Cengiz Aytmatov’un okuduğum üçüncü kitabıydı. Yazarın bütün kitaplarını okumayı hedefliyorum genelde roman okumaya pek fırsat bulamıyorum ama akademik kitaplardan bunaldığım zaman romanlar bana çok iyi eşlik ediyorlar. Genelde de yine tarihi olayları,şahsiyetleri barındıran romanları tercih ediyorum. Cengiz Aytmatov ilk iki romanında da söylediğim gibi oldukça anlaşılır, sade,akıcı bir dille bize döneminin tarihinden kesitler sunuyor. Her yazar dönemini yansıttığı için bana göre her kitap değerlidir neyse kitaba dönücek olursak, Cengiz Aytmatov’un bu romanı Toprak Ana ve Beyaz Gemi kadar etkilemedi beni açıkcası bazı yerlerini çok uzattığını düşündüğüm oldu okurken, bazı yerlerde de hemen devamını öğrenip meraktan çatladığım oldu :d Yazarımız yine efsanelere değinmiş romanında yine II. Dünya Savaşı sonrası insanların hayatlarına devam ederkenki o zorluklardan bahsetmiş, savaşın, okuduğum iki
romanında olduğu gibi bunda da çok kötü bir olay olduğunu, bittikten sonra bile bir yıkım bıraktığını vurgulamış yeterince bizlere... Romanda ana karakterimiz diyebileceğimiz Yedigey’in savaş sonrası yaşadığı sıkıntılar ve Kazakistan’da ki Sarı-Özek’te yaşadığı hayattan bazı parçaları bizlere aktarmış. Okunması gereken bir eser bence. Ben yukarda da değindiğim gibi yazarın diğer eserlerini alıp en kısa zamanda okumayı planlıyorum.