Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
144 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
GORDİON DÜĞÜMÜ*
Bu ağdalı zaman yolculuğunda gezgin birer çingeneyiz. Yaşadığımızı sanıyoruz. Asimile edilirken entegre olduğumuz fısıldanıyor kulaklarımıza -neredeyse- artık doğar doğmaz. Komşu kavramı anlamını yitirdi, ‘öteki’ne dönüştü. Artık dünyadaki herkes birbirine yabancı. Aile bireyleri bile… En yakınımız, her şeyimiz elimizdeki cep telefonları. Çipten
Eğitim Üzerine
Eğitim ÜzerineZygmunt Bauman · Ayrıntı Yayınları · 2020143 okunma
125 syf.
·
Puan vermedi
·
8 saatte okudu
#1001kitap~~~
Rebecca West, asıl isimi Cicily Isabel Fairfield, Rebecca West ismini, ergenlik çağındayken oynadığı Henrik Ibsen'in Rosmersholm/Rosmer Malikânesi oyunundaki baş karakter olan güçlü karakterden esinlenerek almıştır. Feminizm ve sosyal reform hareketlerinde aktif rol alan Rebecca West'in ilk kitabi Henry James 1916'da yayımlandı;
Askerin Dönüşü
Askerin DönüşüRebecca West · Everest Yayınları · 201864 okunma
Reklam
336 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Bu kitabı sadece hayatı sorgulayarak yaşayanlara, yüreğinde yaşamak ağrısını hissedenlere tavsiye edebilirim. Mürşid ile madencinin inanılmaz ince kurgulanmış diyaloglarindan hayatı sorgulamaları sizi de bu sorgulamanin içine çekecektir. Kitaptan üç alıntı sözlerimi özetlemeye yetecektir. Hikayeler insanı kendi kuyusundan çıkarır, başkalarının kuyularına atar.” S- 12 “Anlatabilmek için anlatılacakların olgunlaşmasını beklemek lazım. Bir acıyı zamansızca anlatmak dokusunu bozar, beklemek lazım.” S- 71 “Anlatmak acıyı gidermiyor ama uyuşturuyor.” S- 143
Dünya Ağrısı
Dünya AğrısıAyfer Tunç · Can Yayınları · 20214,008 okunma
184 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"Mahrum" Üzerine Düşünce
Sizi, sizden habersiz ve size sormadan izinsiz, sizde bir mahrumiyet yaratan her kimse o mahrumiyetin acısını izinsiz ve hatta zamansızca bir başkasından çıkarmak boynunuzun borcu oluyor her halde. Can acısınızı, en büyük travmanızı eski bir sandığın en karanlık köşesine de gömseniz önünde sonunda bir açıklık bulup, çıkıp gün ışığında parlıyor.
Mahrum
Mahrum
Mahrum
MahrumEren Abaka · Epsilon Yayınevi · 201972 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Şehirde Yeni Bir Rüzgâr Başlayacak
Şehirde yeni bir rüzgâr başlayacak. Rengi değişecek her şeyin. Yapraklar döne döne kavuşacak toprağa. Şehrin sokakları, kaldırımlar, dilimize takılan türküler bir rüzgârın serinliğine takılacak, hüzün hiç uğramayacak semtimize. Aşk ile gireceğiz sokaklara, çiçekleri aşk ile koklayacağız. Bir düş kuracağız içinde sevmek olan. Şehirler açacak kapılarını aşk ile. Hayat bir devr-i daim. Ne kadar da hızlı değişiyor her şey. Bir yıldız kayıyor usulca. Bir çocuk yolunu kaybediyor. Bir rüzgâr zamansızca saçlarımı dağıtıyor. Bu mevsimi sevmeli miyim yoksa sevmemeli miyim? Ağaçlar bile yapraklarını terk ediyor. Yapraklar renklerini terk ediyor. Dağ, bayır, dört bir yan rengini kaybediyor. Bu kadar kayıp arasında ben kazanan olmak için sımsıkı sarılıyorum söze. Arkamda ne kadar ses bırakacağım belli değil. Önümde kaç acı yitip gidecek? Gelişim tuhaftı, gelişim bir acemi ürperti. Eflatun bir ışık var üzerimde. Bu rengi nerden hatırlıyorum bilmiyorum. Dünyanın bütün ezgileri kulağımda. Her köşeden yeni bir ses yükseliyor. Her sesin ayrı bir rengi var bende. Şehirde yeni bir rüzgâr başlayacak, kendine benzetecek hepimizi.
