Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
MAHOMET (MUHAMMED (sav)) Vazifesinin yakın olduğu içine doğmuştu Metindi; kimseyi kınamıyor, incitmiyordu Yolda gördüğü kimselerle selâmlaşıyordu
La Légende des Siècles (Yüzyılların Efsanesi)
Nasıl başladı, ne vakit başladı, bilemiyorum. Ama ilk belirtiler, dokuz yaşımda iken patlak verdi. Misafirlerle bahçede oturuyorduk. Yaşlı bir zat saati sordu. Aksi gibi, kimsede saat yoktu. Eniştem içeri, saate bakmaya koştu. Ben o aralık: “Üçü yirmi geçiyor” diyivermişim. Bu tutturuşa, önce kimse şaşmadı. Boğazda, geçen vapurlara bakıp zamanı
Reklam
İNSAN: Gerçek bilgiye özlemim var. Binlerce yıldan sonra, kurduğum tuzakları bugün tamamladım. Bu metod-lar, bu laboratuvarlar ve bu araçlar bende varken, bilgi kendiliğinden tuzağıma düşecek. Ben, bir avcı gibiyim, kurduğum laboratuvarlar da tuzak... Madde ile maddeyi avlıyorum. Bugün, her günden fazla maddeye hâkimim; şu heykele bak, çirkin ve
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
Sayfa 334 - Ötüken
Daha - Hakan Günday - 30 Alıntı
1-Ne zaman ki hikayemi anlatıp susacağım, artık sadece yeni hatalar yapacağım! Zamanı dörtnala koşturacak kadar yabancı hatalar! Duvar saatlerini miknatısa tutulmuş pusulaya çevirecek kadar bilinmeyen hatalar! Daha önce kimsenin yapmadığı, adını bile duymadığı hatalar! (sy.21) 2-Doğu ile Batı arasındaki fark, Türkiye’dir. Hangisinden hangisini
Önyargı düşüncenin en büyük hastalığıdır. Farklı iki gezegenin insanlarıydılar, o kadar farklıydılar ki birinin iltifatı diğerinin hakareti, birinin ilgisi diğerinin sıkıntısıydı. Çıkarları için fırsat oluşturmaya çalışanlar sonunda mutlaka hırpalanırlardı! Hak etmişti ve hırpalanmıştı. Keşke hep derinlerde kalsaydı. Hissettiği üzüntü
Reklam
Cevher Dudayev'in şehit oluşu
21 Nisan Pazar Cevher ile son gün: "Kalbim deli gibi çarpıyor, her şeyin iyi olduğunu umut etmek istiyordum. Birden, yukarıdan Vishan’ın ağla­ması duyuldu. Tanrım, biri ölmüş olmasın? Uçurumdan çıktım ve hiçbir şey anlamadan etrafa bakmaya başladım. İşte başörtüm çalıların dallarında dalgalanıyordu. Titreyen ellerimle aldım onu ve başımı
ALEMDAR MUSTAFA PAŞA
III. Selim’in genelde bürokratlardan oluşan reformcuları içinden Dersaadet’te yeniçerilerce katledilmekten kurtulanlar, Rusçuk âyanı Alemdar Mustafa Paşa’ya (1765-1808) sığındılar. Alemdar Mustafa Paşa reformu desteklemeye ve IV. Mustafa’yı (saltanatı 1807-1808) tahttan indirerek Selim’i yeniden tahta çıkarmaya karar verdi. İstanbul’a yürüdü, ancak padişah sarayda katledilmiş olduğundan yerine II. Mahmud’u (saltanatı 1808-1839) geçirdi ve kendi de yeni padişahın sadrazamı oldu. Amacı, âyanın hak ve görevlerini yeniden düzenleyen bir sözleşmeyi sultana onaylatarak, âyan sınıfını imparatorluk sistemine katmaktı. Alemdar Mustafa Paşa’nın imparatorluğun âyan ve reformcularıyla görüşmelerinin sonucunda, Osmanlı’nın Magna Carta’sı olarak da adlandırılan Sened-i İttifak belgesi doğdu. Âyan bu belgeyle padişaha yasaları çiğnemedikçe bağlı kalacağını belirtiyordu. Âyan sınıfı birlikleri desteklemeye, modern bir ordunun kurulmasına, aynı zamanda kendilerine danışıldıktan sonra salınacak vergileri ödemeye razı oldu. Son olarak, sultan tarafından uygulanan keyfî cezaların sona erdirilmesini istediler. Sanki sonunda âyan ve bürokratlar iktidar devşirmelerin elindeyken elde edemedikleri yetkileri elde ediyor gibi görünüyordu. Ancak, bunun sadece göz boyayıcı olduğu ortaya çıktı, çünkü yeniçeriler yeniden ayaklanarak Alemdar Mustafa Paşa’yı öldürdüler.
"Recep Peker Hapı Yuttu", "Kazıklı Resmi Tazim" başlıklı yazılardan başka "Hakkınızı Helal Edin Dostlar" başlığıyla Markopaşa'nın birinci sayısında "Şakalar" köşesinde yazılanlar yeniden verilmiş. Bir başka yazı da "Nasıl Girer" başlığını taşıyor. Okuyalım. 1947 yılında yazıldığını düşünerek son
85 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.