Kötü mü doğarız, sonradan mi kötü oluruz? İçimizde iyilik kadar kötülük de mi barındırırız yoksa “kötü” salt kötü müdür? Golding’in bu başarılı eserinde, çocukların, yanlarında bir yetişkin olmadığında, kurallar ve yasaklar olmadığında, içlerinde kötüyü serbest bırakmalarını anlatıyor. “Vahşiler” diye tabir ettiği grubun neler yapabileceklerini gözler önüne seriyor. Kitap, biz yetişkinlerin dünyası için, aslında bildiğimiz ama bilmezden geldiğimiz pek çok mesaj taşıyor. Kitabın başlıca karakterlerinin isimleri; Jack ve Ralph; Mercan Adası isimli çocuk kitabına yapılan bir gönderme niteliği taşıyor. Ralph, iyi ve mutlu bir çocuk, Jack ise nedenini bilmediğimiz bir kötülük taşıyor içinde. Adını hiç öğrenemediğimiz lakabı “Domuzcuk” olan karakter ise, aklın ve sağduyunun sesi. Sara nöbetleri geçiren ve diğer çocuklar tarafından “kafadan üşütük” diye görülen “Simon” ise, yüzde yüz iyilik barındıran, adeta İsa’yı simgeleyen bir şekilde tasvir edilmiş. Kitabın sonlara doğru daha baskın olan karakterlerinden “Roger” ise yüzde yüz kötülük barındıran bir kişilikte. Mina Urgan’ın güzel çevirisiyle yazılmış kitabı her yetişkinin okumasını tavsiye ederim. Okumadan önce, Mina Urgan’ın kitap hakkındaki incelemesini de okumanızı öneririm.