"Okumak obsesif bir eylemdir öte yandan. Okumaya düşkün hemen herkesin kendine göre bir ritüeli vardır, önerilenler dışında çoğu zaman farkında bile olmadığı güdülerle kitap seçer"Ayfer
Burası Radyo Şarampol
Kitapta en çok duygu yoğunlukları sevdim. Anlatılan durumun hissettirdiği duyguları bende yaşadım sanki. İnsanların Filiz’e hissettirdiği duygular arasında köprüler var gibiydi ve bu çok hoşuma gitti; mesela Rengin ve Ella arasında sonra Ali ve Arkadyus arasında.
Kitapta ilginçtir ki sevmediğim karakter olmadı. Yazar her karakteri özenerek eşsiz özelliklerle naif göstermiş.
Tarihi olaylar ve sürekli size eşlik eden müzik listesi kitabı iyice büyülü yapmış.
Karakterlere cesur oldukları için hayran kaldım, hayatın hakkını vererek üzüldüler. Ordan oraya sürüklendiler hiç pes etmeden keyifle yaşamaya devam ettiler. Dili çok akıcıydı sadece olayların daha detaylı daha uzun anlatılmasını isterdim karakter sıçrayışları eksik kalmamıştı fakat ben daha çok tanımak istemiştim; her bir karakteri o yüzden daha uzun olmasını isterdim.
Kitabın sonu beni çok duygulandırdı. Portakallı kek kokusunu düşünürken burnumun direği sızladı ve birkaç damla gözyaşı ile Burası Radyo Şarampol ile birlikte Filiz ve Ali hayatımdan hiç çıkmamak üzere dahil oldular
Burası Radyo Şarampol kitabı bitirdiğimde bu kitabı okumak için ayırdığım zamana pişman oldum. Çok saçma sapan bir kitap gerçekten. Antalya da herşeyi gün gün anlatırken kitabın ikinci bölümü çok saçma geldi. Asımla annesinin evlenmesi hiç konusu bile geçmemişti. Olay örgüsü çok eksikti hevesle başlayıp zorla bitirdim pişmanlıkla. Bir daha kimsenin tavsiyesiyle kitap almayacağım cidden.