Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
368 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
İki Pulitzer ödüllü Colson Whitehead’in Harlem Ritmi romanını @begukov çevirisiyle @sirenkitap yeni yayımlandı. Harlem Ritmi 1960’lar Harlem’inde geçen bir suç romanı. Ray Carney adlı düzenbaz olmayan bir düzenbazın yaşadıkları çerçevesinde ilerliyor hikaye. Carney’in bir mobilya mağazası var, dürüst yollardan kazanmaya çalıştığı bir iş. Bir de soygun ganimetlerini nakte çevirmeye aracılık ettiği, aile geçmişinden kaçamadığı bir işi. Öğretildiği gibi yaşamakla, gideceği yeri belirlemek isteyen bir karakterin ikilemli hayatı. Whitehead 1960’lar atmosferini çok iyi yakalamış, zamansızlıktan biraz uzun sürede okuduğum için belki de sinematografik anlatımı film izler gibi değil de dizi izler gibi geldi:) Tabii ki Siyah sorunları merkezde. Siyahların Siyahlara yaptığı ayrımcılık her zaman dikkatimi çekmiştir, bu kitapta da bu konuya değinilmiş. Ten renginin açıklığı da Siyahlar arasında statü belirleyicisi. Es geçilmemesi gereken bir detay da eşyaların moda anlayışıyla zaman içindeki değişimi. Eşitlik, özgürlük mücadelesinde bile varlığını hissettiren kapitalizm. Central Park’la ilgili ilgimi çeken bir alıntıyla bitireyim ve en azından bir Colson Whitehead kitabı okuyun. Bence devamı da gelir… “New York şehri araziye el koymuş, köyü dümdüz etmiş ve bu iş bitmişti. Köylüler farklı mahallelere, yeni başlangıçlar yapabilecekleri başka şehirlere dağılmış ve şehir Central Park’a kavuşmuştu. Kemikleri bulabilirdiniz. Oyun parklarını, çayırları ve sessiz koruları kazarsanız, diye tahmin ediyordu Carney, kemikleri bulabilirdiniz.”
Harlem Ritmi
Harlem RitmiColson Whitehead · Siren Yayınları · 03 okunma
104 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Bu kısa hikâyelerin bir teması var. O süreçte çile çeken bir sinin, izdirabinin vaninda; yurt disi gezisi (Viyana) tecrübelerim de, yani orada vaşayan Müslümanların gündelik hayatta karşılaştıkları zorluklar da bu "Sey- hikäyeler" (Ding Geschichten) icine alindi. Bu belki de hem Türkive'de 28 Su bat süreci sonrası dönemin dökümünü çıkarmanın yanında, zamanlarda yurtdışında ağırlıklı olarak İslami bir yaşantty secmis, bu zihinle vasayan insanların hayatlarına panoramik bir bakış atma imkânı da sundu bizlere. Her şey gibi bugün İslam ve müslümanlık da, kapitalizm le vüzlesmesinde kendi rengini biraz daha acti. Biraz daha manlaştı. Kapitalizm, İslamı ve Müslümanları kendi çarkında pocada biraz da kendine benzetti. Sürtüne sürtüne İslamin kenarlarına, köşelerine; İslamın kenarlarını ve köşele rini ovallaştirdı. Belki kendi olmaktan uzaklaştırdi İslamı, yeni modern bir İslam tahayyülünü şekillendirdi. Bugün İslam moda, Islam ve dindar burjuva, Islam ve sermaye hiçbir şekilde eski dinginliğini ve sadeliğini elde edemeyecektir, fakat yaşam devam etmekte, insan da insanı törpülemektedir. Bu hikâyeler o dönemde büyük zulümler görmüş ve o dönemde mağdur ol muş insanların anısina gitsin.
