Günümüzde epidemiyologların en önemli handikapı mevcut toplumsal düzeni bir veri kabul ederek, bu düzen içinde manipülasyonlarla ilerleme çabasıdır. Bu durumda sağlıkta eşitsizliklerin temel kaynağı olarak görülen sosyo-ekonomik konum bir kader olarak görülürür.
Çocukların kemiklerinin henüz yumuşak olması ve bu yüzden iki buçuk yaşında bir çocuğu kollarından sertçe tutup oturttuğunuzda kalıcı hasara neden olabileceğiniz gibi, kimlik algıları da yeni şekillenmekte, yeni yeni oluşmaktadır ve kalıcı hasarlara açıktır. "Kötü çocuk" dediğiniz bir çocuk, "kötü çocuk" kimliğiyle kendisini özdeşleştirir ve gerçekten de, sizin gözünüzdeki "kötü çocuk" haline gelir. Çocuklara yaklaşım, kendilerini gerçekleştiren kehanetlere benzer.
Ayrımcılık, her yerde ve küresel bir sorun. Çare; dili, kültürü, yaklaşım biçimini değiştirmekte..
✍🏼
Çift modlu yaklaşım
Bu yaklaşımda sizden beklenen şey şu:
Zamanınızı ikiye bölün ve bir bölümünü yalnızca ve bütünüyle pürdikkat odaklanmaya ayırın. Geri kalan zamanda da ne istiyorsanız onu yapın.
Zamanı yoğun ve serbest şeklinde ikiye bölme işi farklı ölçeklerde gerçekleştirilebilir. Örneğin hafta bazında dört günlük kesintisiz bir zaman dilimini pürdikkat çalışmaya ayırıp, geri kalan üç günü serbest zaman ilan edebilirsiniz.
İlgili herkesi bilgilendirdiğiniz ve sonrasında yeniden ulaşılabilir olduğunuz sürece başı sonu belli zaman dilimlerinde ulaşılmaz olma hakkınız başkaları tarafından genellikle saygıyla karşılanıyor.
sayfa 96-98
Sayfa 96Kitabı okudu
Kimine göre insanları herhangi bir kıstasla ayırmaksızın vatan ve vatandaşlık bağlamında öncelikli görmek milliiyetçilikken, kimine göre bu terim sadece belli nir kafatası çapına sahip insanların yaşadığı topluluğu ve bu topluluğun paylaştığı coğrafi alanı sevmek anlamında kullanılabiliyor .Kimine göre başını örtmek "gericilik" iken, kimine göre baştaki bezle uğraşmak "gericilik" olarak nitelendirilebiliyor.Biri kendi görüşünü "tek çağdaş yaklaşım" olarak sunarken ,bir diğeri ise onu "çağdışılık "ile suçlayabiliyor...
Sorunlara hemen çözüm bulmak için sabırsızca yapılan yetersiz çabalardan çok daha ilkel ve zararlı bir yaklaşım kusuru daha vardır; çok daha yaygın ve genel bir kusurdur bu. Bu, sorunların kendiliğinden yok olacağı umududur.
Bir yüreğin ölümü...
Merhaba 1000Kitap ailesi.Öncelikle ilk defa bir kitap incelemesi yazıyorum bu yüzden lütfen hatalarımı mazur görün
Hikayede hayal kırıklığı çok açık işleniyor.Olay örgüsünün bu duygu çerçevesinde şekillendiğini söyleyebilirim.Ana karakterimiz olan Bay Salomonsoh karşılaştığı bir manzara ile hayatta son tutunduğu dalıda yitiriyor.Okurken ara ara yüreğinize fenalık basabilir bunun sebebi de Bay Salomonsoh'un kendine yaklaşım biçimi.Aslında hayatı boyunca etrafındaki insanlar için bir şeyler yapan fakat kendisi için hiç bir şey yapamayan bir insanın trajedisi gözler önüne seriliyor.Bay Salomonsoh'un bunca çaba,emeğine rağmen hak etmediği muameleyi görmesi insanın kalbini kırmıyor da değil.Bu kitabı okuduğumda beynime kazınan 2 konu oldu; Önce kendin nefes al ki başkasına nefes olabil,-Uçaklarda oksijen maskesi takılırken önce ebeveynlerin takması istenir ki çocuğuna yardım edebilsin.Aynı bu mantık-İkinci olarakta bir şeyden rahatsızlık duyulduğunda bunun dile getirilmesi gerektiği.
Kitabın anlatım tarzına baktığımda betimlemelerin fazlaca olduğunu söylemek mümkün. Bu bir yerde can sıkıcı olabilir fakat olayların nasıl ilerleyeceğine yönelik merak duygusu ağır bastığı için kitabı yarım bırakamayacaksınız.
Stefan Zweig 
Bir Yüreğin Ölümü