Şehirde Yeni Bir Rüzgar
Şehirde Yeni Bir RüzgarMustafa Uçurum · Az Kitap · 201826 okunma
100 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
21 saatte okudu
Merhaba. Sanırım ben İlhami Algör hayranıyım. Hani birini çok sevdiğiniz zaman saçmalasa bile "çok tatlı yaa" dersiniz ya, İlhami Algör'ün bazı cümlelerine öyle dediğimi farkettim. Kendisinin, gerçek hayatta kapısını çalabileceğim bir abim olmasını isterdim. Zamansızca gideyim, o konuşsun ben dinleyeyim. Hatta ara sıra varlığımı da unutup kaybolsun cümlelerinde, ben de kayboluşuna şahit olayım isterdim. İşte Hisli Kirpi kitabı da -diğerleri gibi- kurduğum hayalin fragmanı gibi. Yine bir abimiz var, tam hayalimdeki gibi biri. Dergiye yazılar yazıyor, yazmaya çalışıyor. Hayali karakteri var, bazen onu konuşturuyor ve hatta konuşabiliyor olmasına şaşırıyor. Genelde "Aziz Bura" isimli bir sahil kasabasında, arkadaşının evinde yaşıyor. Ve bunları resim yapar gibi hikayeleştiriyor. İlhami Algör kitaplarıyla ilgili tek sıkıntım çok kısa olmaları. Bir de kendine has bir argosu var normalde ama bu kitabında pek kullanmamış, şaşırttı. Neyse efenim, tanışmadıysanız tanışmanızı öneririm. Şahsına münhasır karakterlerini de kendisini de seversiniz bence. Kitapla kalın.
Hisli Kirpi
Hisli Kirpiİlhami Algör · İletişim Yayınları · 2021241 okunma
Reklam
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 saatte okudu
Huzursuzluk; İstanbul'da gazetecilik yapan İbrahim'in, çocukluk arkadaşı Hüseyin'in öldürülmesi üzerine doğduğu şehir Mardin'e gidişini ve Hüseyin'in başına gelenlerin ardına düşüşünü anlatan son derece sürükleyici bir roman. Zülfü Livaneli'nin Serenad'dan aşina olduğumuz, anlatının içine dalma isteği uyandıran etkileyici ve gerçekçi kurgusu Huzursuzluk'ta da yetkinliğini koruyor. Zamansızca başlanılası ve bir gecenin sabahına dek okunulası bir yapıt. Öyle ki sıcak yatağınızda veya gecenin soğukluğunda dahi olsanız bir Mezopotamya Güneşi eşsiz bir anlatımla harmanlanıp teninizde gezinebilir. Huzursuzluk; günümüz yaşantısında hepimizin kendini uydurduğu kalıplardan kurtulup, çağın unutturduğu benliklerimizi hatırlatmak suretiyle kitlelere sancılı bir uyanış yaşatacak nitelikte bir kitap. Memleketin batısı veya doğusunda doğmuş olmanın hiçbir şey ifade etmediğini, globalleşmenin pençesinde her birimiz batı kıyılarına sürüklensek de kalbimizin bir köşesinde doğu medeniyeti özlemiyle attığı gerçeğini hatırlatan bir yapıt. Doğu kültürüne uzak hisseden herkesin okumasını tavsiye edebilirim. Mardin sokaklarında manevi bir yürüyüşü tüm okuyacaklara güzelleyebilirim... Çünkü Mezopotamya güneşi hepimizi ısıtacak ve aydınlatacak kadar yücedir.