Başlangıcı Olmayan Bir Şeyin Sonu
Başlangıcı Olmayan Bir Şeyin SonuAhmet Sarı · Hece Yayınları​ · 201519 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Herkese merhaba, yazarin kalemi ile #nisanyagmuru kitabıyla tanışmış ve çok sevmiştim. Hemen #eylulruzgari kitabı ile devam ettim. Bu sefer işin içinde birde cinayet olunca olaylar daha bir heyecanlıydı. Polisiyenin askla harmanlanmış halini elimden birakamadan bitirdim. Rüzgâr başarılı ve hirsli bir gençtir. Geldiği yere kolay gelmemiştir.Çok
Eylül Rüzgarı
Eylül RüzgarıAynil Onur Yüksel · İkinci Adam Yayınları · 202224 okunma
258 syf.
2/10 puan verdi
Kitaptan bir bölümle başlayayım.. "Galip Erdem "Türk Milliyetçiliğinin meselesi Türk Milliyetçileridir." demiş... yazar Milliyetçiliği dini eksene dayandırarak değerlendirmiş....Ona aslında ümmetçilik deniyor..Yazar kendi milliyetçilik anlayışına uymayan ama Milliyetçi takılan farklı fraksiyonları da günümüzün moda kelimesi olan "ulusalcı" diye adlandırmış...Tanıdığım başka dine mensup,dinsiz,başka mezhepten olan,vs... Türkçüler var...Türk doğarsın sonradan Türk olunmaz..Türklüğü inançla bağdaştırmak garip bir düşünce...Ayrıca yazarın Milliyetçilik adına bahsettiği kişilerin bazıları Milliyetçiliğe karşı tavır içindeydi..Çelişkileri çok..Tarihten örnekler verirken (üzerinden 100 yıl geçmiş o hayaller gerçek olmamış değişen bişey yok) bugün yaşadıklarımıza bakınca #Atatürk birçok konuda çok doğru kararlar almış..Alfabeye değinen bir bölüm vardı..1928 öncesi ortaasya Türk dünyası da Latin alfabaye geçmişti..Turancılıktan milliyetçilikten bahseden biri bunu neden yazmaz anlamıyorum..Farklı bir niyeti var sanırım...Eleştirecek söylenecek çok şey var ama ....Puan versem 2/10.. Ama düşünceler böyle geliştiği için karşılaştırmalı okuma şart...Yoksa tek yanlı bakış bizi bağnazlığa götürür...
Türk Milliyetçiliği Tarihi Seyri, Yeni Hedefleri
Türk Milliyetçiliği Tarihi Seyri, Yeni HedefleriCezmi Bayram · Ötüken · 20138 okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Günümüzdeki Çöküşü Görmek İçin Celaleddin Vatandaş’ın “Modern Çöküş” başlıklı kitabı günümüzde yaşanan birçok olumsuz durumu farklı boyutlarda geniş ve detaylı bir şekilde ele almaktadır. “İnsanın Modern Hâlleri” alt başlığını taşıyan bu değerli kitap, sizleri birçok konuda şaşırtacak. “Modern Çöküş” kitabı giriş ve 7 bölümden
Modern Çöküş
Modern ÇöküşCelaleddin Vatandaş · Açılım Kitap · 2015379 okunma
48 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Kitap, yüksek sosyeteden sürgün edilen ve yalnızlığa itilen bir kadının hikayesini anlatır. Zweig, karakterin iç dünyasını ve çevresindeki insanlarla olan ilişkilerini detaylı bir şekilde ele alırken, aynı zamanda dönemin toplumsal yapısını ve sınıflar arası ilişkileri de gözler önüne serer. Eserde, Madam de Prie’nin çöküşü, onun kibirli ve gösteriş meraklısı kişiliği üzerinden işlenir. Sürgün edildikten sonra gittiği köyde, eskiden sahip olduğu nüfuz ve ihtişamın hiçbir anlamı kalmaz. Paris yüksek sosyetesi tarafından unutulan Madam, yeni hayatında anlam arayışına girer. Zweig, bu süreçte Madam’ın psikolojik değişimini ve insan doğasının karanlık yanlarını ustaca betimler. Kitap, aynı zamanda tarihsel bir bağlamda da değerlendirilebilir. Özellikle Fransa’da doğu kültürünün moda olduğu bir dönemde geçen hikaye, dönemin sosyal ve kültürel yapısına dair ilginç detaylar sunar. Zweig’ın anlatımı, okuyucuyu sadece karakterin kişisel dramına değil, aynı zamanda geniş bir tarihsel perspektife de davet eder.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün Öyküsü
