Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik..
Büyük İskender, büyük filozof Aristo’ya bir mektup yazıp sorar:
"Zaptettiğim topraklardaki insanları tahakkümüm altında tutabilmek için neler yapmalıyım?"
1- Ülkenin ileri gelen insanlarını sürgüne mi göndereyim?
2- Ülkenin ileri gelenlerini hapse mi atayım?
3- Ülkenin ileri gelenlerini kılıçtan mı geçireyim?
Aristo’dan cevap gelir:
1- Sürgünde toplanıp sana karşı başkaldırırlar.
2- Hapishaneler militan yuvası olur, kontrolden çıkar.
3- Onlardan sonraki kuşak intikam hırsıyla büyür, tahtını sallar.
Aristo, çözüm olarak şu tavsiyede bulunur:
İnsanların arasına nifak tohumları ekeceksin. Birbirleriyle savaşınca, hakem olarak kendini kabul ettireceksin. Ama anlaşmaya giden bütün yolları tıkayacaksın
Mutlu olmak istiyorsanız, olun.
Herkes dünyayı değiştirmeyi düşünür, ama kimse kendini değiştirmeyi düşünmez.
En güçlü iki savaşçı sabır ve zamandır.
Bütün mutlu aileler birbirlerine benzerler, her mutsuz ailenin ise kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.
Her şeyi, anladığım her şeyi, sadece sevdiğim için anlıyorum.
Güzelliğin iyilik olduğu yanılgısının böylesine katıksız kabul olması ne şaşırtıcı.
Sadelik, iyilik ve doğruluğun olmadığı yerde, büyüklük de yoktur.
Müzik duygunun kısaltılmış halidir.
Mutluluk anlarını yakala, kendini zorla sevdir, aşık ol! Dünyada biricik gerçek budur, gerisi saçma! Bizler de işte burada bununla uğraşmaktayız!
Nietzsche aptal ve anormaldi.
Sadece hiçbir şey bilmediğimizi bilebiliriz. Ve bu, en yüksek düzeyde insan bilgeliğidir.
Mutluluğun ilk şartlarından birisi de, insan ve doğa arasındaki ilişkinin bozulmamasıdır.
Sıkıntı, arzuları arzulamaktır
Her şey beklemesini bilen kişiye kendiliğinden gelir.
Vücudumuz yaşamaya yarayan bir makinedir, bu iş için kurulmuştur, onun mahiyeti budur, içindeki hayatı rahat bırakın, kendi kendini savunsun.
1 İçim nefretle dolu, öcümü alacağım.
Nasıl dünyada beyin sayısı kadar düşünce çeşidi varsa, yürek sayısı kadar da sevgi çeşidi vardır.
Bazı insanlar vardır, asla bir düşünce üzerine kafa yormazlar; o dönemde ne modaysa kendilerine onu seçerler.
"Sen ve ben bir elin parmakları gibi birbirimize
aitiz, farklıyız ama aynı ekipteniz. İkimiz de
saygıdeğeriz, önemliyiz. Ben ve sen can'ız ve
can'da özür yoktur; ikimiz de doğalız. Ben kendim
olarak değerliyim ve sen kendin olarak değerlisin;
ikimizin de yeri doldurulamaz. Ben yapabilirim,
sen de yapabilirsin, ama birlikte daha iyisini
yapabiliriz; daha iyisini birlikte yapacağımıza inanıyorum.
Kendimin gelişmesini önemsiyorum,
senin gelişmeni ile önemsiyorum. Sen ne kadar
gelişirsen ben de o kadar gelişme imkânı bulurum.
Sana ne kadar hizmet edersem, uzun vadede
kendime de hizmet etmiş olurum. Her bir parmak
ne kadar gelişir ve işini iyi yaparsa, el bütün olarak
o kadar gelişmiş demektir. el bizi, parmak beni
gösterir. Tek başına parmak bir anlam ifade etmez,
ama elin bir parçası olarak her parmak anlamlıdır
gercek özgürlük kitabından alıntı
#DoğanCucelioğlu
Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu.
Hani, kurşun sıksan geçmez geceden,
Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık...
Ve zehir - zıkkım cıgaram.
Gene bir cehennem var yastığımda,
Gel artık...
Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça...
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz, uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni...
Kimseyi değiştiremezsin hayatta.
Ve kimse için de değişmemelisin.
Kimliğini kaybettiğin an, yaşamını çöpe attın demektir.
İstemediğin sürece, hiçbir şey için ödün vermeyeceksin.
Çünkü gün gelir, verecek hiçbir şeyin kalmaz.
Her şeyi sen istediğin için yapacaksın,
başkası senden istediği için değil.
Ve sen, sen olarak kaldığın sürece senin yanında olanlar
da mutlu olacaktır.
Bırak hayatına eşlik etmek isteyenler gelsin seninle.
Yolun bitimine kadar gelmeleri şart değil.
Herkesin gidebileceği bir yol vardır.
Sen yeter ki, yanında yer almayı bil.
Ne sen kimse için mecburi istikametsin,
ne de bir başkası senin için...
Seninle gelmek isteyenleri yanına al.
Belki beraber daha çok şey katabilirsiniz bu hayata.
Yanındaki seni mutlu ettiği sürece kalsın hayatında, zorlama kendini.
Hayat rahat ve anlayışlı insanlarla
Ve hayat hak ettiği gibi yaşandığında güzel...
Ve unutma; aynı dili konuşanlar değil
aynı duyguyu paylaşanlar anlaşabilir...
büyük bölümünde kendimi bulduğum,düşündüğünü tereddütsüz ifade eden,ağzı bozuk küfürlü yanını kıskandığım ayyaş pis moruğum benim bu bukowski abim.yaşadıklarımı,yaşamak isteyip de yaşayamadıklarımı yansıttığın için teşekkürler.okunmali mı?kesinlikle
Kime tutunacağız ki bundan sonra, söylesenize tutunacak dalımız mı kaldı?
Müzeyyen Senar gittiği günden bu yana bir daha; "Aşık gibi sevmezsen, kardeş gibi sev beni" diye sevebilecek çıkar mı? "Benzemez kim sana" derken içimizi kim cız ettirecek ki?
Ya Zeki Müren gibisi gelir mi bundan sonra? Kim, "Gözümden öpme
'Palto giymeye üşenirken bu koca dünyayı sırtımda nasıl taşırım ben? İçinde bulunduğum durumu kimseye anlatamam. Sen de anlamazsın Ben bile anlamıyorum ki başkasına nasıl anlatırım?"
Şarkı söylemek yasaktır.
Dans etmek yasaktır.
İskambil oynamak, satranç oynamak, kumarın her türü
Ve uçurtma uçurtmak yasaktır.
Kitap yazmak, film izlemek, resim yapmak yasaktır.