Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Buse

Buse
@xbselbr
“Истинно великие люди должны ощущать на свете великую грусть.” —F. D. / 22
259 okur puanı
Ocak 2018 tarihinde katıldı
637 syf.
10/10 puan verdi
·
20 günde okudu
Kitabın başkahramanı Nehlüdov toplumun üst sınıfına mensup birisi. Gençliğinde temiz, iyi yürekli bir delikanlı olarak anlatılır fakat, özellikle orduya katılmasıyla katılmasıyla beraber, ileriki zamanlarda karakterinde bozulmalar meydana gelmiştir: «Bu korkunç değişikliğin tek nedeni, kendine inanmayı bırakıp başkalarına inanmaya başlamasıydı.
Diriliş
DirilişLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,2bin okunma
Reklam
10/10 puan verdi
Liza Knapp'ın önsözünde bahsettiğine göre, Dostoyevski notlarında Prens Lev Nikolayeviç Mışkin'i "kutsal çılgın" olarak tanımlar.* Ardından Knapp şöyle yazar: kutsal çılgın tiplemesi Aziz Paulus'un havari mektubuna dayanır ("biz isa uğruna çalışan çılgınlarız, fakat sen İsa'da bilgeleşiyorsun"). Kutsal
Budala
BudalaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201225bin okunma
90 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
On dokuzuncu yüzyılın ilk yarısında yayımlanmış bu kitabın bu kadar ufuk açıcı tespitler barındırması Schopenhauer'un gözlem yeteneğine olan saygınızı artırıyor. Hatta o kadar altı çizilesi tespit var ki tek tek yazmak gerekirse bütün kitabı kopyalamamız gerekir. Örneğin; Schopenhauer bilimin şimdi kanıtladığı partner seçiminde nelere neden dikkat
Aşkın Metafiziği
Aşkın MetafiziğiArthur Schopenhauer · Bordo Siyah Yayınları · 201213,2bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
236 syf.
9/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Solaris, stanislaw Lem'in "dünya dışı zeki bir varlıkla iletişim mümkün müdür?" sorusu üzerinden insanlığın iletişim ve evrensellik kavramlarına ne kadar dar görüşlü baktığını ortaya koyan kitap. Carl Sagan'ın kitabından uyarlama Contact filmindeki iletişimle bundaki sözü geçen iletişim denemelerini karşılaştırabiliriz. Sagan,
Solaris
SolarisStanislaw Lem · İletişim Yayınevi · 20181,122 okunma
496 syf.
10/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Martin Eden; ait olduğunu hissedemememin trajedisi. Martin işçi sınıfından gelen bir denizci, zeki ve çalışkan olmasına karşın entelektüel eğitimden yoksun ve görgü kurallarıyla alakası pek yok. Ruth’u görene kadar kendi dünyasında, kendi sınıfına ait insanların arasında mutlu denecek bir hayat yaşıyor. Zaten onun değişimi de Ruth ile başlar.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Can Yayınları · 201990,4bin okunma
Reklam
158 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Soneler Shakespeare’in şiirlerinin toplandığı bir kitap. İki ayrı kişiye sesleniyor ve ikisine de farklı duygularla hitap etmiş şair. İlk olarak Thomas Thorpe tarafından 1609’da yazarının izni olmadan yayımlanmış. Birinciden yüz yirmi altıncıya kadar olan soneler sarışın, kadınsı bir güzelliğe sahip, şairin deyimiyle “kadınlardaki kancık döneklikleri bilmeyen” genç bir erkeğe yazılmış. İlk sonelerde bu beyefendiye evlenmesi ve çocuk yapmasını öğütlüyor zira doğacak çocukların onun güzelliğini devam ettireceğine inanıyor. Sarışın gencin kimliği belli değil fakat 1609’da yayımlanan kitap W. H. Baş harfli birisine ithaf edilmiş. Bazı araştırmacılar bunun Pembroke Kontu William Herbert olduğunu düşünüyor zira Shakespeare Birinci Folyo adlı kitabını da kendisine ithaf etmiş. Ne var ki yine de günümüzde kesin bir bilgiye ulaşılmış değil. Bu adama hayranlık dolu bir aşk besliyor. Yüz yirmi yedi ile yüz elli dört arasındaki soneler esmer bir kadına hitap ediyor (İngilizler Dark Lady diyorlarmış). Bu kadından tutku ile nefret arasında gidip gelen bir duyguyla bahsediyor Shakespeare; kadının ona yalan söylediğinin farkında olup yine de ona inandığını, onun bir gaddar olduğunu söylüyor vs. Bu nedenle sonelerde iki ayrı duyguyla yazılmış iki tür sone görüyoruz. Sarışın gençten hep iyi diye bahseden şair sadece rakip bir ozanın onunla yakınlaştığı zaman ona sitem ediyor. İngiliz edebiyatının en çok okunan şiirlerinden olan Sonelerin Türkçe çevirisi başarılı idi fakat orijinalinin okunmasının daha ayrı bir zevk vereceği düşüncesindeyim.
