Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aslında Lovecraft hep ırkçı idi. Fakat gençliğinde bu ırkçılık, ait olduğu sosyal sınıfta bulunandan -New England'ın köklü, Protestan ve Püriten burjuvazisi- öteye geçmez. Aynı doğrultuda, doğal olarak da gerici idi. İster nazım sanatı, ister genç kızların elbiseleri olsun, her şeyde, özgürlük ve ilerlemeden ziyade düzen ve gelenek kavramlarına kıymet verir. Bunda tuhaf veya eksantrik bir yan da yok. Sadece eski kafalı bir adam, hepsi bu. Ona göre Anglosakson Protestanların doğaları gereği toplumsal düzende ilk sıraya layık olmaları gayet doğaldır; diğer ırklar için (her halükarda haklarında çok az şey bilir ve zaten bilmek de istemez), sadece yardımsever ve mesafeli bir küçümseme hisseder. Yeter ki herkes konumunu bilsin, kendi yerinde kalsın, düşüncesiz her türlü yenilikten kaçınılsın, böylece her şey yolunda gidecektir.
Geçti ömrüm iklimden iklime Yuva yaptım kaç paket cigaranın bacasına Yorgunum, kahvem çamur gibi Batmaya da razıyım, artık beni anla Yeter ki sen beni Hiç yazamayacağım bir romanın kollarına atma.
Reklam
Pencereden izliyordum minik öğrencim her gün servisten iniyor, girişteki beton saksıdan bir çiçek koparıp bana veriyor öyle sınıfına gidiyordu. Bunlar o çiçekler. Ellerim çiçek koka koka ders anlatmışlığım var. Çiçek kalpli öğretmenlerin çiçek ruhlu öğrencileri var. Yeter ki seve seve suladığımız çiçekler bizi soldurmasın...
Benim naçiz kanaatıma göre, iftira sade çirkin değil, aynı zamanda gülünç ve âciz bir şeydir de. İnsan tabiatı iktizasınca* birbirlerini kötülemek isteyenler sadece düşmanlarının hayatlarına baksınlar, yeter. Çünkü her insanın hayatında hiçbir muhayyilenin icat edemeyeceği kadar aksaklık vardır, ve bu aksaklıklar o insanla beraber yetişmiş, büyümüş şahsî, nevi kendine mahsus şeylerdir. Kul kusursuz olmaz, sözü sırf bu gerçek için söylenmiş bir sözdür.
Sayfa 25 - *iktizasınca: gereğinceKitabı okuyor
'' Her olağan durumu olağanüstü göstermek kolaydır, yeter ki onu kaderin bir cilvesiymiş gibi düşünün. ''
Reklam
"Üzülme," dedi, "biz insanoğluyuz, doğumdan ölüme kadar başımızdan geçmeyen kalmaz. Yalnız şunu bil ki kardeş, insanoğlu her gün anasından terütaze doğmuş gibi bir kez daha doğar, her gün doğan günle birlikte." "Doğar mı?" diye kendini tutamayarak sordu. "Yeter ki her sabah günle birlikte doğmayı isteyelim," dedi. "Bütün suçlardan, kötülüklerden, pisliklerden arınıp pirüpak oluruz. İnsan kendi kendini arındırdığında kendini bağışlar. İşte o zaman insan yeniden doğar, pirüpak olur."
Her gün hır yerine af çıkar Solunda işıd sağ yanında Haçlılar Yorulur yolu uzun yaşlı sarp Gece doldu ve taştı sarp Kapanan her yaramı yeniden açtılar Yeter durun Allahım aşkına Öyle pis oyunlar oynandı ki inan şeytanın gelmezdi aklına Susup tamam dedim yanmam yarayla emeğimi çalıp alın hanlar saraylar Ve bir zahmet o aç gözünüzü doyurun keyfinizden artan parayla
bir şişe şarap, bir koyu akşam yılların açığını kapatmaya yeter bazen yetmese de boş ver geleceğe kalmayacak küçük soluklu şiirler gibi kamaşan bir andır yalnızca okunduğunda güzel bulunan
(Mahşer günü şöyle denir) "Oku kitabını!bugün hesap görücü olarak sana kendi nefsin yeter." İsra suresi 14.ayet
Reklam
Şimdi gece, soluğumu verdim içime Az önce kağıtlara gül kuruları serptim Dolaplardan kekik, nane kokuları çıkardım Öylece serptim, seni yazacağım diye Sen ki, deniz görmemiş bir deniz kızısın Aklımın almadığı bir yerde, öylesin Şimdi gece, iki kişilik bu yalnızlık Bize artık yeter de artar bile...
Burada Gömülüdür 1. Cilt
Burada Gömülüdür 1. Cilt
“Paran pulun olmasın, sana terbiyen yeter.”
Evliya Çelebi
Evliya Çelebi
Biliyor musun daha altı yedi yaşında filandım. Bir gün annem kızdı, "Niye hep kıçını başını kıvırıyorsun kancey, müzik mi var ki?" dedi bana. Ben de "Sen duymuyorsun diye müzik yok mu yani?" dedim. Dedi: "Nerede peki, göster bakalım müziği?" Dedim, "Benim içimde." Hem güldü hem de sırtıma bir yumruk vurdu, "Yeter!" dedi. Çardağın altındaki dört kadın birbirlerini dürte dürte saatlerce gülmüşlerdi. İşte o zaman içimden yükselen o şarkıyı saklamam gerektiğini anladım. Herkesten, bazen kendimden bile... Evet, kendimden bile..
Sayfa 54 - Doğan KitapKitabı okuyor
Yeneceğim. Ve beklersen, zulamdaki tüm itilerim, bilincimin tüm aydınlığı ve kanımın genç ısısıyla sana geleceğim. Seninim. Yoksa, hiç bir şey olmak istemiyorum. Bir çoklarının almak için, neleri varsa verip de gene olamayacakları bir şey olabilirim oysa. Ama seninim. Ve sen, itmez, terslemezsen bu bana yeter. Sarıl bana. Seni beraberimde götürüyorum zindana. Artık üşümüyor, korkmuyorum. Öperim canım.
Sayfa 144 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
·
Puan vermedi
Huzursuz bacak “Tanpınar Divan şiirinden hareketle “Şiirimiz düştüğü yerden kalkacak” der.Yani sesten.Sesini kaybeden, musikisini, âhengini kaybeden şehir onu yeniden bulacak.Yeter ki insan kaybolmasın, insan bozulmasın.Eşyayı, etrafı yenilersin, düzeltirsin ama bozulan insanı düzeltmek zordur; kim bilir kaç nesil alır. Fikriyatımız da öyle.Yeter ki biz, etrafımızda pervane kesilen ruhun fısıltısını duymak için kalbimizi açalım.”
Huzursuz Bacak
Huzursuz BacakMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20223,102 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.