Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Hayli basit, fakat insanın dar görüşlülük problemini hatırlatması bakımından o denli çarpıcı bir hikâye. Koca bir gerçeği bu kadar iyi anlatan başka bir öyküye rastlamadım." İşte Lao Tzu’nun o meşhur, atı kaybolan yaşlı adam ve köylülerin hikâyesi. Atı Kaybolan Yaşlı Adam ve Köylüler.. Köyün birinde yaşlı bir adam yaşarmış. Çok
Sayfa 301
En azından tüm vatandaşlarına adil olabilen, tüm bireylere bir komşu gibi saygı gösteren, eğer olur da komşuluk ve vatandaşlık görevlerini yerine getiren fakat devletten uzakta yaşamak, devletin işlerine karışmamak ya da devletin içinde yer almak istemeyen birkaç kişi çıkacak olursa, bunu kendine bir tehdit olarak algılamayacak bir Devlet hayal etmekten keyif alıyorum. Dallarında bu tür meyveler yetiştiren, olgunlaştığı anda bu meyveleri dökmeye razı olan, böylelikle benim de hayal etmiş olduğum daha kusursuz ve görkemli bir Devlet'in zeminini hazırlayan bir Devlet hayal ediyorum, fakat henüz bu Devlet' e hiçbir yerde rastlamadım.
Reklam
Yok öyle bir şey
İnsan bir amaca ulaşıncaya kadar ona kutsallık atfeder; çünkü insan sahip olmak için yaşar. Kutsallık atfettiği o şeye aşık olduğunu iddia eder, bu istediğinin geçici olduğunu bilmeden. Sonra sahip olur ve yine ister. Bu sefer daha fazlasını ister. Arzuları bitene ya da yetinene rastlamadım henüz.
Sayfa 110Kitabı okudu
Pearl Harbor Baskını
1 Aralık tarihinde Japonlar'ın özel bir hücum filosu, henüz karşı tarafça yeri saptanmamış olarak uluslararası karasularını geçmişti. O gün Japon uçak gemilerinden birinde görevli bir Komutan 2 Aralık tarihinde günlüğüne şunları yazıyordu: "Ne burada ne de orada, ne keder ne de sevinç gözleniyor." Tokyo şifrelerin yok edilmesi için
Seni tebrik ediyore gel öpücem Charles
. . Bingley ''Bütün genç bayanların bu kadar becerikli olmalarına şaşıyorum, bu sabrı nereden buluyorlar...'' dedi. ''Bütün bayanlar becerikli mi sevgili Charles, ne demek istiyorsunuz?'' ''Evet, hepsi öyle bence. Resim yapıyorlar, nakış işliyorlar ve çanta örüyorlar. Bu işlerin hepsinde hünerli olmayan bir bayana henüz rastlamadım ya da herhangi bir genç bayandan söz ederken bu hünerlerinin bahsedilmediğini daha önce hiç görmedim.'' . .
Sayfa 51
hepsini buraya yazmayacağım ama onun hayatında esrarlı olan bir noktanın bana açıkladığı kısmını anlatacağım. Annemi sevdiğinden hiç şüphem olmadığını söyleyerek söze başlayacağım. Onu bırakıp gitmesine, “boşanmasına” gelince, bunu da tabii pek fazla canı sıkıldığı yahut başına buna benzer bir şey geldiği için yapmıştı ki, dünyada herkesin başına
Reklam
''Peki, şu eşleşmeleri neye göre yapıyorsun ? Biliyorum, daha önce de sormuştum ama daha iyi anlamaya çalışıyorum. MEsela benimle eşleştireceğin insanda hangi özellikleri arayacaksın ?'' Cümlesini işitmemle beraber, aldığım nefes yarı yolda donakaldı. Ciddi diyorum, sayın okur. Ciğerlerime gidemeden öylece dondu kaldı. Nefes borumda katı bir şeye
Sayfa 203 - AgapiKitabı okudu
Sanat Felsefesi, Estetik, Schiller, Ressamlar
_Alçak bir takım ihtiyaçların tatmini için kullanılan yetenek, güya artistik bir şekil verir kirli bir muhtevaya. Sanatçı, zayıflık ve kötülükle insanları aldatır ve kendilerini aldatmalarını kolaylaştırır. Sahtekârdır çünkü manevî susuzluklarını temiz bir kaynaktan doyurduklarına ikna eder onları. Sanat’ın nimetinden mahrum kalınan böyle zamanlar
Çiftler 'yakınlık sorunları' yla ilgili olarak terapiye başladıklarında değişmez biçimde diğerine odaklanmış durumdadırlar; yani diğer kişiyi sorun olarak görürler ve bunun çözümünün kişinin değişmesi olduğuna inanırlar. Bir çift zaman içinde 'birbirlerine odaklı' durumda kalırsa ne olur? Kadın ilişkinin düzelmesinin tek yolunun adamın daha sorumlu davranması olduğu konusunda ısrar etmeyi sürdürür. Adam bunun yerine kadının daha az eleştirel ve ihtiyaçlarına karşı daha duyarlı olması gerektiğini söyler. Sonunda hiçbir değişim gerçekleşmez. İlişkide en azından bir tarafın diğerine olumsuz biçimde ya da endişeyle odaklanmayı bırakmadıkça ve aynı enerjiyi kendi hayatına yeniden yerleştirmedikçe, ilişkinin gelişebildiğine henüz rastlamadım.
Sayfa 222Kitabı okudu
Yoksulluğa özlem duyan ya da yoksullukta özgürlük bulan birine henüz rastlamadım.
Sayfa 247
Reklam
Amerika Birleşik Devletleri Kongresi tutanaklarından bir katliam tasviri okuyalım: "Tanık Robert Bent: Kendilerini bağışlatmak için yalvaranların bile hepsini askerler vurdular. Bacağından aldığı yarayla yerde yatan bir kadına takıldı gözüm. Askerlerden biri kılıcını çekti ve kadının yanına geldi. Kadın kendini korumak için kolunu kaldırdı, asker kılıcıyla bu kolu kopardı. Bu kez öbür kolunu kaldırdı, asker onu da kopardı ve öldürmeden, öylece birakıp gitti. Erkekler, kadınlar ve çocuklar hiç ayrım yapılmadan tüyler ürpertici bir soğukkanlılıkla boğazlanıyordu... Altı yaşında bir kızın eline beyaz bayrak vererek ortaya saldılar. Kızcağız daha birkaç adım atmıştı ki, vurulup düştü, daha sonra hepsi vurulup öldürüldü... Gördüğüm bütün ölülerin kafa derileri yüzülmüştü... Karnı ortadan yarılmış bir kadın yanı başında henüz doğmamış çocuğuyla yerde yatıyordu. (...) Tanık James Connar: Ertesi gün savaş meydanında kafa derisi yüzülmemiş tek bir kadın, tek bir erkek ya da çocuk ölüsüne rastlamadım. Çoğunun gövdesi en korkunç işkenceye uğratılmıştı. Erkek, kadın, çocuk hepsinin cinsel organları kesilmişti... Askerlerden birisinin sırığa takıp teşhir etmek için kadın uzvu kestiğini, başka birisinin de yüzüklerini almak için Kızılderililerin parmaklarını kestiğini gördüm. Bütün bunlar Albay Chivington'un bilgisi dahilinde yapılıyordu." (39. ABD Kongresi 2. Oturum /s. 53, s. 220-Aktaran: Reha Oğuz Türkan)
Sayfa 50 - Vadi yayınları.Kitabı okudu
30 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.