Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Neden hiçbir yenilik benim için yoktu? Hiçbir bilinmezlik, hiçbir tat, hiçbir rüya? Ve ben neden bu kadar uzun yaşamıştım. Yirmi üç sene ve gelecek yıllar için hiç yeni bir şey kalmamıştı.
Reklam
Rüya Bu ya
3. bizi tanıştırmadılar evet yalnızım eş dost arasında büsbütün yalnız aslında kararsızım dilim dolaşıyor gözleriniz olmasa konuşamayacaktım hep böyle cana yakın mı bakarsınız hafif koyu kestane az yeşile çalıyor ne kadar istiyordum tanıştıran çıkmadı nasıl çıksın derdimi kimse anlamıyor bu cüretimi bilmem bağışlar mısınız bir kadın düşünürdüm / balarası gülüşü bir çağlayan güneşle yıkanıyor içinize ışık sıvanır bir kere duysanız yıllar boyu bu kadınla yaşadım ben her baktığım duvarda sanki o resim yumuşacık kaşlar biçimli bir ağız yüzü birden sonbahar düşünceliyken hani utanmasam sizdiniz diyeceğim bu cüretimi bağışlar mısınız hapisten yeni çıktım adım ibrahim
Sayfa 26 - Türkiye İş BankasıKitabı okuyor
Ben o kızı sevdiğimde, içimde bir flüt sesi vardı. Bir utangaçlık, kapı kollarına, halıların nakışlarına, kurşun kalemlere, parmaklara, aralanan perdelere sinmiş bir utangaçlık, nereye gitsem, öldüren güzelliğiyle peşim sıra gelirdi. Kimdi o utangaçlığın asıl sahibi? O kuşları tereddütte bırakan heves; yanağa biriken sıcaklık; uykulara hücum eden rüya! İnsan dönüp bir bahçeye bakınca hemen görürdü, yan yana duran iki vişnenin nasıl titrediğini. Sonra ayartıcılarını gönderdi zaman, kırık kalplerin üstü bir bir kapatıldı, gülüşlere yeni bir ağız yapıldı. Yüzdeki yaralar maharetle temizlendi resimlerden. Yeni ayrılık çağı böyle başladı...
Sayfa 147 - Timaş Yayınları
Bazı rüyaların yoruma ihtiyacı olmaz," dedi Jung, "bunun yerine eylem gerektirirler. Herr Profesör Freud'un dün gece gördüğü fahişelerle ilgili rüyasını ele alalım. Bunun anlamı kesin: Bastırılmış libidonun yeni bir dünyaya varışın beklentisiyle dürtülmesi. Böyle bir rüya hakkında konuşmanın hiçbir anlamı yoktur." Jung, Freud'a döndü. "Neden eyleme geçmiyorsunuz? Amerika'dayız; istediğimiz her şeyi yapabiliriz." Freud ilk kez araya girdi. "Ben evli bir erkeğim, Jung." "Ben de öyle," diye cevap verdi Jung. #jedrubenfeld #JedRubenfeld #BirCinayetinPsikanalizi #bircinayetinpsikanalizi #sigmundfreud #freud #carlgustavjung #jung #rüyaanalizi #analiz #Psikanaliz #psikanaliz #libido #rüyalar
Hayalgücü yeniden ayağa kalkmış, harekete geçmiş ve birden yeni bir dünya, yeni nefes kesici bir yaşam gözünü kamaştırarak ışıldamıştır. Yeni hir rüya, yeni bir mutluluk! O rafine, şehvet uyandıran zehirden bir yudum daha!
Reklam
Ciddi bir kitap okuyarak veya ciddi bir meşgale bularak yakın geçmişin büyüsünü bozmaktan korkar gibiyim. Sanki bu karmakarışık rüya ve bıraktığı tüm etkiler benim için pek değerliydi, yeni bir olayın dokunuşuyla duman gibi dağılmalarından korkuyordum! Bunlar çok mu değerliydi gerçekten? Evet, elbette değerliydi; bunları kırk yıl sonra da hatırlayabilirim...
Sayfa 120Kitabı okudu
İngiltere'de bir ara başbakanlık da olmak üzere çok farklı kademelerde görev yapmış ünlü devlet adamı Arthur James Balfour (1848-1930) ilerlemek isteyen genç birinin "Diplomasi nedir?" sorusu üzerine şu hikâyeyi anlatır: "Bir zamanlar tüm doğuya hâkim olan bir padişah varmış. Bu padişah bir gece uykusunda bütün dişlerini teker teker kaybettiğini görerek büyük bir korkuyla uyanmış ve gördüğü rüyayı hemen bir tabirci çağırarak anlatmış. Tabirci rüyayı şöyle yorumlamış: 'Bu dişler senin çocuklarındır' demiş, 'Birer birer hepsi ölecek, sen de onların ölümlerini göreceksin'. Hiddetlenen padişah hoşuna gitmediği bu yorum üzerine adamın kellesini vurdurmuş ve yeni bir tabirci çağrılmasını emretmiş. Gelen kişi ise rüyayı şöyle yorumlamış: 'Ülkemizin geleceği için güzel bir rüya bu padişahım. Dişleriniz çocuklarınızdır, siz de Allah'ın sevgili bir kulu olarak o kadar uzun bir ömür yaşayacaksınız ki ülkemizin aydınlığı için bütün çocuklarınızdan fazla yaşayacaksınız.' Padişah bu yorumdan memnun olarak ona bir kese altın vermiş." Ünlü İngiliz devlet adamı Arthur James Balfour gence dönerek "İşte diplomasi budur!" demiş.
