Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
144 syf.
·
Puan vermedi
Okumayı özlediğim kitap : "Kendini Arayan Adam " Arkaş'ın günlüğü. Lübnanlı yazar Mihail Nuayme tam da benim vurgun olduğum doğu kalbine sahip. Asker kökenli Mihail Nuayme kitabı 30 senede tamamlıyor. Fakat yıl gözünüzü korkutmasin 140 sayfalik bir kitap ama yoğunluğunda yılları hissedebilirsiniz. Halil Cibran'ın yakin arkadaşı olan Nuayme onun gölgesinde kalmis ve ismi pek bilinmiyor. Kitap içine kapanmış Arkaş'ın iç konuşmalarından oluşuyor. Içine kapanmiş yalniz bir adamın iç sesi ile Nuayme ihtisaslarini, okuduğu kitapları, yaşadiklarini ve hissettiklerini size en guzel şekilde anlatıyor ve gösteriyor. Kitap da kendinizi bulacağınız-nasil bir hayat yaşıyor olursaniz olun- çok kısım olacak. Kesinlikle okumanızı önereceğim bir kitap.
Kendini Arayan Adam
Kendini Arayan AdamMihail Nuayme · Kaknüs Yayınları · 2015467 okunma
- " (…) Rahmetli Sülbiye Gider teyze… Karşımızda, en büyük oğlu rahmetli Faik Gider amca ve Hüsniye Gider yenge ile oturuyor… Bu tek katlı şirin evin arka bahçesinde de bir ev var; orada da en küçük oğlu Bedri ağabey ve Zehra yenge… Yanlarında, baştan kerpiç ve iki katlı, sonradan üç katlı inşâ edilen beton binada da, rahmetli Memduh amca ve
Sayfa 139 - 142 İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İBDA nedir? SALİH MİRZABEYOĞLU kimdir?
Salih Mirzabeyoğlu; şair ve mütefekkir!.. Necip Fazıl'dan devraldığı "Büyük Doğu" fikir sistemini, "İbda" keyfiyetiyle yaşatan "genç adam"... Üstad, onun âleminde, varlık ve fikir dünyasına açılan "ana pencere"... İbda fikir sisteminin mimarı olan Mirzabeyoğlu, 1950 doğumlu. Hayatı, Üstad'ı tanıdığından
- " (…) Şemsipaşa’dayım… Sertçe bir rüzgâr ve üşütmeye mahsus bir güneş… Seyyar çaycı Zülfü’nün bir bardak çayı… Balık yerine su çeken meraklılar… Bir kanepeye ilişmiş oturuyorum… Cehennemde vazife gören melek gibi, insan, hayvan, nebat ve cemat harmanının lisân çehresinde ısınıyorum… Yanıma bir kedi yanaşıyor; tuhaf bir duygu… Sanki kedi,
Sayfa 370 - 371 İBDA YayınlarıKitabı okudu
annem kisilikli bir kadındı... oldukça erdemli bir kadın. Yalnız bu kadar mükemmel bir ahlaka sahip ama bu kadar mutsuz bir kadın görmedim. Erdemlerinin yükü altında eziliyordu, kendi dahil herkese hayatı zindan ediyordu. Elli yıllık yaşamı boyunca bir an olsun dinlenmedi ya da elleri kucağında oturmadı; bir karinca gibi telaş ve koşturmaca içinde didinip durdu - tamamen boşu boşuna; tabii bu, karıncalar için söz konusu değil. Huzursuzluk kurdu gece gündüz içini kemirdi. Onu sadece bir kez tamamen sakin gördüm, o da tabutunda, ölümünden sonraki gün. Ona baktığımda yüzünde yenik bir şaşkınlık ifadesi görüyordum; aralık dudakları, sarkık yanakları ve uysal bakışları şöyle diyordu: "Ne güzel şey huzurlu olmak!" Güzel tabii, nihayetinde yaşamın bezdiren anlamından, var olmanın daimi ve amansız farkındalığından kurtulmak güzel şey
Epigraf
... Yaşlandıkça biz, Daha yabancılaşıyor dünya, oluş daha karmaşıklaşıyor Ölü olsun, canlı olsun. Öncesiz ve sonrasız, Yoğun an değil ayrılan an, Her an tutuşan bir ömür Yalnız bir tek adamın ömrü değil Dili çözülemeyen eski taşların.
Sayfa 75 - an yayınlarıKitabı okudu
Reklam
çıkmaz bir sokak, ya da bir mezarlık, çaresizlikle dolu bi havuz, umutsuzluk denizi.... neredeyim ben? içimdeki sızı boşluktan mı yoksa fazla doluluk mu bunun adı? hep korktuğum yerde miyim tam da şimdi. mutsuzlukla mutluluk arasında bir yerlerde. tüm duygularım sanki darağacında. hep görebildiğim o tünelin sonundaki ışık nerede? kimse neden iyi
724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
İnceleme değil, sadece düşünceler...
