Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
— Daha önce Türkiye, bu meselelerin araştırılması için arşivlerini açabileceğini söylemişti. Fakat Ermenistan buna yanaşmadı. Bunun sebebi nedir? Bu iddia sahtekârlıktan ibarettir. A) Cinayetin belgesi devlet arşivlerinde bulunmaz, B) Belgelerin asıl bulunacağı yer olan İttihat ve Terakki Cemiyetinin arşivleri kayıptır; Teşkilatı Mahsusa
Bir nehrin kaynağını unutabilir mi, gün ışığı unutabilir mi güneşi? Deniz yatağındaki çapa gemiyi ya da bir yılanın kuyruğu önünde giden başı unutabilir mi? Bugün dünü unutabilir mi? Bir adam unutabilir mi babasını.. Bir babanın yabancılığı iki işaretten anlaşılırdı, uzaklığından, bir de yüzündeki tanıdık olmayan izlerden.. Bir baba başka nasıl
Reklam
Kurumsal sömürü
“Evlâtlık kurumu” hep kafamı kurcalamıştır. Neydi bu? Küçücük köy çocuklan neden ailelerinden kopartılıp karın tokluğuna, genellikle ömür boyu kentli ailelerin hizmetçiliğine verilirlerdi. Iç sömürgeleri hayli azalan Türkiye’nin hangi bölgelerinden getirilmekteydi bu çocuklar? Ya Dersim isyanında yetim kalan küçücük kız çocukları?
Osmanlıda Hâyır İşleri
•Dul kadın ve kimsesiz çocuklar için bakım evleri açmak, öksüz bebeklere sütanne tutmak. •Halkın alışverişte kandırılmaması için çarşı ve pazarlara ölçü ve tart âleti koymak. • Hizmetçilerin, efendileri (patronlan) tarafından azarlanmalarını ve incinmelerini önlemek için kırdıkları eşyanın bedelini ödemek. • Yoksul kızlara çeyizlerini
Sayfa 83 - Işık YayınlarıKitabı okudu
Amistad gemisi içindeki yolcularıyla bu zalim dünyaya yaklaşırken, babası ölmeden yetim kalan çocuklar gözleri sulanana kadar güneşe bakmaya devam ediyordu.
Eski Türklerde tek evlilik esastı. Evlenilecek kızların soyu sopu yedi göbek ötesine kadar araştırılırdı. Amca, dayı, hâlâ, teyze kızlarına nikah düşmezdi. Yakın akraba evliliğine izin verilmezdi. Böylece hem genetik hastalıklar önlenmiş, hem de soy korunmuş olurdu. Bununla birlikte; ölen ağabeyin dul eşi ile evlenilebilirdi. Ancak bu evlilik yetim kalan yeğenleri korumaya yönelikti. Ayrıca kağanlar komşu ülkelerin prensesleriyle (Konçuy) siyasi evlilikler yapabilirlerdi. Ancak bunlardan doğan çocuklar prens olamaz, devie yönetiminde görev alamazlardı. Kağanın kanuni varisleri Türk anadan doğan çocuklarıydı.
Sayfa 312Kitabı okudu
Reklam
‘İçtenlik’ üstüne kaynak taradığımızda, bu konudaki araştırmaların kısıtlı sayıda olduğunu görüyoruz. ‘Dürüstlük’ üstüne ise daha fazla araştırma var, yine de çok sayıda değil. Öte yandan ‘ikiyüzlülük’ taraması yaptığımızda, yüzlerce makale çıkıyor. Bu neden böyle? İçtenlik ve dürüstlüğün fazlasıyla öznel, nitel ve deneyimsel olmasıyla ilgili bir
çok doğru
Bir aileniz varsa dünyadakı yüz kırk milyon çocuktan daha şanslısınız demektir. Buna şans demek doğru mu bilmiyorum. Dünya genelinde yayımlanan raporlara göre her gün on bine yakın çocuk öksüz ve yetim kalıyor. O gün öksüz kalan çocuklardan ikisi ben ve kardeşimdi işte. Annesi ölene öksüz, babası ölene yetim denirmiş. Öksüz kelimesi aynı zamanda hem annesi hem babası ölmüş çocuklar için de kullanılırmış. Anneniz öldüğünde aileniz ölürmüş, bunu o gün anlamadım ama büyüdükçe öğrendim. Dünyanın en büyük eksikliğini annesi olmayan çocuklar yaşarmış.
Yetimlere Kucak Açmak
Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz, yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz" (Fecr, 89/17-18) Kur'an gelen daha ilk surelerde yetimin elinden tutması ve ona destekçi olması, Rasul-i Ekrem Efendimiz'e emredilmiştir. Çünkü bu dönemlerde çocuklar, mallarına yakınları tarafından el konularak mağdur ediliyorlardı. Dolayısıyla yetimler konusu, sosyal bir yaraydı, ağlayıp sızlamalarını işitecek, onlara sahip çıkacak birileri de yoktu. İşte böyle bir ortamda Allah'ın elçisine ilk vahiyler gelmeye başlamıştı. Yetimleri koruyup kayırmadıkları ve onurlarını incittikleri için insanlara uyarılar yapılmıştı. (bk. Fecr, 89/17; Duha, 93/6; Maun, 107/1-3) Hz. Peygamber'e de bir yetim olduğu ve Rabbinin kendisini himaye edip koruduğu hatırlatılarak onlara kötü davranmaması emredilmişti. (bk. Duha, 93/9) Artık Rahmet Elçisi, yetimlerin dışlanmasına fırsat vermeyecek; yalnızlıklarını gidererek onlara dost olacaktı. Peygamber hayat mücadelesinde geride kalan yetimlerin ellerinden tutacak, engelleri aşıp herkesle beraber Allah yolunda koşmayı onlara öğretecekti.
