İncelememe başlarken kitabı okumaya karar verirseniz tüm ön yargılarınızı ve bağlılıklarınızı bir kenara bırakıp kitaba öyle başlamanızı tavsiye ederim. Eğer din,ırk ve millet kategorileri sizin için birer tabuysa bu kitap sizi rahatsız edecek içeriğe sahip nitelikte.
Kitap çok çarpıcı ve sarsıcı olmasına rağmen,o kadar anlaşılır ve sade bir dil
"Bazı aşklar bitmesi için yaşanır.
Bazı doğum günleri kötü geçer.
Bazı Romeo'lar Juliet'leri iplemez.
Boşver. Kim aşktan ölmüş ki!"
İncelememe büyük şair, kıymetli dostum merhum Derman İskender Över'in -namı diğer Küçük İskender- dizeleri ile başlamak istedim. Aşktan kim ölmüş ki! Aşk öldürür mü, senin için ölürümler
"hiçbir şey umrunda değildi. Yaşamını gözlemleyerek harcıyor bu sırada zaman ve onunla birlikte gençlik akıp gidiyor , singer kıskanılası gençlik anılarını yakalamak , bu anların tadını çıkartmak için kılını bile kıpırdatmıyordu . Kişiliksiz bir sorgulayıcı benliksiz bir yaşam reddiyecisi , tümüyle olumsuz bir ruh olarak her şeyi neredeyse kendisini silerek gözlemliyordu . Bunun verebileceği rahatlatıcı bir özgürlük ya da bağımsızlık duygusunu hiç umursamadan kendisini akıntıya bırakmıştı. Yaşamın uzun yolunda kişiliksiz, eylemsiz bir gezgindi; ömrünün baharında yıllar boyunca kambur , gözleri yere çivili yürümüştü."
l Oğuz Atay’ın o çok sevdiğim büyülü dünyasında kaybolduğum yeni bir eserin yorumuyla geldim. Yazarın tek tiyatro eseri olan ve vefatından sonra sahnelenen: Oyunlarla Yaşayanlar.
l Atay’ın bu eserinde bir tutunamayan bizi karşılıyor aslında… Coşkun, vaktinden önce tarih öğretmenliğinden emekli olmuş ve kendini tamamen oyun yazmaya adamış biridir.
Hakan Günday okumamış olmanın "keşke"si uğradı kültür mabedime. Ben daha ilk satırlarda göz gezdirip harf ve kelimeleri dizginlemeye çalışırken hissettirdi varlığını. Gölgesi düştü önüme, hesap sorarcasına: ‘’Otobiyografik belleğinin hakimiyetini aldığın yaştan beri niye kesiştirmedin yolunu?’’ Neyse ki ölmeden önce kesişti