Elma YayıneviKitabı okudu
rafine, şehvet uyandıran zehirden bir yudum daha...
Odaya karanlık çökmüştür; kahramanımızın ruhu boş ve huzursuzdur; etrafındaki hayal dünyası kaybolmakta, hiçbir iz bırakmadan, sessiz sedasız yitip gitmekte, bir rüya gibi silinmektedir ve kahramanımız gördüğü rüyayı bile anımsamaz. Ama hafifçe göğsünü sızlatan, kabartan karanlık bir duygu, yepyeni bir arzu, hayalgücünü cilveli cilveli gıdıklamaya, dürtmeye başlar ve sezdirmeden yeni bir hayaller akınını başlatır. Küçücük odada sessizlik hü­küm sürmektedir; yalnızlık ve atalet hayalgücünü kışkırtır; hayalgücü usulca hareketlenmeye, ihtiyar Matryona'nın mutfakta işlerle uğraşırken bir yandan pişirdiği kahvenin suyu gibi hafif afif kaynamaya başlar. İşte artık küçük parlamalarla kabarmaktadır, işte öylesine, amaçsızca aldığı kitap, daha üçüncü sayfa bile çevrilmeden hayalperestimizin elinden kayıp gitmektedir. Hayalgücü yeniden ayağa kalkmış, harekete geçmiş ve birden yeni bir dünya, yeni nefes kesici bir yaşam gözünü kamaştırarak ışıldamıştır. Yeni bir rüya, yeni bir mutluluk! O rafine, şehvet uyandıran zehirden bir yudum daha! Ah, artık bizim gerçek yaşamımız onun için nedir ki!
Reklam
Saliha kadın...
Zamanın birinde Şah Şüncâ-ı Kirmâni adında büyük bir evliya vardı. Bu büyük Allah dostunun bir kızı vardı. Kirman şehrinin ileri gelenleri bu kıza talip oldu, ama Şah Şüncâ-ı Kirmâni kızını hiçbirine vermedi. Üç gün mühlet istedi. Üç gün içinde mescidleri dolaştı. Nerede abidler, camide tâdil-i erkânla namaz kılanlar, Hak'tan korkanlar,
Sayfa 14 - Dünya sevgisi olmayan Saliha kadın...Kitabı okudu
Liber Novus/Kırmızı kitap ve bilinçdışıyla yüzleşme
Kolektif bilinçdışının kapısı “kişisel bilinçdışının” bilincine varmakla açılır. Çocukluk yaşantımıza dair anılar kişiliğimizin bir parçasıdırlar. Kendinizi yaşınızı baz alarak inşa ettiğiniz çok katlı bir bina gibi düşünün. Her kat yeni bir yaşantı ve anıya, eşyaya sahiptir. Her yeni yaşta üstüne bir yeni kat çıkar, yeni deneyimler ve eşyalar eklersiniz. Yetişkinlikte çocuklukluk zaman zamanlarınıza ait katlarda hâla canlı olan hâla daha çocukluk durumda kalan parçalar da sizinledir travmalar ve hatırlamak istemediğiniz acı verici deneyimler de.. Yetişkin bilincinizle yapmanız gereken şey bu parçalarla uyumlu hale gelip düzenlemek ve kişisel bilinçdışıınızı bilinçli hale getirmektir yani kişisel çok katlı binanızın içindeki basınç dengesini ayarlamak her katta nefes alabileceğiniz konforlu odalar yaratmak ve ağırlık merkezine dengelemek.
Sayfa 56
Görünür dünyaya tutunmak için elimizden geleni yapıyoruz fakat herhangi bir “uyaran” yoksunluğunda ne yapacağımızı şaşırıyor, kendimizi uyuşturmak için yeni bağımlılıklar icat ediyoruz.
Sayfa 7
Tam bir kâbustu. Kâbusların yaşamla hiçbir bağlantısı yoktur. Seni dövdüğüm bir rüya görsem bile ertesi gün özür dilemem. Duygusal bir din adamının veya bir şairin kalbine sahip değilim. Yeni Adam karmaşık şeylerden nefret ediyor.
SÜT Senelerden beri yapmadığım şeyi yaptım: Süt içtim. Dükkânın içinde su buharı, süt kokusu, insanı ağlatıp uyutacak, kırk sene evvelki bir beşik hatırasına kadar sürüklüyordu... Evet, senelerden beri ne erken uyanmış, ne de süt içmiştim. İşe sütle başlıyorduk. Ne haristi parmaklarımız anamızın göğsünde. O ne dişsiz bir canavar ağzı idi
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.