Sayfa 335Kitabı okudu
Müslüman erkekler kendinize gelin
Birçok yerde rastlıyorum bu duruma. Akşama kadar işte-güçte bunalan beylerimiz, gece yarılarına kadar dışarılarda stres ve yorgunluk atıyor. Hanımlar ne yapıyor dersiniz bu sırada: İçli ve duygusal olanlar önce duruma isyan etmeyi deniyor. Derken zaman içinde kadınların kendilerini televizyon dizilerine kaptırdığı, çocukların da ortalıkta kendi kendilerine büyüdükleri ilginç bir aile prototipi ortaya çıkıyor. Çok açık ifade edeyim: Bir Müslüman erkeğin birinci derecede sorumluluğu ailesidir, çocuklarıdır. Geçerli ve meşru mazeretler olmadıkça her gece dışarıda geç saatlere kadar kalan Müslüman erkekler, eşleri ve çocuklarının ihtimamı konusunda Allah katında mesuldürler. Kağıt üzerinde babası sağ olduğu halde "yetim" gibi büyüyen çocuklar; kağıt üzerinde evli olduğu halde pratikte "dul" gibi yalnız kalan/bırakılan kadınlar... Bu mesele, önümüzdeki on yıllarımızı etkileyecek kadar ciddi ve hayati bir mesele. Müslüman erkeklerin toparlanmaları ve kendilerine gelmeleri şart.
Sayfa 140
Reklam
Evimizin hemen yanında Bilal-i Habeşi Camii'nin temeli atıldı. Babam ilgili derneğin üyesiydi ve kalan ömrünü o caminin bitirilmesine harcadı. Cami önlerinde yardım topladı. Sırtında taş taşıdı. Temizliğini yaptı. Kadrolu imamının olmadığı zamanlarda fahrî imamlık görevi yerine getirdi. Zaman zaman mahalleyi dolaşır, çocuklara şeker dağıtırdı. Çocuklar onu çok severdi bu nedenle. Bazen üniversite lojmanlarına gelir ve beni evden alırdı. Dadaşkent'te bir kapının önüne götürürdü şöyle söylerdi: "Bak, burası yetim kapısıdır. Arada bir uğrayalım ve yardım edelim bu hanedeki yetimlere. Biliyorsun ki deden hep şöyle derdi: Yardım etmek üzere uzandığınız her el kendi elinizdir." Bir defasında başka bir eve götürdü. İçeride kimsesiz, hasta ve yaşlı bir adam... Elini öptüm. Babam dedi ki: "Bu dedenin tanıdığı biziz ve ona yardım edeceğiz." Bir gün yine bir başka eve götürdü ve dedi ki: "Bak bu aile yoksul ve hiçbir şeyleri yok. Onlarla ilgilenmek bizim boynumuzun borcu." Evden çıktıktan sonra "Baba sen bunları nereden biliyorsun?" diye sordum. "Oğlum hem camiye gelenlerle konuşup onlara soruyorum hem de bazen mahalleyi geziyorum ve tanıdıklardan bilgi alıyorum ve öğreniyorum," dedi. İyilik abidesi bir adamdı vesselam.
”Sizde bir yetim olduğunuzdan,” dedi, “bir çocuk gibi görünmeme rağmen çaresiz bir bebek olmadığımı bilirsiniz. ‘Çocuk’ güvende tutulan, şımartılan bir şeydir, dünyanın gerçekleri ondan gizlenir, oyun peşinde yıllarını harcamasına izin verilir, bilgeliğe okula giderek ulaşabileceğini sanan bir varlıktır çocuk. Oysa sizin de yaşayamadığınız ‘çocukluk’ denen şey, benim gücümün yetmeyeceği bir lükstür. ‘Çocukluk’ hakkındaki asıl gerçek dünyanın en asılsız hikayelerinde yatar. Canavarlar ve iblislerle yüzleşen çocuklar, ancak korkusuz davranırlarsa hayatta kalırlar. Açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya kalan çocuklar, ancak dileklerini yerine getirecek büyülü balığı özgür bırakırlarsa yaşarlar. Trollerin canlı canlı yemek istediği çocuklar, ancak onları güneş doğana kadar oyalayabilirlerse canlarını kurtarırlar, çünkü bu korkunç yaratıklar gün ışığında taşa dönüşür. Bir çocuk geleceği görmek için fasülyelerden fal bakmayı bilmeli, kadınlara ve erkeklere istediğini yaptırmak için fasülyelerin gücünü kullanmaktan anlamalı ve böyle sihirli fasülyelerin büyüdüğü fasülye sırığını yetiştirmeyi bilmelidir. Bir yetim, çocukluğun abartılmış halidir. Bizim hayatlarımız masallar ve aşırılıklarla doludur.
Sayfa 213 - Antonino Argalia’dan Amiral Andrea Doria’yaKitabı okudu
[1893] Arabistan'da kalan en canlı hatıralar: Biri babasızlık acısı. Babalı çocuklar bana çok tesir ediyor. Herkes babasını görünce koşup yanına gidiyor. "Babam bana şunu aldı, bunu aldı" dedikçe içimde bir acı başlıyor. Yetim ve öksüz çocukları daha çok seviyorum. Onlar bana daha çok yakın.
70 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.