindiğini fark ettiler. Kimsenin, Babalık olarak bilinen ihtiyar Ham
Metis Yayınları - The Fellowship of the RingKitabı okudu
"Yangından sonra geriye hiçbir şey kalmaması ve onlara dair bir şeyin bulunamaması, sana da hiç yaşamamışlar gibi mi hissettiriyor?" diye sordum. "Bazen bana öyle hissettiriyor ama sonra 'Saçmalama' diye kendime kızıyorum. Onlardan geriye kalan tek bir parçanın olmaması, onları hayalet mi yapar, Karan?" "Anılarında varlar, Lâl." "Anılar ölmez mi, Karan?" "Bir tek anılar ölmez." Burukça gülümsedim. "Ben de ölmüyorum." Bu söylediğim, Karan'ın dudaklarının bir parça aralanmasına neden oldu. Beni ikna etmek ister gibi, "Ölüm çare olsaydı mezarlıklarda boş yer kalmazdı," dedi. "En büyük mezar, insanın zihnidir. Anılarına tutun, o zaman yaşarsın."
Sayfa 301 - Eflâl ve Karan
Evet, yadsımıyorum artık, her şey düzmece, hiç kimse yok, anlaşıldı değil mi, hiçbir şey yok, tümceler de kalmadı, hadi alıklaşalım, tüm zamanların, tüm zaman kiplerinin alığı olalım, sona ermesini beklerken bunun, her şeyin geçip sona ermesini, seslerin kesilmesini, yalnızca sesler var, yalnızca yalanlar. Buradan, gitmek buradan ve başka bir yere
Sayfa 100 - 101
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.