%48 (41/85)
10/10 puan verdi
Hayal kırıklığı...
Kitaba çok büyük bir beklenti ile başlamıştım ama beni hayal kırıklığına uğrattı.
Kütüphane görevlisi tavsiye etmişti. Bir denemek istedim.
Pek beğenmedim ama en azından bir deneyim oldu.
En fazla 110 sayfa dayanabildim. Olaylar o kadar kopuk ve karmaşık geldi ki.
Ve karakterlerle bağ falan da kuramadım ki bence bir kitapta en önemli olan şey karakterlerle bağ kurmaktır.
Muhtemelen daha önceden çok daha iyi polisiye kitaplar okuduğum için pek beğenemedim. (Mesela 
Agatha Christie ve 
Arthur Conan Doyle yerli yazarlardan da 
Polat Onat). (Bu yazarlar tavsiyemdir bu arada)
Belki de ilk kez bu kitabı okuduğum için beğenmedim ama dediğim gibi daha iyileri var.
Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaçHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,3bin okunma
-Jerome_David_Salinger608.jpg){kind=small}
![[̲̅t̲̅a̲̅m̲̅e̲̅r̲̅] ☾](https://r2.1k-cdn.com/sig/size:96/plain/https%3A%2F%2F1k-cdn.com%2Fresimler%2Fuyeler%2F325014_1710085179_AxDAP.jpg){kind=small}
271 syf.
7/10 puan verdi
Katilin Özrü...
Sevgili 
Nurhan Işkın kaleminden okuduğum ilk roman... Yerli kitapları kısa sürede okuyorum genelde. Bu kitapta da aynı alışkanlığı sürdürdüm.
Kahramanımız Aylin Türkoğlu genç, güzel, bekar komiser... Kitapta şüpheli benzer cinayetlerle psikolojik sorunları olan bir katilin peşine düşerler..
Okuduğum her bölümde herkesten şüphelendim bazen acaba ben miyim katil diye de düşünmedim değil... Şimdiye kadar yapıcı ve olumlu yaptığım incelemeye burdan sonraki kısımlarda bazı olumsuz açılardan yaklaşmak istiyorum...
Sahne geçişleri çok aniydi. Bazı bölümlerde bu geçişlerden cidden rahatsız oldum. Bunun dışında diyaloglar güçsüzdü. Tasvirler ve olay aktarımında da daha detaylı şeyler görmeyi isterdim.
Yinede güzel bir eserdi. Sevgili Nurhan Işkın 'ın diğer iki kitabını da edindim. Onlarda daha güzel bir deneyim bulmayı umuyorum...
Bir kitap bir insanın dimağında ancak bu kadar lezzet bırakabilir.
Sabahattin Ali ve kitaplarına yıllarca ön yargıyla yaklaştım. Herkesin kahve elinde fotoğraf çektiği bir kitaptı Kürk Mantolu Madonna da benim için.
Sonra bir kitap okudum 
Yeşil Mürekkep. Bu kitap Sabahattin Ali’nin hayatını anlatan muazzam bir biyografik romandı diyebilirim.
Ardından Sabahattin Ali’ye ve kitaplarına olan bakışım değişti. Belki de hiç fırsat vermeden böyle ön yargıyla yaklaşmak doğru değildi hiç bir kitaba.
Yazarın neler yaşadığını, ne şartlar altında eserlerini telif ettiğini öğrenince mutlaka bu yazarın kitaplarını okumalıyım dedim.
Üslup, kullanılan kelimeler, kurgu, karakterler, bir romandan bekleyebileceğimin çok çok üstünde ustaca tasarlanmıştı. Romanın olay örgüsü hakkında bir açıklama yapmayacağım ama Sabahattin Ali için Cumhuriyet’in ilk ve en önemli roman ve hikayecilerinden biri olduğunu söyleyebilirim.
Üstat kelimelerini o kadar ustaca ve yerli yerinde kullanmış ki, ne bir şeyi eksik buldum, ne de beni rahatsız eden fazla bir tarafı vardı.
Kitabı bu zamana kadar okumadığım için hayıflandım. Bir çok cümlenin ruhuma derinden tesir ettiğini, kitapta kendimi bulduğumu söyleyebilirim. İnsanları tanımanın ne kadar zor ve çaba gerektiren bir deneyim olduğunu tekrar hatırladım.
Kestirip atmak, beylik laflar etmek, birbirimizi yargılamak en kolayı. Aslolan değer vermek, koşulsuz sevmek, tahammül göstermek…
Tekrar teşekkürler büyük usta. İyi ki yazmışsın. Geç de olsa iyi ki okuyorum seni…