Stefan Zweig
Stefan Zweig
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177,1bin okunma
Reklam
389 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Gianna 23 yaşında gerçekten model olacak kadar şahane güzellikte bir hatun bu yetmiyor akıllı ve neşeli bayıldım kıza :) Anne babası ayrılmış kızda sevgili ile ayrılınca babasının annesinden kalan evi miras alıyor ve babanın yanına geliyor . Okulunu bitirmiş muhasebeci olarak iş başvurularına başlayacak . Uçaktan indiği gibi bavulları kaybolunca direk babasının yanına gidiyor . Babası pek şikayet ettiği büyük bir zenginliğe sahip moda imparatorluğu yöneten Auburn Bouvier 'ın yanında çalışıyor . Auburn Bouvier 38 yaşında bir içim su ara ara görüştüğü 5 senelik bir hatundan yeni ayrılmış bir yardım galasına gidecek yanına kadın lazım bürosuna geçerken Gianna'yı görüyor onu hazırlayın benle gelsin diyor . Babası istemiyor ama Gianna fark etmez giderim insan arama diyerek gidiyor . Çiftimizin hikayesi böylece başlıyor adam zaten kıza kafadan çarpıldı . Güzelliklerine bakmaya doyamayacağınız mükemmel yin ve yang çift yazmış yazar . Kız adamın hayatına neşe aşk mutluluk sıcaklık zenginlik getirdi . Kızda adamla kendine güven sonsuz sevilme el üstünde tutulma muhteşem seks aşk buldu . Auburn ile Gianna arasındaki şakalaşma halleri çok iyiydi seks zaten ortalığı yakıyordu bence :D Aslında 8 verecektim ama yazar biraz sonuna sakızlaştırmış ondan kırdım genel olarak akıcı tatlış bir kitaptı . Aralarında aptal saptal yanlış anlamalar olmaması duygularını olayları açık net konuşabilmeleri çok iyiydi .
Love Without Numbers
Love Without NumbersJade Dollston · 03 okunma
236 syf.
·
Puan vermedi
·
233 günde okudu
Okurken en çok sıkıldığım Sabahattin Ali kitabı olduğunu üzülerek söylemek istiyorum… Şahsen hiç akıcı bulmadığım bu kitabı bitirmekte epey zorlandım. Bunun sebebi kitapta mekan tasvirlerinin ve betimlemelerin bence çok uzun ve yersiz olmasıydı. Bu betimlemeler beni kitaptan çok kopardı ve uzaklaştırdı. Okumaya bir türlü elim gitmedi diyebilirim. Yeni kitaplarıma başlayabilmek için zoraki de olsa bitirdiğim bu kitabın açıkçası sonunu da pek beğenemedim. Kitabı bitirdiğimde aklımda kitaba dair hiçbir etkileyici söz veya olay kalmamıştı. Bitirdikten sonra; “Ben şimdi ne okudum?” gibi bir moda büründüm.
Kuyucaklı Yusuf 
Kuyucaklı Yusuf Sabahattin Ali · İş Bankası Kültür Yayınları · 2019174bin okunma
352 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Kaza süsü verilmis bir cinayet mi? Cinayet gibi kurgulanmış intihar mı? Kim bilir belki de talihsiz bir kaza! Penceresinden dışarıdaki şiddetli yağmuru izlemeye dalmış, sert görünümlü, asık suratlı Rüzgar, dışarıda ıslanmış ve sakarlığıyla onun dikkatini çeken kadını görünce, kendisini onu yakından izlemek için aşağı inerken buldu. Neden bunu
Eylül Rüzgarı
Eylül RüzgarıAynil Onur Yüksel · İkinci Adam Yayınları · 202224 okunma
168 syf.
