Çocukluk yapma!
Çocuk musun sen!
Çocuktan betersin!
Bu yaptığını çocuk yapmaz!
Fark ettiniz mi, çocuk kelimesini ne kadar olumsuz bir kavram halinde kullandınız?
Yaşayanların en kusursuzları belki de.
Oysa birçoğunuz çocukluğuna hasret. İmkan verseler dönmek için elinizden geleni yaparsınız.
Var mı çocukluk gibisi!
Bir ön yargıyı yıkarak
YouTube kitap kanalımda bu kitabı önerdim: ytbe.one/b1teQgT1toE
Ali Şeriati'nin bir zamanlar dediği gibi bu sefer sizi ben rahatsız etmeye geldim.
Öncelikle günaydın, sistemin masalına kısa bir süreliğine ara vermek isterseniz, hoşgeldiniz.
Cemre Demirel (blogger adıyla Michael Sikkofield), ilgi alanları olan din, felsefe ve
✨🌹
"Yunus Emre der ki; dünya yalandır
Güvenme malına, malın tâlandır
Seherde âşıka uyku hâramdır
Yeşil âlem ile gelir Muhammed
Allahümme salli salli alâ Muhammed"
YouTube kitap kanalımda Mehmet Yılmaz'ın Yola Düşen Gölgeler kitabını önerdim: ytbe.one/o73ZS-Wrw04
Yanımızdan öylece geçip giden insanların yüzündeki yaşanmışlıkları görmeye kendi hayatımızı düşünmekten hiç fırsat bulabildik mi?
Mehmet Y. bu kadar ticari imkansızlık ve zor koşullar içinde kıvranan edebiyat
Eser Abdulkâdir Geylânî hazretlerinin sohbetlerinden, nasihatlerinden oluşuyor. Derece derece insanın içinden alacağı, kendine giydirecegi hasletler, dersler mevcut..
Avama ayrı, havâsa ayrı bir sesleniş..
Herkesin her bir ruhun alacağı ortak şekil özetle şöyle anlatılıyor:
Nefsinin kölesi olma; Allah'a asi olarak da nefsine zulmetme.
Rabbinin
Helios ışığını tüm gücüyle tenimizde gezdirirken, Kharitlerden doğma bir neşeyle, yanımda hırlayan, tıslayan Cerberus hizmet ediyordu bütün konuklara... Kadehlere değişik tatlarda Ambrosialar doluyor, anında tükeniyordu. Zeus’un keyfi yerinde olurdu, Hera’yı edebilseydi ikna. Hades’in gözlerinde Persephone’nin diri bedeni, Ares, Hephaistos’un
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun."
Birhan Keskin, fakir kene
"Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
Nurettin Topçu!..
Türkiye’nin çağdaş dervişi…
Nurettin Topçu'yu "Cumhuriyet dönemi Türkiye’sinin kalbi ve ruhu" olarak tanımlayan Üstâd Mehmet Kaplan, vefatının ardından Topçu için, "Ben onda Yunus Emre'nin çağın felsefesi ile yoğrulmuş büyük bir temsilcisini buldum. Hiç şüphe etmiyorum ki öbür dünyada yöneldiği yer
Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz.
Gel bu dünya'ya gönül verme, geçer yahu ne kalır.
Aşkın ile aşıklar, yansın âlem ne çıkar.
Yunus Emre der ki, gönül kazan çünkü bu sırra eren olur.
“Ruhunla temizle yüce aşkının kapısının önünü. O zaman olursun O’nun gerçek aşığı…”*
Şark geleneği ve geleneğimizde aşkı ayıp sayarız. Daha düne kadar aşk sadece gönül işiydi, ancak günümüz aşkı ayaklar altına alıp bir erkek ve kadın arasında geçen bayağı bir çıkar ilişkisine çevirdi. Sayısız kişiye sorsan aşkı; genel olarak ya Ayşe der ya Fatma,