Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
160 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
Huzursuzluk... Böyle düşününce pek bir anlam ifade etmiyor gibi ama aslında bu dünyada yaşananları düşününce olması gereken ruh hali de bu değil mi?.. Huzursuz... Yardım edemediğimiz, haberimizin bile olmadığı, olsa bile elimizden bir şey gelmeyen bir sürü felaket... Roman da bu felaketlerden birini, Ezidi bir kızı ve bebeğini kurtarmaya çalışan
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799,5bin okunma
İMAM HÜSEYİN (A.S)
14 Asır önce, insanları hayrete düşüren bir hadise gerçekleşti, herkesin ezberini bozarak kan kılıca galip geldi.   Güçlü bir ses “Zillet bizden uzaktır” diyerek uyuyanları uyandırdı. Bu ses, gücünü Allah’tan alıyordu, Peygamber nefesi taşıyordu.   Kendinden sonraki tüm çağlara ulaşması bir yana, henüz kelimeler dökülmemişken dudaklardan, pak
Reklam
145 syf.
9/10 puan verdi
Ve Zalim Ve İnanmış Ve Kerbela :
Öncelikle böyle bir kitabı nasıl anlatacağımı, yazılanları nasıl aktaracağımı bilemiyorum. Konunun hassasiyeti ve benim de konu hakkındaki altyapımın pek sağlam olmaması dolayısıyla, değerlendirmemde değindiğim konularda bir eksiklik veya bir yanlışlık olmuş ise şimdiden özür diler, tarafınızdan düzeltilmesini rica ederim. İki gündür çok etkisinde
Ve Zalim Ve İnanmış Ve Kerbela
Ve Zalim Ve İnanmış Ve KerbelaBekir Yıldız · Cem Yayınevi · 1999112 okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Bir Eyüp Sultan romanı.. Divan Edebiyatını sevdiren adam olarak tanınan çağdaş yazarlarımızdan İskender Pala, 2014 yılında yayımlanan 'Mihmandar' isimli romanında, kutlu zamanlarda Nebî'nin mihmândarı, ahir zamanda ise İstanbul'un mihmânı olan Ebu Eyyûb el- Ensarî'nin Medine'den İstanbul'a uzanan
Mihmandar
Mihmandarİskender Pala · Kapı Yayınları · 202011,7bin okunma
Lanet yezid'in üzerine olsun
Vasiyet eyledim ki, kim içerse bir yudum soğuk su beni hatırlasın da şefaat istesin benden. Zira ben bütün susuzların susamışlığının benzersiz bir nişanesi olsun diye dilim, damağım ve yüreğimle kavrula kavrula ve ateşler içinde yana yana verdim son nefesimi...
Filistin gerçeği; Paylaşımları haberleri yakından takip ediyorum ve insanlardaki haykırışların farkındayım ve İsraile karşı ne kadar nefret dolu olduklarının farkındayım. Bu konuya sadece Filistin olarak bakmak maalesef ki dar görüşlülük olur. Biraz geçmişi hatırlayalım; Kerbela; hala Kerbela'nın hüznünü, acısını içimizde hissediyoruz demi?
Reklam
Bir gece sayfaları aralandı Kitabın. Karşımda duran sûrelerin en kısasıydı: "Şüphesiz Sana Kevseri verdik. Öyleyse Rabbin için namaz kıl ve kurban kes. Asıl izi silinecek olan Sana kin besleyendir." Sayfayla birlikte gözlerim de kapandı. Önüm sıra her biri tek başına topluluk olmuş insanlar belirdi. Vakûrdu halleri. Sanki geçmişten
Sayfa -1
212 syf.
