Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bakarsın, görünüşte dehşetli bir adamdır; bir de hakkında anlatılanları duyunca yanından kaçarsın. İlk zamanlarda bir içgüdüyle onlardan uzaklaşmaya çalışırdım. Sonraları en korkunç katiller konusunda bile düşüncelerim oldukça değişti. Katil olmadığı halde, altı cana kıymış bir caniden daha korkunç insanlar gördüm. Öyle cinayetler vardır ki, başta
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
ve sustum zira sabahın ilk otobüsünde ve gecenin son vapurunda bir çiçeği öldürmeye benziyor bütün ayrılıklar
Reklam
Hayır, kötü olan ölüm değildi; ölümün, bu basit işin, bu peşin pazarlığın birdenbire ve her şeyle beraber son derecede güçleşmesi, çözülmez yumak hâline gelmesi, beş on kulaç suyun, bin türlü engelle doluvermesiydi.
Neoliberalleşmeyi, uluslararası kapitalizmi yeniden örgütlemeyi amaçlayan bir teorik tasarımı hayata geçirmeye yönelik ütopik bir proje olarak ya da iktidarı ekonomi seçkinlerine iade edip, sermaye birikimi için gereken koşullan yeniden oluşturmaya yönelik siyasi bir proje olarak yorumlayabiliriz. Neoliberalleşme, küresel sermaye birikimini yeniden canlandırmada çok etkili olmadı; ama iktidarı bir ekonomi seçkinleri grubuna iade etmede ve (Rusya ve Çin gibi) bazı yerlerde de o seçkinleri yaratmada dikkate değer ölçü­ de başarılı oldu. Benim çıkardığım sonuç, neoliberal argümanın teori alanındaki ütopyacılığının, en başta, bu amaca ulaşmak için yapılan her şeyi haklı gösterme ve meşrulaştırma görevi gördüğüdür. Dahası, kanıtlar gösteriyor ki, seçkinlerin iktidarını kurma ya da sürdürme ihtiyacı neoliberal ilkelerle çatıştığında ilkeler ya terk edilmekte ya da tanınmaz hale gelecek kadar çarpıtılmaktadır. Bu söylenenler fıkir­ lerin bir tarihsel-coğrafi değişim kuvveti olabileceğini hiçbir şekilde reddetmiyor. Ama neoliberal fikirlerin gücü ile son otuz yıldır küresel kapitalizmin işleyişini dönüştüren fıili neoliberalleşme pratikleri ara­ sında yaratıcı bir gerilime işaret ediyor.
Hainliğimden söz edebileceğim vakit geldiğinde sessiz kalmaya alışmıştım, hayatımdaki boşlukla böyle başa çıkabiliyordum. Insafsızca ve bencilce hareket etmiştim, sessiz kalmak bu anıyla başa çıkmanın bir yolu olmuştu benim için, bunun ağırlığını ifadesiz bir suratla taşıma imkânı sağlamıştı.
Sayfa 259Kitabı okudu
Camları buğulu bir kahvenin içinde elleri nasırlı, yüzleri güneş ve rüzgarla çizgili in­sanların arasında, bugünü de bir günah, daha doğrusu bir kötülük işlemeden bitirecektim.
Sayfa 70 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Her şey yeniydi ve dünya o kadar büyüktü ki kendimi içinde kaybettim. Kendimi dünyanın içinde kaybetmek için çok çabaladım ama bunun en zor kısmı korkmamaktı. Ona da alıştım bir zaman sonra, olayların beni bir yerden bir yere sürüklemesine, bir şeylerin başıma gelmesine izin vermeye alıştım. Bu, her zaman o kadar da kötü hissettirmiyordu.
Sayfa 254Kitabı okudu
Bir sigara, bir adaçayı, bir kağıt oyunuyla rüzgarlı günü bitirdikten sonra yatağıma yeni doğmuşçasına günahsız, hatıra­ları kova kova; iyileri, kahramanları, namusluları, hak yemezleri, alınteriyle sert tabiattan kavga ve dostlukla ekmeğini çıkararak, birbirlerine fedakarlıklar ederek yaşayanları seyirden duyduğum hazla derin ve rüyasız bir uykuya dalacaktım.