10/10 puan verdi
"Bu romanı büyük bestekârımız Eyyubi Bekir Ağa'nın ruhuna ithaf ediyorum" AHT Mahur Türk müziği makamlarının en önemlilerinden biri, Tanpınar'ın romanlarında Ebubekir Ağa'nın, Dede Efendi'nin ve Neşati'nin mahur besteleri geçiyor. “Gittin amma ki kodun hasret ile cânı bile İstemem sensiz olan sohbet-i yârânı
Mahur Beste
Mahur BesteAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20236,4bin okunma
Reklam
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
"Fatih-Harbiye" Türk-İslam mücerretlerinin Osmanlı mü­şahhasında meydana getirdiği medeniyetten kopulup batıya yönelişin cemiyet ve aile üzerindeki tesirlerini işlemektedir. Batılılaşma hareketinin önceleri muayyen semtlerde sür'atle yerleşmesine mukabil bazı semtlerin daha fazla geleneğini muhafaza ettiğini ve böylece İstanbul'un yamalı bohça manzarasına büründüğünü, zamanla batılılaşma cereyanının büyük bir gayretle eski medeniyete bağlı İstanbul semtlerini hırpaladığını ortaya koyarken, medeniyetlerarası, çatışma­ nın ailelere kadar girerek babayı aynı dünyada bırakıp, çocuğunu batıya doğru çektiğini göstermektedir. Bir moda salgını tarzında yayılan Batılılaşma hareketinin zamanla ruhlarda nasıl bir törpülenme husule getirdiğini teşhisten sonra; bu yeni hayat üslubuna gönül vermişlerin dahi ruhlarının en derin ve en nazlı noktalarında, öz kültü­rümüz arzusunun küllenmi bir kor şeklinde varlığını muha­faza ettiği eserde açıkça görülmektedir. Bizce, "Fatih-Harbiye" bir tezin, teşhisin romanıdır. Tan­zimat'tan kopup gelen, Milli Mücadele Devrinde ve sonraki yıllarda alevlenen batılılaşma hareketlerinin Türk tipinde ve cemiyetindeki etkilerini incelemektedir.
Fatih Harbiye
Fatih HarbiyePeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 202047,6bin okunma
126 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Johann Wolfgang von Goethe - Genç Werther'ın Acıları
1774 yılında, 25 yaşındaki genç yazar; Johann Wolfgang von Goethe tarafından yalnızca iki hafta içerisinde yazılmış olan muhteşem bir eserdir "Genç Werther'ın Acıları". Goethe, bu eseri yazarken 1772 senesindeki Charlotte von Stein'a duyduğu imkânsız aşkından ve bir elçilik sekreterinin, başka bir arkadaşının eşine duyduğu
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120,7bin okunma
152 syf.