9/10 puan verdi
"Orta Çağın Fikir Adamı"
Hacı Kalfa olarak bilinen Kâtip Çelebi'nin çeşitli konularda söylemiş olduğu düşünceleri ve fetvaları bu kitapta bir araya getirilmiş. Hem geçmişe dair hem de güncele dair birçok konu hakkında söylemlerini görebilirsiniz. Benim en çok dikkatimi çeken konular; 1) Tütün konusu 2) Firavun'un imanı ve Yezid'e lanet konusu 3) Resûlullah'ın anne ve babasının imanı meselesi 4) Muhyiddin İbn-i Arabî'nin sözleri ve tekfir edilme sebepleriydi. Kâtip Çelebi'nin en çok takdir ettiğim yönü, bir konu hakkında hakikat neyse onu söylemesidir. Hakikat, kendi fikrine ve mezhebine zıt olsa bile gerçeği söylemekten asla vazgeçmemiştir. Meselelere olan yaklaşımı da doğru neyse onu aramak üzerine gitmektedir. Son olarak; at gözlüğü takmış yobaz tiplere karşı lafını esirgemeyen birisidir. Saçma sapan, dinle alakalı olmayan konuları din gibi göstermeye çalışan sofu kılıklı kişileri aşağılamaktan hiç çekinmemiştir. Felsefe derslerini medreseden kaldıran Şeyhülislâm'a olan sözleri takdire şayandır. Allah kendisine rahmetiyle muamele etsin. Selâm ve dua ile...
Mizanü'l-Hakk fi İhtiyari'l-Ehakk
Mizanü'l-Hakk fi İhtiyari'l-EhakkKatip Çelebi · Dergah Yayınları · 201686 okunma
Türklerin Kanıyla Sulanmış Zafer Ekmeği Yiyen VAHŞİ!
Şimdi sıra, Allah'a karşı yaptığı o acı yemin ve verdiği o meşum sözü yerine getirmeye gelmişti. Bu maksat için de 12.000 kişi ayırdı. Eli kolu bağlı olan bu Türkleri, Cürcan'ın vadilerinden biri olan Enderhiz'e doğru sevketti. Akıbetlerinin ne olacağından ve niçin buraya getirildiklerinden tamamen habersiz olan bu zavallı Türkler, Enderhiz vadisine gelince orada durduruldular. Ondan sonra Yezid yanındaki Arap askerlerine dönerek: "Bunlardan intikamını almak isteyenler intikamını alsın!" emrini verdi. Enderhiz vadisinde, kendilerini müdafaa edecek en küçük bir silahları bile olmayan bu zavallı esir Türkler'e, Araplar böyle bir hışımla çullanıyordu ki, her Arap, bir hamlede 4-5 Türk'ün birden işini bitiriyordu. Yezid 12.000 kişiyi böylece feci bir şekilde kılıçtan geçirdikten sonra suyun mecrası değiştirildi. Bu tepeler gibi yığılıp kalan kafa, kol, gövdeler üzerine doğru akan kan nehri ilerdeki bir değirmene ulaşıyordu. En sonunda Yezid, bu kanların öğüttüğü unlardan yapılan ekmeklerden yedi. Böylelikle Allah'a verdiği sözü yerine getirmiş oluyordu.
Sayfa 131 - Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı
HDÖ - Ölülere sövmek caiz mi?
Ölülere sövmeyin. Çünkü, onlar (sağken hayırdan ve şerden) gönderdiklerine kavuştular. (Hadis-i Şerif) Açıklama : 1- Bu hadis kâfir, fâsık, mü'min ayrım yapmaksızın, mutlak bir şekilde ölülere sövmeyi yasaklamaktadır. Âlimler, hadisi başka rivayetler muvâcehesinde de değerlendirince, fâsık ve kâfirlerin ölülerine, sağların
Reklam
278 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Ezidiler mi Yezidiler mi diye sorgulayıp durduğum, inanışlarını yaşam tarzlarını merak ettiğim bu halk hakkında ilk bilgiye Zülfü Livaneli'nin "Huzursuzluk" kitabında Müslüman bir adamla Yezidi diğer deyişle Ezidi kadının aşkın anlatan ve Mardin dolaylarında geçen bir hikayede tanık oluyorum ilk kez orada Ezidilerin mavi renge
Ezidiler: 73. Ferman
Ezidiler: 73. FermanNurcan Baysal · İletişim Yayınları · 201635 okunma
EBÛ YEZÎD TAYFÛRÜ'L– BESTÂMİ (k.s.)
