Bir Hayalin Ardında kitabının yorumu ile geldim
𓍯128 sayfalık kısa ama derin bir iz bırakan bir kitap ile şubat okumalarına devam. Konusu aşk ama sonu hüzünlü bir aşk hikayesi. Uzun zamandır bu türü okumamıştım. Şubat ayına yakışır özel bir okuma oldu. Hayatın gereği hüzün ve acıdan nasibini almış bir
Millet sanıyor ki o koca kitaplar durduk yere çıkmış. Oysa yaşanmışlıklar olmasa, çekilen acılar, coşkular, oluşup oturup sonra dağılan ve yeni baştan yazılan fikirler olmasa çıkar mı onca satır.
YouTube kitap kanalımda Doktor Ox'un Deneyi kitabının da içinde bulunduğu kitaplık turu videomu izleyebilirsiniz: ytbe.one/yf0me602lnY
Goethe'nin bir sözü vardır : "Müzik sıvı mimaridir, mimari ise donmuş müzik."
Hadi bu cümleden Doktor Ox'un Deneyi'ne doğru yol alalım.
Mimari, mimari, mimari... Nedir bu
Nasıl anlatsam, nerden başlasam bilmiyorum.
Ben araba sürmekten korkan biriydim, hevesli de değildim dolayısı ile sürmeyi de düşünmüyordum.
Çok sevdiğim biri vardı birbirimizi çok seviyorduk.
Her fırsatta dile getiriyordu ehliyeti almanı istiyorum diye ve zaman geçti... ben o istiyordu diye ehliyet kursuna yazılmıştım ve sonra ne oldu biliyor musunuz? Bir sabah uyandığımda onu askerde bekleyip gelmesini bekliyorken ve daha ayrılmamışken, dört yılımı verdiğim adamın, bir ortak tanıdığımızın bana sözlenmiş fotoğrafını yollamasıyla şok geçirdim ve bana bir şey söylemedi ve sonra evlendi sonrası mı? Ehliyeti kazandım, elime bugün geçti ama onun haberi bile yok. Neden mi yazdım bu yazıyı?: 1.İsteyince her şeyi başarabilirsiniz. 2. Gerçekten severseniz onun için her şeyi yaparsınız.
3. Yoruldum artık senin yaşın daha kaç ki !? Yazar oldun ne yaşadın da bu yazıları yazabiliyorsun, görünüşün çok güzel! Yıpranmış gibi durmuyorsun diyenlerle çok karşılaştım! Daha 10 yaşındayken şarkı sözü yazardım, yeteneğim vardı ama beni yazar olmaya yaşanmışlıklar itti. Bu anlattığım yazı çektiğim acıların binde biri bile değil. Hep derim benim yaşadıklarımı bir film gibi izleseydiniz bu kadar güçlü durduğum için gelip beni tebrik ederdiniz. Diyeceklerim bu kadar.
~
❝
Yarın çok geç olabilir...
Bir anda bitebilir her şey.
Yaşamak için acele edin bence.
Kısa yaşanmışlıklar, yaşanmamışlıklardan daha iyidir.
...
❞
~
—Tayfun Talipoğlu
Ne garip
Şu an bir yerlerde birileri mutlu
Şu an bir yerlerde birleri üzgün
Şu an bir yerlerde birileri doğdu
Şu an bir yerlerde birileri öldü
Tam da şu an diyorum ya sana tam da şuan
Birileri aynı anda gülüp, ağlayıp, sevinip,
yas tutuyor
Birinin içi yanıyor içi
Birinin içi donuyor içi
#Hayat sen bir tablosun
#İnsan sen bir fırçasın
#Yaşanmışlıklar siz birer renk
Bomboş tabloya fırça renklerini ağır darbelerle vuruyor,
Sonunda parçalanan fırçanın kılları da kalıyor tabloda,
Olan yine fırçaya oldu desene...