Sayfa 70 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Bugünün dünyasında ise birey var olduğunu hissetmek için tüketmektedir; ama bu varoluş inşa edilmiş sanal bir varoluştur. Zihinde inşa edilen varoluş biçimi ve bunu sağlayacak tüketim araçları son derece dinamik olup sürekli değişmekte, domino taşları gibi bir sonrakini harekete geçirmekte ve böylelikle birey do, ye yumsuz bir şekilde tüketme ihtiyacına sahip olmaktadır. Tüketilen her nesne bir başka nesnenin açlığını inşa etmektedir. Dolayısıyla modern insan doyumsuzdur, doyamamaktadır. Son derece rasyonel ve büyüleyici/cezbedici şekilde işleyen alışveriş merkezleri ise tüketim tutkularının kurumsallaşmış yapıları olarak işlev görmektedir.
Ve hatta belki de ne kadar az bilirsek o kadar patavatsız ve hoşnut oluyoruzdur.
Sayfa 248Kitabı okudu
Reklam
Kendini bana dayatmaya çalışan biriydi yalnızca ve aradan geçen bunca yıldan sonra, kapanmış eski bir yara gibi onu unutmuş olmam gerekirdi. Fakat hâlâ bu olayın yarattığı aşağılanma hissini, uğradığım haksızlığı üzerimde taşıyorum.
Sayfa 200Kitabı okudu
Üç yüz, beş yüz adet basılan, zamanla bulunması çok güç olan ve şüphesiz bir servet değerindeki kitaplar... Matbaanın bu duruma bir son vereceği varsayıldı; binlerce, hatta yüz binlerce kopya ortaya çıkarabilecek bir makine. Ama görüyorsunuz işte. Zaman akıp gidiyor. Günümüz ciltçileri eski kitap sayfalarını, güya onları bir araya getirme maksadıyla zamandan ve ahmaklıktan faydalanarak yatırıyorlar giyotinin altına. Öfkemi mazur görün ama mesela, yüzlerce dolar ettiğini bilmeden bir yakutu parçalara ayırıyor, Semadirekli Nike Heykeli’nin9 tüylerini yolu- yorlar. Giyotinin verdiği o karanlık hazdan nasıl uzaklaştırırız onları, bilemiyorum.”
Sayfa 33 - Jaguar Kitap
Dünyadan korkuyordu, bunca korktuğu şey buydu. Belki de tabiatı itibarıyla korkaktı. Ve utanç verici bir şekilde davranmıştı, biliyordu bunu. Hiç kimsenin kabul edemeyeceği bazı şeyler vardır, insanlar seni bunları yaptığında küçümserler. Bunun o şeylerden biri olduğunu, bunu yaptığı için insanların onu küçümseyeceğini biliyordu. Fakat yine de yapmıştı, çünkü çok korkmuştu. Ancak ondan sonra utanmıştı. Ancak ondan sonra yaşadığı korkuyu ve utancı bastırmayı, hayatını bir serseri gibi yaşamayı öğrenmişti.
Sayfa 160Kitabı okudu
Evet, her şey masallardaki gibi olabilirdi fakat gerçek hayatta masallara yer yoktu ve her bahşedilen içinde kendi zehirli dikenini gizliyordu.
Sayfa 147Kitabı okudu
Sözcüğün bugünkü anlamıyla toplumun, insanların birbirini yok eden varlıklar olduğu yolundaki ilkenin sınırlandırılmasınin bir sonucu olup olmadığını ya da tersine, toplumun insanların birbirleri için var olduğu yolundaki ilkenin sınırlandırılmasından ortaya çıkıp çıkmadığını bilmek son derece önemlidir. Kurumlarıyla, evrensel biçimleri ve yasalarıyla toplumsal olan, insanlar arasındaki savaşın sonuçlarının sınırlandırılmasıyla mı, yoksa iki insan arasındaki etik ilişkide açığa çıkan sonsuzluğun sınırlandırılmasıyla mı ortaya çıkmıştır??
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.