Merhaba. Öncelikle bu bir inceleme değildir. Çünkü ne bu kitabı ne de başka kitapları inceleyecek yetkinliği kendimde görmüyorum. Yalnızca unutmamak için kaleme dökülen düşünceler dizisi... Böyle demek daha sağlıklı. Dolayısıyla spoiler -keşke şu kelimeye Türkçe karşılık bulunsa- olabilir. Açıkçası anlatmak için hangi cümlenin elinden tutup ne
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,6bin okunma
416 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
MARSLI’YI OKUMA GÜNLÜĞÜ SAYFA 9: Andy Weir’ın okurlar arasında bir hayli ayrılık yaratan bilimkurgu romanı Marslı’yı okumaya başladım. Aslında okumaya başlamadan evvel kapağına vurulmuştum. Hem dokusu hem de kullanılan resim müthişti. Kitaba dair ayrılıklar çok büyük olsa da kitabı seveceğimi düşünerek okumaya başladım. İyi bir roman okuyacağım
Marslı
MarslıAndy Weir · İthaki Yayınları · 20228,6bin okunma
Reklam
64 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap Yorumu// Nikolay Gogol . Uğur Büke’nin çevirisi ile @koridoryayinlari bez kapağa bastığı ve üç hikaye içeren kitabın tasarımı çok hoşuma gitti. Çevirisi de başarılı. Gogol’un üslubunu başarılı bir şekilde yansıtmış. Şimdi gelelim her bir hikayenin yorumuna; . Bir Delinin Hatıra Defteri Bir memurken kendini İspanya Kralı Kral Ferdinand sanan bir adamın tuttuğu günlük biçiminde yazılmış hikaye sizi içine çekiyor, aklınızı bir yokluyorsunuz sonu bağlanmıyor havada kalıyor çünkü malum adam hastaneye yatıyor ve bir süre sonra günlüğü yazmadı duruyor. . Palto İçime en çok dokunan hikaye bu oldu kitapta. Öncelikle Rusya’nın soğuğunu taa içinizde hissediyorsunuz kitabı okurken. Kitabın üslubu ise sizinle sohbet eder gibi. Paltosu eskiyen ve yeni palto alabilmek için boğazından her şeyden kısıp yeni palto alan, sonrasında onu çaldıran bir adam var hikayemizde. Sonu ise hem üzücü hem olağan bitiyor aslında. . Burun Taptaki en absürt hikaye buydu sanırım Burnu kaybolan bir adamın başına gelenler ve bu burnun nasıl olup da gittiğini anlatan absürt hikaye özelliği taşıyan bir eser. Yalnız kitapta öyle bir içine çeken üslup var ki absürtlük bile size doğal görünebiliyor . Ve Dosyoyevski'nin de dediği gibi; "Hepimiz Gogol'un Palto'sundan çıktık!"
Bir Delinin Hatıra Defteri (Ciltli)
Bir Delinin Hatıra Defteri (Ciltli)Nikolay Gogol · Koridor Yayınları · 202055,4bin okunma
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Birazcık spoiler içerir. Aranızda bana Winter'ı bulacak olan kimse var mı? Yok yanlış oldu bu soru, adamın nerede yaşadığı belli. Beni St. Giles Yetimhanesi'ne götürecek olan kimse var mı acaba? Bu nasıl bir kitaptır sayın okuyucular? Elizabeth yine coşmuş. Resmen aşk yaşadım kitapla! Winter, Isabel siz ne tatlıydınız öyle! Resmen mıncırasım
Kalbin Gölgesi
Kalbin GölgesiElizabeth Hoyt · Pegasus Yayınları · 2016185 okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İnsanın tüylerini diken diken eden ama elinizden bırakamayacağınız bir kitap. Doktor bir adamın aile ve iş hayatındaki mutsuzluğu, alkol bağımlılığı ile devam etmektedir. Çevresindeki herkes teker teker onu terk etmekte ve yalnız yaşamın çaresizliğini tatmakta olan karakter, barda gördüğü bir kadına kafayı takar. Gittiği mekânları araştırarak, onu takip eder. Sonrasında yakınlaştığı bu kadınla cinsel fantezilerini gerçekleştirebilmeyi hayal ederek onu evine götürür ve sadist kişiliği bir anda ortaya çıkmaya başlar. Acı çektirmek hatta kan akıtmak onun için tahrik edici bir zevk olmaya başlar. Fakat bu zevk öldürücü olur ve ilk cinayetini işler. Cinayet işlemek ve yakalanmamak bir süre sonra onda heyecan yaratmaya başlar. Gazetelerin manşetlerinde kendisi ile ilgili haberler okudukça sevinmeye ve daha da ilgi çekici olmaya çalışır. Kitabın en tüyler ürperten kısmı ise, katilin cesetleri bir sanat eseri olarak görmesi ve ona göre bulunmalarını sağlaması. Örneğin; "Oraya varınca onları yan yana Boğaz'ı izliyorlarmış gibi yerleştireceğim. Kafasızlar. Heykeltıraş daha iyi iş çıkartamaz."
Bir Seri Katilin Günlüğü
Bir Seri Katilin GünlüğüArkın Gelişin · Herdem Kitap · 2015145 okunma
“Yalnız bu kadar mükemmel bir ahlaka sahip ama bu kadar mutsuz bir kadın görmedim.”
Babamın kumar tutkusu vardı; annem kişilikli bir kadındı,oldukça erdemli bir kadın. Yalnız bu kadar mükemmel bir ahlaka sahip ama bu kadar mutsuz bir kadın görmedim. Erdemlerinin yükü altında eziliyordu, kendi dahil herkese hayatı zindan ediyordu. Elli yıllık yaşamı boyunca bir an olsun dinlenmedi ya da elleri kucağında oturmadı; bir karınca gibi telaş ve koşturmaca içinde didinip durdu – tamamen boşu boşuna; tabii bu, karıncalar için söz konusu değil.- Huzursuzluk kurdu gece gündüz içini kemirdi. Onu sadece bir kez tamamen sakin gördüm, o da tabutunda, ölümünden sonraki gün. Ona baktığımda yüzünde yenik bir şaşkınlık ifadesi görüyordum; aralıklı dudakları, sarkık yanakları ve uysal bakışları şöyle diyordu: “Ne güzel şey huzurlu olmak!” Güzel tabii, nihayetinde yaşamın bezdiren anlamından, var olmanın daimi ve amansız farkındalığından kurtulmak güzel şey! Aslında ikisi de birbirinden beter.
46 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.