~Maral
YouTube kitap kanalımda Marcel Proust'un hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
youtube.com/watch?v=n5e0iz7...
"Hiç kimse şimdiye dek yok olan şehirler Sodom ve Gomorra'yı bulamadı." Ernest Wright, National Geographic
Eski Ahit'in
"Onun hatıralarını uyandırmak istedim bir an, birini uyandırır gibi ..." Bu cümle ile başlamış kitap ve herşeyi anlatmış bir satırlık cümle . Güzel yaşanan hatıraları sevdiğin, anılarını paylaştığın kişileri kaybedince düşünüp kaleme alınması zor bir durum.
Bu eser de Burak ile Sümeyra 'nın hayatına dair kesitler, yaşanmışlıklar okuyorsunuz. Aynı mahallede yaşamalarına rağmen çok sonra birbirlerine kavuşmuş ve yurt dışı gezilerinde sevdiği mekanlardan tutun ki yedikleri yiyecekleri gidilen mekan sahiplerine kadar aşina olmuş bir birliktelik.
Herşey hayatta böyle planlı gitmiyor maalesef Sümeyra 'nın kolon kanserine yakalanması herşeyi alt üst ediyor. Sümeyra kısa ömrünü beden açıları ve sonunu bilerek geçirip ve hazin sona ulaşmış ama ya geride kalanlar ...
Geride kalanlar her anı yeniden yaşamak için her ortamda onun düşünceleri aklına gelerek üzüntüsünü derinden bir ömür boyu yaşamak zorunda bırakılıyor .
İşte bu eserde sevgili yazarımız geride kalanların yaşadıkları zorlukları , üzüntüleri , kalp kırıklığını kurgusal olarak kaleme almış .
Ölüm ansızın ve ani gelişi acı olsa da bu gerçekle yüzleşmeyi hazırlıklı olmalıyız. Ruhumuzu dinlendirecek ve kendinizi , sevdiklerinizi , arzu ettiğiniz burguları düşünürken biliyorsunuz kendinizi . Yazarımızın kalemi daim olsun.
l Asıl adı Aleksey Maksimoviç Peşkov olan Sovyet Rus yazar, Maksim Gorki'nin otobiyografik üçlemesinin ilk kitabı Çocukluğum’un sonunda dedesi tarafından “Var git insanların arasına karış…” sözleriyle dünyaya salındıktan sonra, ikinci kitap Ekmeğimi Kazanırken ile kaldığı yerden devam ediyor. Bu kitapta da hayata yeni atılan, ayakçılıktan
Uzun zamandır ne kitap okuma ne de siteye girebilme imkanım oldu. Yaşadığım sağlık sorunları sırasında anladığım tek şey ise hayatımızdaki mucizenin ne olduğu idi.
Neydi mucize?
Kimine göre bir parça ekmek
Kimine göre bir tutam hayal
Kimine göre son model bir araba
Kimine göre bir koltuk kapıp bırakmamak
Benim için ise derin derin alabildiğim
YouTube kitap kanalımda Hakan Sarıpolat'ın Cıs kitabını önerdim: ytbe.one/o73ZS-Wrw04
4 yıl önce "Eskiden buralar hep dutluktu" diyebileceğimiz sessiz sakin zamanlarda, almışım başımı hunharca Stefan Zweig okuyorum. Ama ne okuma... Satranç'lar, Korku'lar, Gömülü Şamdan'lar... Bütün kitaplarını bitirmeye ant
İnsanın ruhunu kısıtlaması insanı hapse atan ilk nedendir. Özgürlüğü elinden alınan insan öncelikle özgür ruhunu yitirip hayata mahkum demirleri arasından bakmaya başlar.
Eski hüküm giyen ruh artık özgürlüğünü kaybeden bedenden değil tüm hayatı baskısı altına alma tehlikesi geçirmiştir.
Zorlu hayat koşulları sebebi ile hayata mahkum, eline