Bugünlerde hiç olmadığı kadar tarihe merak sardım.
Arka arkaya benzer içerikte okumalar sürünce taşlar daha yerine oturuyor. Örneğin hep bahsi geçen Hatay’ın durumunu merak ediyordum. Bu kitapla çok daha netleşti.
*Müftü Rıfat Börekçi’yi daha yakından tanıdım. İyi ki tanıdım.
*Posta müdürü Refik Halid Karay’ın milli mücadeleye karşı olup haberlerin ulaştırılmasında nasıl engel olduğunu ama sonrasında Atatürk’e hayranlığı,
*Atatürk Orman Çiftliği'ne verilen emek, verimliliği ve bugün yok edilişi,
*Etimesgut Köyü, örnek olarak kurulan muazzam köy o da bugün yok.
*Saidi Nursi ve daha birçok bilgi akıp gidiyor.
Bunları öğrenince ne mi oluyor? Kâh mutlu oluyorsunuz, kâh canınız çok sıkılıyor.
Ülkenin gündeminde tarih ile ilgili bazı söylemler yer alıyor ya, işte işin aslını bildiğiniz zaman neyin doğru neyin yanlış olduğunu kavradığınızdan kanmıyorsunuz.
Söylenenlerin doğruluğunu tartıp biçiyorsunuz. Sinan Meydan da Yüzyılın Kitabı'nı bu yüzden yazmış. Kasvetli bir tarih kitabı değil, rahat okunuyor. Bu nedenle tarihle ilgilenmeyen gençlere hediye edilebilir.
Benim için en mühim tarafı özellikle kurtuluş mücadelemizde Atatürk’ün önderliğinde ona inananların başardıkları. Ve bizde yoksulluğun, cahilliğin dibi varken (harf devrimi öncesi Arap harfleri ile okuma oranı % 8.61) başarılması mucize değil mi? Atatürk bu haldeki Türk milletine inanmıştı.
O zorlukta bu Cumhuriyet kurulmuş ise bugünkü zorluklar da aşılır diye umut ediyorum.