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799,4bin okunma
416 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Sürekli zamansızca birbirimizden gidiyorduk ama unuttuğumuz bir şey vardı; ölüm, vedaları beklemezdi. Beklenen olmuştu yeşil ameliyatı olacaktı ama son anda kalbi beklenmedik tepki verip anesteziyi kaldıramayınca ameliyat iptal olmuştu. Yeşil aldığı serumlardan dolayı son bir yılını hatırlamıyordu zaman geçtikçe verilen ilaçlarım dozundan
Ötanazi Okulu 3
Ötanazi Okulu 3Maral Atmaca · Ephesus Yayınları · 20232,206 okunma
·
Puan vermedi
Kırgız köyünde savaşa alınan İsmail adlı yeni evli küçük bebeği olan bir adamın askere gidişiyle başlayan hikayemiz köyde yaşananlarla devam etmektedir. Çocuğu ve yaşlı kaynanası ile kalan genç gelin Seyde 'nin birgün kocasının zamansızca eve gelmesi ile hayatı değişiyor. Askerden kaçan koca İsmail'i saklıyor ve hergün içini kemiren duyguyla toplum içinde utanıp sıkılıyor. Gün geçtikçe gaddarlaşan asker kaçağı ve yokluktan tarlalardan buğday arayan Seyde 'nin çektikleri güzel anlatılmış. Kitap öyle güzel bir dille anlatılmışki yeşilçam dram filmleri kıvamında olacak şekilde harika. Ülkemizde de kurtuluş savaşı dönemlerinde herkes askere giderken askere gitmemek için çeşitli tekkelere sığınan vatan hainleri olmuş. Bunu engellemek adına tekke ve zaviyelerin kapatılması kararı alınmış. Yazım dili olarak yokluk ve köy hayatından sıkça eserlerinde yer veren Yaşar Kemal gibi etkileyici bir kitap ortaya çıkartmış. Kitap sayfa olarak az fakat hedeflenen etkiyi gösterecek kadar eşsiz yazılmış. Herkese bol kitaplı günler dilerim.
Yüzyüze
YüzyüzeCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 20183,753 okunma
480 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Fransız Teğmenin Kadını Üzerine
Fransız Teğmenin Kadını 1800'lerin Viktorya dönemini eleştiren 1969 basımı nadir kitaplardan biri. Yazar John Fowles'un meşhur olmasını sağlayan, tüm hayatını kıyı bir kasabada geçirmesine sebep olan kitap aynı zamanda. Aşk romanı gibi görünmesine rağmen aslında bir aşk romanı değil. Daha çok Viktorya döneminin ahlak anlayışını
Fransız Teğmenin Kadını
Fransız Teğmenin KadınıJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20202,392 okunma
Reklam
120 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
İletişime girilen ilk ilişkide kişi kendini saklar mı yoksa nasılsa hemen ortaya koyar ve devam mı eder? Kendini gizlemeye çalışan asıl “ben”i gizlerinde ortaya koyarak farklı bir tanışma biçimi mi seçer? İnsanların iç dünyalarına ve davranışlarının temellerine ilişkin duyduğum ilgi, türünün adını koymakta zorlandığım bu eseri benim için daha ilgi çekici hale getirdi. Her kitap bir bibliyoterapist. Terapi esasında anlatarak tedavi olma sürecidir. Kitap okurken anlatamıyorum belki ama bir cümle dokunup, anlatma isteği oluşturabiliyor veya yalım bir yüzleşmeyi zamansızca yüzüme çarpabiliyor. Okurken kendi yarama denk geldiğim yerlerde bir lahza korku vurur geçer beni. Herkesten gizlenmiş kabuk bağlamış bu yaranın yeniden kanatılma korkusudur bu.
Orada Bir Arada
Orada Bir AradaEngin Geçtan · Metis Yayıncılık · 2017324 okunma
500 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
İkinci kitap ve Celaena artık kralın suikastçısı oldu. Celaena bu tabi ki de görevini nasıl yaptığı bir sır. Okudukça ne olduğunu anlıyorsunuz. Kendi gündemini kendi yaratıyor. Bir sürü yalanın içinde sadece istediği sırlarını korumak mı yoksa istediği basit bir hayat mı? Olaylar gelişirken tek arkadaşını kaybetmesi ve tüm yaşananlarla sırlar birer birer açığa çıkıyor. #kitapyorumu Öncelikle kitaptaki hatalar sıkıntı verici. Buna rağmen özellikle Celaena'nın kendini kaybettiği anlar okurken beni benden aldı. Chaol ile ilişkisi ise büyük sıkıntı. Chaol'un sadakat sorunu ilişkilerindeki en büyük engel gibi gözüküyor. Herkesin kendine sakladığı sırlar olayları daha karmaşık hale getiriyor. #alıntı "Nehemia gitmişti. Ve dünya...Onsuz da dönüyordu. Sam öldüğünde Celaena onu yüreğine gömmüştü; ölen,isimlerini kendisi bile unutacak kadar bir sır gibi sakladığı diğer sevdiklerinin yanına. Fakat Nehemia... O oraya sığmamıştı bir türlü. Sanki Celaena'nın yüreği ölülerle, zamansızca yitip gidenlerle dolup taşmıştı."
Karanlık Taç
Karanlık TaçSarah J. Maas · Dex Yayınları · 20152,029 okunma
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.