Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hayat zaten sonsuz bir yolculuk değil... Belki bu­ gün, belki yarın, belki erken, belki geç ama önünde sonunda terk edeceğimiz bir yol... Bu yolu kusursuzca yürümek yaptığın iş için elinden gelenin en iyisini yap­mak, özgürlüğünden ödün vermemek, adaletten yana olmak, abartmamak, köleleşmemek, bencilleşmemek, hoşgörü göstermek, esnek olmak, yaşadığın “an”ı onur­landırmaktır...
Kitabın başından etkileyici 3 sayfalık bir alıntı:
Hayattayım, diye düşündü Veronika. Her şey yeniden başlayacak. Bir süre burada kalacağım, derken benim tamamen normal olduğumu anlayıp salıverecekler. Lyubliyana’nın sokaklarını göreceğim yeniden, kent meydanını, köprüleri, işe giden gelen insanları. İnsanlar yardıma meraklı olduklarından -sırf kendilerini olduklarından daha üstün hissetmek
Reklam
Hayat zaten sonsuz bir yolculuk değil...Belki bugün belki yarın belki erken belki geç ama önünde sonunda terk edeceğimiz bir yol... Bu yolu kusursuzca yürümek yaptığın iş için elinden gelenin en iyisini yapmak özgürlüğünden ödün vermemek adaletten yana olmak abartmamak köleleşmemek bencilleştirmemek hoşgörü göstermek esnek olmak yaşadığın an'ı onurlandırmak tır...
Sayfa 32
Hayat zaten sonsuz bir yolculuk değil. Belki de bugün, belki yarın, belki erken, belki geç ama önünde sonunda terk edeceğimiz bir yol. Bu yolu kusursuzca yürümek yaptığın iş için elinden gelenin en iyisini yapmak, özgürlüğünden ödün vermemek, adaletten yana olmak, abartmamak, köleleşmemek, bencilleşmemek, hoşgörü göstermek, esnek olmak, yaşadığın "an" ı onurlandırmaktır. Bir işi kusursuzca yapma gayesinin, başarısızlık korkusu yaratmasına fırsat vermemek çok değerli. İnsan başarının da kölesi olmamalıdır. Başarmak onun kapasitesidir zaten. Başaramamak korkusu yüzünden aslında üstünden gelebileceği bir işten elini ayağını çekmesi, inancını yitirmesi haksızlıktır. Başaramamaktan korktuğu için kendini çabalamaktan sakınan insan, kapasitesine ve aklına ihanet ediyordur. Birşey mümkünse, insana uygunsa başarılması da mümkündür elbette. Aurelius'a göre başarısızlık korkusu insanı tembelleştiriyor, vazgeçiriyor ve üretimden alıkoyuyor. Oysa üretmeyen insan mutsuzdur. Sonucun kölesi olmak yerine sürecin öğrettiklerine açık olması gerekir. Başarıyı elde etmekten ziyade başarmaya giden yolu asaletle yürüyebiliyor ve bu yolda üretmeye devam edebiliyor olmanın mutluluğunu yaşam boyu tatmak çok değerlidir.
Sayfa 32 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Ah Selilm’im. Bana anlatsan dinlerdim!
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
İletişim YayınlarıKitabı okudu
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Reklam
Hayat zaten sonsuz bir yolculuk değil... Belki bugün, belki yarın, belki erken, belki geç ama önünde sonunda terk edeceğimiz bir yol... Bu yolu kusursuzca yürümek yaptığın iş için elinden gelenin en iyisini yapmak, özgürlüğünden ödün vermemek, adaletten yana olmak, abartmamak, köleleşmemek, bencilleşmemek, hoşgörü göstermek, esnek olmak, yaşadığın "an" ı onurlandırmaktır.
Hayat zaten sonsuz bir yolculuk değil... Belki bugün, belki yarın, belki erken, belki geç ama önünde sonunda terk edeceğimiz bir yol... Bu yolu kusursuzca yürümek yaptığın iş için elinden gelenin en iyisini yapmak, özgürlüğünden ödün vermemek, adaletten yana olmak, abartmamak, köleleşmemek, bencilleşmemek, hoşgörü göstermek, esnek olmak, yaşadığın “an”ı onurlandırmaktır...
Hayat zaten sonsuz bir yolculuk değil... Belki bu­ gün, belki yarın, belki erken, belki geç ama önünde sonunda terk edeceğimiz bir yol... Bu yolu kusursuzca yürümek yaptığın iş için elinden gelenin en iyisini yap­mak, özgürlüğünden ödün vermemek, adaletten yana olmak, abartmamak, köleleşmemek, bencilleşmemek, hoşgörü göstermek, esnek olmak, yaşadığın “an”ı onur­landırmaktır...
İçinde ‘nasıl anlatılır’ını bilmediğin bir boşluk. Ruhunda sana ait ama sana benzemeyen bir alan. En çok onu arıyorsun. En çok ondan kaçıyorsun. Bir tanımı yok. Kitaplarda yok, şarkılarda, şiirlerde yok; gündelik yaşamın içinde en ufak emaresi yok. Onu bulamadığından bileğin kağıtlara düşüyor. Onu bulamadığından aydınlıklardan siliniyor
Reklam
Hayat zaten sonsuz bir yolculuk değil… Belki bugün, belki yarın, belki erken, belki geç ama önünde sonunda terk edeceğimiz bir yol… Bu yolu kusursuzca yürümek yaptığın iş için elinden gelenin en iyisini yapmak, özgürlüğünden ödün vermemek, adaletten yana olmak, abartmamak, köleleşmemek, bencilleşmemek, hoşgörü göstermek, esnek olmak, yaşadığın “an” ı onurlandırmaktır.
Hayat zaten sonsuz bir yolculuk değil... Belki bu- gün, belki yarın, belki erken, belki geç ama önünde sonunda terk edeceğimiz bir yol... Bu yolu kusursuzca yürümek yaptığın iş için elinden gelenin en iyisini yapmak, özgürlüğünden ödün vermemek, adaletten yana olmak, abartmamak, köleleşmemek, bencilleşmemek, hoşgörü göstermek, esnek olmak, yaşadığın “an”ı onurlandırmaktır...
Sayfa 32 - DestekKitabı okudu
Hayat zaten sonsuz bir yolculuk değil... Belki bugün, belki yarın, belki erken, belki geç ama önünde sonunda terk edeceğimiz bir yol... Bu yolu kusursuzca yürümek yaptığın iş için elinden gelenin en iyisini yapmak, özgürlüğünden ödün vermemek, adaletten yana olmak, abartmamak, köleleşmemek, bencilleşmemek, hoşgörü göstermek, esnek olmak, yaşadığın "an"ı onurlandırmaktır…
...neyin var benim sevgilim derdim ona ellerin buz gibi rengin birdenbire soldu unut bütün bunları insanlarla gerçekleştirmek istediğin bütün hayallerini bana söyle bütün bunları seni dinlemek istiyorum o kadar çok yarım kalmış yaşantı birikti ki canım Günseli onların hepsini anlatsam kaldığım yerden yaşamağa kalksam benden kaçarsın hayır
Kitabın tamamı
TARHUN Bir tüccarın kızı olan Tarhun, ablalarına hiç benzemiyordu. Fereng, Sultan, Mahsan, Begüm, Moluk ve Anka’nın, yani tüccarın öbür altı kızının her birinin ayrı bir şımarıklığı, çeşit çeşit istekleri vardı. Bazen, onların gürültülerini, oyunlarını duyan mahallenin erkek çocukları sokağa fırlarlardı. Tüccarın kızlarının neşeli
61 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.