"Salı, Saat 8 dakika 30 günü" not edilmiş olan sayfada ise "üç gün evvel nâtamam kalan cümle hissiyatımın hangi tecelliyatıyla ikmal etmek lazım geldiğini düşünüyorum.
Bütün mevcudiyetimi yokluyorum. Anlıyorum ki hayatımda yakazât tevhidini icâb edecek hiçbir hal yoktur.
Lâkin anlıyorum ki safha-i kalbim her gün, her dakika yeni bir hiss-i elemin saha-i tecellisi oluyor.
Bu efkâr- mütezâidenin bâis-i yegânesi hissiyâtımın müphem medlütlere ait bulunmasıdır.
Müphem... O kadar müphem ki...
Sağ iken oldum harab helak oldum yeter.
M. Kemâl
Günümüz siyaseti hayvanlara göre düzenlenmiştir. Hayvanlarla iletişim kurmanın iki yolu vardır: kandırmak ve korkutmak. Bir piçi de kendisi dışında kimse kandıramayacağı ya da korkutamayacağı için siyaset onlarla ilgilenmez. Sadece bürokrasi peşlerine düşer. Ondan kaçmak için de adressiz olmak yeter. Piçlerin adresi olmaz. Olsa bile piçler -artık- orada oturmaz.
Dinle, biliyorum – bana izah etmen gerekmiyor. Benim hikâyelerimi dinleyip durmak istemiyorsun. Fakat amına koyiyim, bazen seninle gerçekten konuşma ihtiyacı duyuyorum. Çok sikindeydi ya. Yağmurun altında olmadığın ve midene bir öğün daha indirdiğin sürece mutlusun. Arkadaşların aklına bile gelmez – çaresiz kalıncaya kadar. Yakışık almayan bir davranış biçimi bu, değil mi? Evet dersen sana bir dolar vereceğim. Allah belanı versin, Henry, tek gerçek dostumsun ama aylak orospu çocuğunun birisin. Aylaklık yapmak için gelmişsin sanki dünyaya. Yararlı bir şey yapmaktansa aç kalmayı yeğliyorsun...” Genellikle gülüp bir doları almak için elimi açardım. Bu onu tekrar çileden çıkarırdı. “Ne olsa söylemeye hazırsın, değil mi? Yeter ki sana vaat ettiğim bir doları vereyim, öyle değil mi? Ne biçim adamsın! Çıngıraklıyılan bile senden daha ahlâklıdır.
Başkalarını mutluluktan alıkoymayı düşünmeden de insan yanılgıya düşebilir. Bu yüzden çevresine acı çektirir. Vurdumduymazlık, başkalarının duygularına karşı duyarlı davranmamak ve kararsızlık gibi huylar da çevreyi mutsuz kılmaya yeter.