Soneler
SonelerWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20218,9bin okunma
904 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Stavrogin ve Kirilov Üzerine
“Yaptıklarını biliyorum. Ne soğuksun, ne sıcak. Keşke ya soğuk ya sıcak olsaydın! Oysa ne sıcak ne soğuksun, ılıksın. Bu yüzden seni ağzımdan kusacağım.” [1] Romanın en uçlarda yaşayan karakteri Nikolay Stavrogin için kitapta İncil’den şöyle bir alıntı var. Onun olduğu şeyi tanımlar nitelikte. Tam da dendiği gibi, Nikolay sıcak da, soğuk da
Ecinniler
EcinnilerFyodor Dostoyevski · Türkiye Kültür İş Bankası Yayınları · 20195,5bin okunma
140 syf.
10/10 puan verdi
En sevdiğim, etkilendiğim dostoyevski eserlerinden birisi. Bu kitaptaki yeraltı insanının asıl muzdarip olduğu şey aşağılık duygusudur. Gururlu, küçümsenmeye tahammül edemeyen hasta bir adam. Bir gün bir subayın yoluna çıkar, subay onu iter ve kahramanımız bu saygısızlık, küçümsenme karşısında defalarca intikam hayalleri kurar, planlar yapar. Hayallerinde yüceldikçe yücelir, fakat gerçek hayatta tam tersine, “alçalmaktadır”. Aynı şekilde, kitabın ileriki sayfalarında eski arkadaşlarını da küçümsediğini, onlara tepeden baktığını söyler; fakat kendini bir buluşmaya davet ettirmek için adeta onların karşısında kendisini rezil eder. Bu durum dışarıdan bakınca çekişkili görünür fakat değildir aslında. Çünkü eğer buluşmaya çağırılmazsa, o tahammül edemeyeceği şeyi, yani “küçümseneceğini” düşünmektedir. René Girard yeraltı insanımızın bu içte yüce, gerçekte aşağılık olma durumu hakkında şöyle diyor: “O değersiz kişilerde uyandırdığına inandığı küçümseme duygusu onlara çok büyük bir önem kazandırır.” Bunun nedeni: “En aşırı bencillik bizi, en ufak bozgunda, gönüllü kölelere dönüştürür.” İşte bu nedenle yeraltı insanı “düşünde ne kadar yücelirse, gerçek yaşamında da o kadar alçalır.” Gururu başkalarına bağlıdır, başkalarının zihnindeki konumuna; ve bu da onu ne kadar diğer insanları küçümserse küçümsesin, yine onların kölesi yapar. Ondaki gurur, onu köleleştirmektedir.
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,8bin okunma
168 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
”İnsan özgür müdür, özgürse kötülüğü seçebilir mi yoksa iyi olmak zorunluluk mudur? Zorunluluksa, bu durumda özgürlükten bahsedebilir miyiz?” sorularını soran roman. Kötülüğü tercih etmiş karakterimiz iyi olmaya "zorlanır", fakat bu sefer de seçim yapamayan bir robota dönüşür. İrade, korku ve acı ile kontrol altına alınıyorsa kişi nasıl insan olabilir? İlk durumda suçlu olan karakter, yakalandıktan sonra "iyileştirme" tedavisi ve sonrasında uğradığı şiddet dolayısı ile mağdur duruma düşer. Adaletten bahsedemeyiz zira çetede suçlu olan tek Alex olmamasına karşın sadece o yakalanmış, diğer suçlular ise şiddetlerini legal yolla uygulayabilecekleri konuma gelmişlerdir. Zaten sonra Alex'e şiddet uygularlar. Bu durumda asıl suçlu kimdir? Alex mi, onu zorla iyi yapan sistem mi?
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991,5bin okunma
1008 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 günde okudu
Büyük Engizisyoncu, İsyan ve Aleksey Karamazov
Kusursuz bir roman, bunu belirtmek gerek. Okuduklarım içinde en iyisi, en güzeliydi ve muhtemelen öyle de kalacak. Dostoyevski’nin neden dünyanın en büyük yazarı olduğunu bu romanı okuyarak kolayca anlayabiliyoruz. Öncelikle, üzerinde uzun uzun konuşulacak iki bölümden bahsetmek istiyorum: Büyük Engizisyoncu ve İsyan. Özellikle Engizisyoncu
Karamazov Kardeşler
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202334,5bin okunma