8/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
DİKKAT : “SPOİLER İÇERİR.” Eser sahibi Goethe’nin 1774 yılında sadece iki haftada yazdığı bir kitap.Böyle bir eseri iki haftada yaratabilmek mümkün müdür diye sormadan da edemiyor insan.. Romanın ilk basımları, 1774 ilkbaharında Leipzig kitap fuarlarında yerini almış ve aynı zamanda en iyi satan kitap haline gelmiştir. 1787 yılında bunu, yeni bir sürümü de takip etmiştir. Roman Goethe'yi, 1774 yılında Almanya'da birdenbire şöhretinin doruğuna ulaştırmıştır. Kitapta imkânsız aşkını arkadaşına mektuplarla anlatan Werhter’in sarsıcı bunalım halini bulacaksınız. Sevdiği nişanlı bir kadındır ve toplum gelenekleri buna müsaade etmez. Çünkü Lotte, Werther’e sevgisine rağmen nişanlısıyla evlenir. DİPNOT: Genç Werther’in Acıları kitabı o yıllarda çoğu giyim firmasını zengin etmiş. Genç Werther’in giydiği kıyafetler Alman halkının yeni moda akımına dahil olmuş. Sokaklarda herkes genç Werther gibi dolaşmaya başlamış ( sarı pantolon mavi ceket furyası )Bunun yanında kitabın konusu fazlasıyla ağır olduğu için bu kitabın fanları oluşmuş ve etkilenenlerden dolayı intihar vakaları o kadar arttmışki bu kitap bir çok ülkede yasaklanmış. o sıralarda Alman hükümeti “Genç Werther’in Sevinçleri” adı altında yeni bir kitap piyasaya sürmüşler.Okurken tüylerim diken diken oldu diyebilirim. Bu acı hikayeyi kaldırabilecek, psikolojisi güçlü bireylere tavsiye ediyorum sadece. Keyifli okumalar dilerim…
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Halk Kitabevi · 2021120,7bin okunma
372 syf.
4/10 puan verdi
Bu kitaba kim dark dediyse otursun anlayana kadar tekrar okusun
Bu kitaba dark roman denince gülmedim değil :) Yeni moda çıktı, sorunlu karakter yazayım, adına da dark diyeyim, oldu mu oldu. Hayatı boyunca hiç dark roman okumamış biri bile anlar dark olmadığını. Gün ışığına çıkmamak ve karanlıkta tünellerde gezmek, travma yaşamış iki karakter yazmak darktan sayılıyorsa onu bilmem tabi ya neyse. Dark kategorisinin de suyunu çıkardılar. Bipolar bozukluk, manik depresif gibi tıbbi terimler çoktu kısaca bunlar hastalıktır neden dark romance türüne uyarlanmaya çalışılmış anlamadım. Kaldı ki bununla ilgili bir olay da yoktu. Hastalığı, ilaçları olay olmadan vermeye çalıştığı hezeyanları, ne zaman hangi ilacı içecek ve hangi müziği duyacak bunları okuduk. Ciddi bir olay örgüsü bile yoktu. Sorunlu kadın ve erkek karakter ortaya çıkarmaya çalışmış, takıntı saplantı teması işlemeye çalışmış fakat kesinlikle başarılı olmamış. Vakit harcamaya değmez. Kitabın tek keyifli yanı canim arkadaşım
Sena Nur
Sena Nur
ile okumaktı. Söylene söylene gece yarısı muhabbetlerimiz için asla pişman değilim. Senoşum yine gol olmadı ama güzel günler göreceğiz inşallah :)))
Hayalet
HayaletGreer Rivers · Lapis Yayınları · 202490 okunma
133 syf.
6/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Bir Kralımız var. Kendisi tedavisi yok denecek kadar kötü bir hastalığa yakalanmış durumda. Tedavisi de bir gariban kızda. Bu kız ünlü bir hekimin kızı. Kralın yanına gider ve onu tedavi edeceğini ama bir şartı olduğunu söyler. Şartı da onu soylu biri ile evlendirmesi. Bu kızın aklında zaten hep biri vardır, hem de yakınında... -Haksızlık etme hiç kimseye. Kaba güçle değil, zekanla çık düşmanın karşısına Kendininmiş gibi savun dostunun hayatını. -O gençler ki, coşkun duyguları Her şeyi küçümser yeni şeyler dışında; Yeni moda çıkarmaktır akılları fikirleri, Oysa modadan önce sona erer bağlılıkları. -Çoğu kez çıkmaz beklentiler, Sık sık unutulur verilen sözler; Ve çoğu kez de başarı en umulmadık, en beklenmedik anda gelir.
Yeter ki Sonu İyi Bitsin
Yeter ki Sonu İyi BitsinWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20101,712 okunma
465 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.