𝐀𝐧𝐧𝐞𝐲𝐞 𝐇𝐢𝐳𝐦𝐞𝐭... Elinde olmadan iki sefer annesinin arzusunu yerine getiremedi. Bu husûsu büyük pişmanlık içinde şöyle anlatır: -Hayâtımda yalnız iki defâ annemin arzusunu yerine getiremedim. Her defâsında mutlaka bana zararı dokundu. Birincide düştüm burnum ezildi. İkincisinde ayağım kaydı düştüm, omuzumdaki su testisi kırıldı. Soğuk ve dondurucu bir kış gecesi idi. Annesi yattığı yerden oğluna seslenip su istedi. Bayezid-i Bistami hemen fırlayıp su testisini almaya gitti. Fakat testide su kalmamış olduğundan çeşmeye gidip, testiyi doldurdu. Buzlarla kaplı testi ile annesinin başına geldiğinde, annesinin tekrar dalmış olduğunu gördü. Uyandırmaya kıyamadı. O halde bekledi. Nihâyet annesi uyandı ve: -Su, su! diye mırıldandı. Bâyezîd elinde testi bekliyordu. Şiddetli soğuk tesiri ile eli donmuş, parmakları testiye yapışmış idi. Bu hâli gören annesi; - Yavrum, testiyi niçin yere koymuyorsun da elinde bekletiyorsun? dedi. Bayezid-i Bistami; -Anneciğim uyandığınız zaman, suyu hemen verebilmek için testi elimde bekliyorum, dedi. Bunun üzerine annesi; -Yâ Rabbî! Ben oğlumdan râzıyım. Sen de râzı ol! diye cân u gönülden duâ etti. Belki de annesinin bu duâsı sebebiyle, Allahü teâlâ ona evliyâlığın çok yüksek mertebelerine kavuşmayı ihsân etti.
Sayfa 39 - Osmanlı YayıneviKitabı okudu
Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır.(bestami şirk sözleri)
Beyazıd bistami ;şathlarına örnek verecek olursak, o şunları söyler: “Öyle bir deniz geçtim ki, Peygamberler onun kıyısında durdu.", "Cehennem dediğin nedir ki? Onu görsem hırkamın ucuyla söndürüveririm.", "Kendimi noksan sıfatlardan tenzih ederim." Ne de büyük zuhurum var.' Allah beni bir defa yük- seltti, önüne oturttu ve bana şöyle dedi: Ey Ebû Yezid, yaratıklarım seni görmeyi arzuluyorlar." Bunun üzerine ben dedim ki; "Beni vahdaniyetinle donat ve Sen'in benlik elbiseni bana giydir ve beni ehadiyetine yükselt, ta ki, yaratıkların beni gördüklerinde diyebilsinler: "Seni (yani Allah'ı) gördük ve Sen O'sun" Fakat Ben (Ebû Yezid) orada olmam", Hakkı Hak'la gördüm, ve bir zaman Hak'da Hak'la birlikte oldum. Ne nefes, ne dil, ne kulak, ne başka birşey vardı. Vakta ki, Tann kendi nûrundan bana göz verdi, o zaman O'na O'nun nûruyla bakum ve O'nu kendi bilgisiyle gördüm, O'nun lütfunun diliyle, kendisiyle gö rüştüm: "Seninle benim hâlim nasıldır?" dedim. Bana "Ben seninle senim. Senden başka Allah yok" dedi...
BOĞAZİÇİ ÇAKALLARI
Tilkiye "sloğan at" demişler: "Kahrolsun kümesler, yaşasın tavukların özgürlüğü! " demiş. Tanzimat sonrası (1839) Osmanlı coğrafyasında açılan yüzlerce misyoner okullarından biri olan Boğaziçi Üniversitesi, son resmi yapılandırmadan dolayı rahatsız olunca iyice hırçınlaştı. Sürü öfkesine kapılarak üniversitenin yönetim
200 syf.
9/10 puan verdi
İncelenesi..
Adlarını İşid Saldırılarında sıkça duyduğum bu anlamda daha evvel küçük çaplı birkaç araştırma yaptığım Yezidilerle alakalı Kitapçıda rasgele gözüme takılan bu eseri, inceledikten sonra almaya karar verdim. Ve kitabı bitirdikten sonra da ‘iyi ki almışım’ dedirttiği için yazara çok teşekkür ederim. Zira bu anlamda yazarın emeğini,gayretini
Yezidilik ve Yezidiler
Yezidilik ve YezidilerDavut Okçu · Ekin Yayınları · 20217 okunma
352 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.